21 Ağustos 2024'te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2011 yılından bu yana ilk kez Rusya’ya bağlı Çeçenistan Cumhuriyeti'ne bir ziyaret gerçekleştirdi...Burada Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Putin, ziyareti sırasında camiye gitti...Rusya Devlet Başkanı Putin, Çeçenistan’da Hazreti İsa Camii'ni ziyaret etti. Putin burada, kendisine hediye edilen Kur'an-ı Kerim'i önce öptü, ardından da kucağına aldı…
25 Temmuz 2024'te Alaska'da tarihin ilk Rus Çin askeri tatbikatı hayata geçirilirken, Sinop'ta ve Kırklareli'nin İğneada ilçesinde birer  Rus nükleer santrali kurmak isteyen Rus lider Vladimir Putin Mersin Akkuyu nükleer santralini korumak için burada bir Rus askeri üssü kurarak NATO adı verilen anti Rusya- Çin savunma teşkilatına tarihinin en büyük kazığını atmayı planlıyor…
Putin bunu yapabilirse Rusya'nın en büyük liderlerinden Stalin'in Türkiye'de 1939 ve 1945 döneminde Rus askeri üssü kurma hayalini gerçeğe dönüştürmüş olacak…
Türkiye'nin üçüncü nükleer enerji santralinin ise Kırklareli'nin İğneada ilçesine kurulması planlanıyor...Vladimir Putin bu üçüncü nükleer santrali Çin'e kaptırmamak için şu anda devrede…

NATO ve Türkiye 1950-1953 döneminde Çin ve Rus ordularıyla Kore'de savaşmış, 1000'e yakın Türk asker Kore'de şehit düşmüştü…

ABD, 1 milyon 789 bin askerle Kore Savaşı'na en çok asker gönderen ülke oldu. İngiltere 56 bin askerle 2'inci, Kanada 26 bin 791 askerle 3'üncü sırayı aldı...Savaşta, Güney Kore'de 40 bin 670 BM askeri, 137

bin 899'u Kore askeri olmak üzere 178 bin 569, Kuzey Kore'de ise 508 bin 797 asker hayatını kaybetti...Kore Savaşı'nda 36 bin 940 askerini yitiren ABD, "en çok kayıp veren ülke" oldu. ABD'yi 1078 kayıpla

İngiltere izlerken, Kore Gazi Bakanlığının kayıtlarına göre, cephede hayatını kaybeden 700'ü aşkın asker ile yaralanıp cepheden ayrıldıktan sonra vefat eden ve kaybolanlar da dahil Türkiye, Kore Savaşı'nda

900'ü aşkın şehit vererek, 3'üncü sırada yer aldı…

RUSYA KARADENİZ'İ RUS GÖLÜ YAPMAYA KARARLI!  RUSYA'NIN EMPERYAL TARZI GENİŞLEME KRONOLOJİSİ

Rus lider Muhteşem Petro (1672-1725) İsveç topraklarına el koymuştu...Saint Petersburg'un ilk binaları 1703'te İsveç bataklıkları üzerine inşa edildi…
Rus lider Catherine the Great (1729-1796) Rusya adına Kırım'a 1783'te el koydu…
Rus lider 1. Alexander (1777-1825) Rus ordusunu komuta ederek 1814'te Paris'e girdi…
Rus lider 1. Nicholas (1796-1855) 30 Kasım 1853'te ordusunu Sinop limanına saldırttı; 12 Türk gemisi yakıldı ve 2.700 Türk askeri şehit edildi…
Rus lider 2. Nicholas (1868-1918) Kore'yi işgal edebilmek için 1904-1905'te Rus ordusunu Japon ordusuyla savaştırdı…
1917'de Rusya'da iç savaş çıktı ve milyonlarca anti Komünist Rus Türkiye üzerinden Avrupaya ve ABD'ne kaçtı…
Gürcü asıllı Rusya lideri Stalin (1878-1953) 1945'te 34.5 milyon askeriyle Adolf Hitler'i intihar ettirdi ve yaklaşık 10 milyon Almanı öldürttü...Rusya nüfusundan 27 milyon sivil ve asker insan Alman ordusunca 1941-1945 arasında öldürüldü.…

Rus lider Leonid Brejnev (1906-1982) Hazreti İsa'nın doğum günü olarak kutlanan 25 Aralık'tan bir gün önce 130.000 askeriyle Afganistan'ı işgal etti (24 Aralık 1979)
Vladimir Putin'in emriyle Rusya Ukrayna toprağı Kırım'a 18 Mart 2014’te el koydu…
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar açıklaması:
24 Şubat 2022'den sonra, Ukrayna'dan 400.000+, Rusya'dan 800.000+ kişi savaştan kaçarak Türkiye'ye geldi…

7 Mart 2024: Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enerjide yılda 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek olan ve Türkiye Rusya işbirliğiyle ortaya çıkan Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali'mizin yapımı devam ediyor. Santralin tüm reaktörleri 2028'e kadar hizmete girecek.

3 Temmuz 2024 haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rusya ile Sinop nükleer santrali için ciddi adımlar atabiliriz…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Rusya ile Sinop Nükleer Enerji Santrali ile ilgili görüşmelerimiz var. Bu konuda ciddi adımlar atabileceğimize inanıyoruz." dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi için geldiği Kazakistan'ın başkenti Astana'daki temasları kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi.

Erdoğan: Sinop Nükleer Enerji Santrali ile ilgili görüşmelerimiz var. Bu konuda ciddi adımlar atabileceğimize inanıyoruz. Bu konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız muhatabıyla görüşmelerini sürdürüyor. Bu görüşmelerle birlikte de tabii bu arada özellikle BOTAŞ ve Gazprom arasındaki ilişkiler samimi bir havada devam ediyor. Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacmi yıllık 55 milyar dolar civarındadır...Bizim hedefimiz 100 milyar doları yakalamaktı. Bu 100 milyar dolara ulaşabileceğimize inanıyorum. Bu konuda böyle bir potansiyele de sahibiz....7 milyon Rus turistin Türkiye'ye gelmesi de çok önemlidir…
21 Ağustos 2024'te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2011 yılından bu yana ilk kez Rusya’ya bağlı Çeçenistan Cumhuriyeti'ne bir ziyaret gerçekleştirdi...Burada Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Putin, ziyareti sırasında camiye gitti...Rusya Devlet Başkanı Putin, Çeçenistan’da Hz. İsa Camii'ni ziyaret etti. Putin burada, kendisine hediye edilen Kur'an-ı Kerim'i önce öptü ardından da kucağına aldı…

Washington Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Türkiye Çalışmaları Merkezi'nin direktörü Gönül Tol, Financial Times gazetesindeki yazısından bir bölüm:
“Moskova'nın, İncirlik ve Kürecik'e yakınlığı nedeniyle Akkuyu Nükleer Santrali'ne asker getirmeyi talep edebileceğinden endişe ediliyor”
Gönül Tol, Akkuyu Nükleer Santrali'nin NATO için Türkiye'nin 2017'de ikibuçuk milyar dolar ödeyerek Rusya'dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemine göre daha büyük bir sorun olduğunu, Akkuyu Nükleer Santrali ihalesinin Türkiye ile Rusya önümüzdeki 60 yıl boyunca birbirine bağlayacağına işaret ederek tesisin hem İncirlik'e hem de Kürecik Üssü'ne yakınlığına dikkat çekti. Tol, "ABD önderliğindeki NATO önde gidenleri Akkuyu nükleer santrali Rusya'ya ait olduğu için Moskova'nın santralin  güvenliğini sağlamak için asker getirmeyi talep edebileceğinden endişe ediyor" diye yazdı.
Tol, "Erdoğan, Rusya'nın devlet şirketi Rosatom tarafından Akdeniz kıyısında inşa edilen tesisi “Türkiye'nin ilk nükleer santrali” olarak adlandırmayı seviyor. Gerçekte ise santral Rusya'ya ait. Standart mühendislik, tedarik ve inşaat modelinde tedarikçi, anahtarları teslim etmeden önce reaktörü tasarlar ve inşa eder. Akkuyu, sektörde daha önce benzeri görülmemiş bir yap-sahip ol-işlet (BOO) modeli kullanıyor. Rusya çoğunluk mülkiyetini elinde tutuyor ancak tüm finansal, operasyonel ve inşaat risklerini üstleniyor" ifadelerini kullandı.

"Rusya, pahalı sözleşmeyi stratejik bir konu olarak ele alıyor"

Moskova'nın Akkuyu için inşaat, işletme, personel eğitimi, kullanılmış nükleer yakıtın taşınması ve işletmeden çıkarma işlemlerini kapsayan paketinin Türkiye gibi nükleere yeni başlayan bir ülke için çok cazip olduğunu; pahalıya mâl olsa da Moskova'nın bu tür sözleşmeleri stratejik bir konu olarak ele aldığını yazan Tol, şu ifadeleri kullandı:

"Rusya bunu sadece Akkuyu'da uyguladı ve tekrar kullanmak konusunda isteksiz. Ancak Başkan Vladimir Putin, bir NATO ülkesinde stratejik altyapıya sahip olmanın faydalarının mali risklerden daha ağır bastığını düşünmüş olmalı. Muhtemelen de haklı"

Santralden birkaç kilometre uzakta doğup büyümüş biri olarak derin endişe duyduğunu yazan Tol, "Süreçle ilgili şeffaflık eksikliği, çevresel riskler ve Rosatom'un zayıf güvenlik sicili beni ve milyonlarca bölge sakinini endişelendiriyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye'nin Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltma planı olarak Akkuyu projesini övse de aslında BOO anlaşmasının bunun tam tersini yaptığını yazan Tol, şu ifadeleri kullandı:

"BOO anlaşması, Türkiye ve Rusya'yı önümüzdeki yüzyıl boyunca, beklenen 60 yıllık işletme döngüsü ve bunu takip eden devreden çıkarma süreci boyunca birbirine bağlıyor"

"Erdoğan sonrası bir hükûmetin projeye itiraz etmesi anayasal olarak imkansız hale getirildi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile hükûmetlerarası bir anlaşma imzaladığını hatırlatan Tol, "Erdoğan sonrası bir hükûmetin buna itiraz etmesinin anayasal olarak imkânsız hale getirildiğini" ifade etti. Tol, "Bu da enerjiyi jeopolitik bir silah olarak kullanmasıyla bilinen Rusya'nın, iktidarda kim olursa olsun 100 yıl boyunca bir NATO ülkesindeki stratejik altyapı üzerinde doğrudan kontrol sahibi olacağı anlamına geliyor" dedi.

Akkuyu'nun, NATO'nun en büyük nükleer silah depolama tesislerine ev sahipliği yapan ve ittifak misyonlarını destekleyen bir merkez olan İncirlik Hava Üssü'ne ve yine NATO'nun Kürecik'teki radar tesisine olan fizikî yakınlığına da dikkat çeken Tol, şu uyarılarda bulundu:

"BOO sözleşmesi Rus personel ve varlıklarını bu NATO tesislerinin yakınına yerleştiriyor. Türkiye tesisi korumak için bir radar daha inşa edebilir. Askeri analistler ve savunma yetkilileri, Akkuyu Rusya'ya ait olduğu için Moskova'nın bu radarı işletmeyi ve güvenliği sağlamak için asker getirmeyi talep edebileceğinden endişe ediyor.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin milli savunmadan sorumlu genel başkan yardımcısı emekli tümamiral Yankı Bağcıoğlu, "Erdoğan'ın buna izin vermemesi gerektiğini" söyledi...