Sözüm meclisten tam içeri, dışarı falan değil.
Parlamenter sistemin yerini alan düzende ülkemizi neredeyse tek başına yöneten
Cumhurbaşkanı, eskisi kadar etkin olmasa da kabine ve meclis, büyük bir
sorumlulukla karşı karşıya…
Toplumun birlik ve beraberliğe, huzura, refaha,
hukuka, adalete ihtiyacı var. Bölünmekten, parçalanmaktan yorulduk. Kırmaktan,
kırılmaktan, dövüşmekten, çatışmaktan sıkıldık…
Çok öldük, çok üzüldük…
Birbirine tahammülü olmayan insanlar olduk çıktık.
Açık kapalı, sağcı solcu, dindar ateist derken etnik kökenden cinsiyete kadar
ne çok bölündük parçaladık…
Yetmedi meslek örgütleri, barolar…
Birbirimize tahammül etmeyi öğrenmeliyiz.
Sevmesek de saygı duyabilmeliyiz. Saygı gösteremeyen insanlar topluluğu olduk
çıktık. Demokrasimizin ilerlemesi gereken süreçte hep geriliyoruz…
Basın ve ifade özgürlüğü dip yaptı…
Düşünmek, yazmak, çizmek suç oldu. Hoş yazıp
çizmeyi, konuşmayı da beceremiyoruz. Hakaret ediyor, küfrediyor, aşağılıyoruz…
Ne geçmişin naif siyasileri kaldı ne nezaketli
toplumu…
Gerilim herkesi sardı. Oysa geçmişte hoşgörü
denince akla ilk gelen devlettik. Kaybettiğimiz değerlerimizi tekrar kazanmak
zorundayız…
Bu tahammülsüzlükle daha fazla ilerlemeyeceğimiz
ortada…
Bakın barolara ilişkin seçim sistemini
düzenleyen değişiklik yapıldı. Sormadan, danışmadan, dayatmayla getirildi.
Baro başkanları açıklama yaptı. Uyarıları dikkate alınmadı. Eylem yapmak,
anayasal haklarını kullanmak istediler. Tartaklandılar. Polisle karşı karşıya
geldiler. Bariyerler kuruldu önlerine. Aç, susuz bırakıldılar….
Tartaklandılar…
Terörist ilan edildiler…
Amaçlarının hak, hukuk, adalet olmadığı iddia
edildi...
Yetmedi, kendi evleri olan adliyeye alınmadılar…
Ve düzenleme geçti. Ne getirip götüreceği
ilerleyen günlerde belli olacak. Ama pek de hayırlı olmadığı ortada…
Çünkü alternatif barolar kurulacak…
Siyasetin tam odağına girecek barolar…
Keşke olmasaydı ama oldu…
Sırada kadın ve çocuk hakları için düzenlemeler
var. İleri değil, geri götüren düzenlemeler. Kadınlar da sokaktalar. İstanbul
Sözleşmesi’ne sahip çıkıyorlar…
Çocuk yaşta yapılan sözde evliliklerin, erken
yaşta evliliklerin legalleşmemesi gerektiğini anlatıyorlar…
Dinleyin…
Yasaklarla, yoklukla ve yoksullukla, yolsuzlukla
mücadele için çıkılan yolda gelinen noktayı iyi değerlendirin…
Toplumun küresel sorunlarla baş etmek için
birleşmeye ihtiyacı varken, vazgeçin bu inattan…
Vazgeçin…
Barış, huzur ve refah dolu bir toplum istiyoruz…
Demokrasi, adalet istiyoruz…
Unutmayın, hepimize lazım bunlar…