Pazardan satın aldığımız salatalıklar buzdolabında büyümeye devam ediyor. Tarımsal üretimin kaynağından, ulaşımına, pazarlara getirilip pazarlanmasına kadar olan tüm sürecin; insanların sağlıklı ve kaliteli beslenmesi adına denetlenmesi için yıllardan bu yana yazdığımız yazıların ve hatırlatmalarımızın boşa gittiğini görmek; bizleri derinden yaralamakta hepimizi kahretmektedir.
Cumhuriyet tarihimizin başından bu yana yapılan piyasa denetimlerinin, günümüzde yapılmıyor olması ayrıca milli bir kronik durumdur. Belki de bunun doğru olmadığı, piyasanın denetlendiği, bu konuda bir takım istatistiki değerlerin bulunduğu ifade edilerek bizlerin bu sözleri yalanlanabilir. Fakat bizler kamuoyu ve haklı tüketici vatandaşlar olarak sonuca bakarız. Eğer inanmazsanız illaki "bizim dediğimiz doğrudur" diyorsanız Allah aşkına gelin de şu piyasayı gayet samimi bir niyetle birlikte dolaşalım.
Bu konuyu yıllardır ve defalarca dile getirdik. Arşivlerimiz dop dolu. Kamu sağlığının korunması adına adeta yalvarışa geçtik, gelin bu konu kanayan bir yara ,bir neşter atalım
dedik. Sonuç değişti mi, taktir insanımızındır. Buzdolabında büyümeyi sürdüren salatalıkta % kaç hormon var, pestisit, toksik madde, tarım ilacı, tarım zehri var mı yok mu, eğer varsa ne kadar var, gıda maddeleri tüzüğünün ve yönetmeliklerin izin verip vermediği değerlerin durumu nedir, bu konuda vatandaş ne yapmalı, devletin kurumları ne yapmalı, kurumlarımız, kamu sağlığının korunması adına anayasal görevlerini yerine getiriyor mu getirmiyor mu, tümüyle bu konularda bir ARGE'niz var mı, Açıkta satılan hassas gıdalar hakkında neler yapılıyor, esnafın sağlık karnesiyle, feçes muayeneleri, herhangi bir bulaşıcı hastalığının olup olmadığı ve geneli hakkında çalışmalardan memnun musunuz? Pazar yerleri yönetmeliğine neden uyulmuyor.7 yaşındaki çocuklar dahil tezgah başında avaz avaz bağırıp çağırarak halkı sağır eden satıcılar neden engellenmiyor. İlgili belediyelerimiz, zabıtamız nerde, bütün bunları neden dile getiriyorsunuz diye bizlere kızıyorsunuz değil mi, hakkınız yok. Önce yasa diliyle konuşalım ve o dil kurallarının icap ettirdiği huşular temiz edilsin ki bizim de sesimiz kesilsin.
Özellikle semt pazarlarındaki kuruluş düzeni, akım şeması ve yerleşim biçimi, Oralarda konuşlanan insan unsuruna dayalı dizayn genel manada Anayasa’nın 3. Ve 56, maddelerine,2872 sayılı çevre mevzuatına, 1593 sayılı U.H.K., Pazar Yerleriyle ilgili yönetmeliğine, gürültü kirliliğinden halkın korunmasına Yönelik yönetmeliğe, yaya trafiği ve genel trafik yönetimiyle ilgili yönetmeliğe, Diğer ilgili mevzuata ve içtihatlara aykırıdır.
Bu nedenle il ve ilçelerimizde resmi kurumlarımızın oluşturacağı bir Koordinasyon ağı çerçevesinde kurumlar arası dayanışmayla bu konular Çözüme kavuşturulabilir.
İhtiyaç duyulması halinde bu konularda, üstün kamu yararının gözetilmesi Adına; 60 yıllık bir çevre sağlığı bilimcisi olarak kurumlara, karşılıksız, hiçbir Bedel talep etmeden, gönüllülük esası dahilinde danışmanlık yapabilirim. Bir sivil hareket olarak devlet hizmetlerine katkı koymak, bizlerin evrensel sorumluluğumuzdur. Her şeyi devletten bekleme lüksümüzün olmadığının bilinci içinde kendimizi devlete deşifre ediyoruz. Talep edilsin biz de olalım.