BİR KANALDA GÖRDÜKLERİM:

Keder boyutumuz pik yaptı. Dünyanın en güzel yerlerinden birisi olan Trabzon Uzungöl, zamanında bir zemin kayması sonucunda oluşmuş harika bir manzara.

Mas mavi sularıyla, çevresinde yem yeşil ormanlarıyla bir huzur coğrafyası, yıllarca başta Karadenizli insanımızın yaylası ve mesire alanları olmasının yanında yurdun dört bucağından gelen + dünyadan akın eden turistlerin ziyaret merkeziydi.

Şimdi ise tepeden topuklarına kadar sim siyah çarşaflara bürünmüş varlıklı Arap ailelerinin yaşam alanı haline geldiğine tanık olduk.

Tamamen istila edilmiş, Türkçe bilmeyen, her yerinde Arapça dilinin konuşulduğu, araba plakalarının ve tabelalarının bütünüyle Arapça yazılarla donatıldığı, yerleşik ticaretin Arapların eline teslim edildiği zavallı bir Uzungöl.

Yerel olarak Karadeniz kültürünün yerini Arap kültürünün hâkim olduğu bir Uzungöl. Bir arabanın, basit bir makinenin dahi bir el kitabı, bir kullanma kılavuzu vardır.

Peki işgal edilen Uzungöl'e yerleşen Arapların; Göl'ü, göl çevresini, etrafındaki yemyeşil ormanları nasıl kullanmaları ve korumaları gerektiği konularında bir yasa

Bir yönetmelik yahut bir statü belirlendi mi, o yabancılar üzerinde bir eğitim alt yapısı oluşturuldu mu?

Kimsenin kılık ve kıyafetiyle bir derdimiz yok. Kastettiğimiz nokta bu değil. Mesele, yoksun Uzungöl yayla toplumunun kenardan bakarak Arap çocuklarının çevreyi ve oyuncakları, tahterlileri keyiflerince kullanmalarının yanında diğer çocukların hüzünle onları seyretmeleridir üzücü olan.

Lütfen sapla samanı karıştırmayalım.

Konunun iyi tercüme edilmesi gerekir. Yerli ve yabancıların hukuk çerçevesinde, devletin karar ve ilkeleri doğrultusunda bu ülkede mülk ve mekân sahibi olmalarına bir şey söyleyemiyoruz.

Ancak konunun bir ekonomik+ bir ekoloji+ bir sosyal ve toplumsal psikolojisi bakımından bir fizibilite, makul bir proje, kısa, orta ve uzun vadeye yönelik hesap kitap yapılarak bilimsel kurgularla, mühendislik normlarıyla örtüşen bir eylem sonucunda ancak yabancıların mülk edinmeleri sağlanabilmelidir.

Özetle: siz Uzungöl'ün en az 50 yıl geleceğini hesap ettiniz mi?