Merkel anı kitabında açıkça "Mevkidaşlarımı her seferinde fena halde kandırdım!" demesede her seferinde bunu yaptığını her ifadesiyle her kelimesiyle ima ediyor!

Merkel "Suriyelileri Avrupaya yollamaması için Türkiye'ye 3 milyar 173 milyon dolar ödedik... Ancak Türkiye Suriyelilere 40 milyar dolar harcadı" diyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2011 Suriye iç savaşı sonrasında Türkiye'ye gelen Suriye'de asker kaçağı durumunda olan Suriyeliler ve onların aileleriyle ilgili olarak "Suriyelilere 40 milyar dolar harcadık evelallah bir 40 milyar dolar daha harcarız" demişti...

Suriyeliler için yapılanları Sağlık eski Bakanı Fahrettin Koca’dan dinleyin:

“97 Milyon poliklinik hizmeti verdik.

4 Bin sağlık çalışanını işe aldık,

3 Milyon yataklı tedavi yaptık.

2 Milyon kişiyi ameliyat ettik,

754 Bin Suriyeli bebeğimiz doğdu”

Suriye iç savaşında 600.000 kişi öldürüldü, 1 milyon 800 bin kişi yaralandı ve 14 milyon kişi evini bırakıp kaçtı...

736 sayfalık anılarında Alman eski Şansölyesi Angela Merkel Türkiye'ye 3 milyar Euro ödeyerek 4 milyon Suriyeliyi Türkiye'ye zimmetlediğini ballandıra ballandıra anlatıyor...

Merkel, Lübnan ve Ürdün'ün de nüfuslarına oranla çok sayıda Suriyeli mülteciyi kabul ettiğine dikkat çekti.

Merkel tereyağından kıl çeker gibi bir operasyona imza atarak Orta Doğuda hakimiyet kurmak için Haçlı seferleri düzenleyen bütün Avrupa Krallarından, İmparatorlarından daha büyük bir hizmette bulunduğu Avrupa Birliği'ni Arap istilasından korumayı başararak çok sayıda büyük ödül kazanmayı başardı ve çok sayıda büyük ödül kazanmaya devam ediyor...

UNESCO BARIŞ ÖDÜLÜ MERKEL'İN OLDU

Angela Merkel'e, mülteci krizinin yaşandığı yıllarda çok sayıda mülteciyi kabul ettiği için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Barış Ödülü'nün verileceği açıklandı.

UNESCO'nun internet sitesinde yer alan yazılı açıklamada, Barış Ödülüne Merkel'in layık görüldüğü bildirildi.

Açıklamada ifadelerine yer verilen Barış Ödülü Jüri Başkanı Denis Mukwege, "2015 yılında başta Suriye, Irak, Afganistan ve Eritre'den gelen 1,2 milyondan fazla mülteciyi kabul etme konusundaki cesur kararı, jüri üyelerini derinden etkilemiştir" ifadelerini kullandı.

NANSEN MÜLTECİ ÖDÜLÜ MERKEL'İN

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından Nansen Mülteci Ödülü'ne layık görülen Merkel, ödülü yardımsever insanlara adadığını söyledi...

Merkel 2015 ve 2016 yıllarında mülteci krizinin yaşandığı dönemde, şiddet ve zulüm tehdidi altındaki 1,2 milyondan fazla mülteci ve sığınmacıyı ülkeye kabul ettiği için Nansen Mülteci Ödülüne layık görüldü.

İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan ödül töreninde konuşan Merkel, "Benim görüşüme göre, bu onur öncelikle o zamanlar işe başlayan ve durumu yönettiğimiz, başardığımız için teşekkür etmemiz gereken sayısız insana borçluyuz" dedi. Ödülü yardımsever insanlara adadığını söyleyen Merkel, görevliler ve sivil toplum kuruluşlarına da teşekkür etti.

Türkiye'nin mülteci krizinde Almanya'dan daha büyük bir yükü üstlendiğini söyleyen Merkel, mültecilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönebilmeleri için sürdürülebilir çözümler bulunması gerektiğine değindi.

Merkel'e ödülünü takdim eden BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, "Merkel'in en zayıflara yardım etme politikası cesur ve örnek alınacak cinstendi" dedi.

Ödülünü BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi'nin elinden alan Merkel, yaptığı konuşmada, Almanya'nın imzacı ülkeler arasında bulunduğu 1951 Mülteciler Sözleşmesinde insan onurunu korumanın önemine dikkat çekildiğini belirtti.

Adını Norveçli kaşif, bilim adamı, diplomat ve hümanist Fridtjof Nansen'den alan ödül, 1954'ten beri her yıl UNHCR tarafından mültecilerin, ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin veya vatansız kişilerin korunmasına olağanüstü katkılarda bulunan bir kişi, grup veya kuruluşa verilmektedir.

Merkel Suriye, Irak, Afganistan ve Eritre'den gelen 1,2 milyon mülteciyi Almanya'ya kabul etmişti...Bu kişiler sığınmacıların en yüksek nitelikli ve kalifiye olanlarıydı...

MERKEL : "TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ'NE TAM VE EŞİT ÜYELİĞİ HİÇBİR ZAMAN GERÇEKLEŞMEYECEK"

Merkel Türkiye'nin 87 buçuk milyonluk nüfusuyla Avrupa Birliği'ne asla tam ve eşit üye olamayacağını, 450+ milyon nüfuslu Avrupa Birliği'nde şu anda 13+ milyon işsiz bulunduğunu söyledi...

Avrupa Birliği yakında Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan'ı tam üye olarak kabul edecek...

ALMANYA 6 MİLYON 400 BİN İNSANINI ÖLDÜRDÜĞÜ POLONYA VE YUNANİSTAN'A TAZMİNAT ÖDEMEYE YANAŞMIYOR

İki ayrı haber kaynağı Polonya'nın 6 milyon insanını öldüren Almanya'dan 1,26 trilyon dolar ve 1,3 trilyon euro tazminat talep ettiğini duyurmuştu...

Yunanistan da 60 bini Yahudi asıllı toplam 400 bin Yunan vatandaşının Almanlarca öldürüldüğünü ve Almanyanın tazminat vermesi gerektiğini açıklamıştı...

Yunanistan Almanya'dan 300 ila 350 milyar Euro savaş tazminatı istemişti...

Almanya ise 1960'da Yunanistan'a 115 milyon Alman markı ödediğini ve konunun kapandığını iddia ediyor...

SINIRLARINDAKİ MAYINLARIN TEMİZLENMESİ TÜRKİYE'Yİ YASADIŞI GÖÇMEN AKININA KARŞI KORUNMASIZ HALE GETİRDİ

Sınır güvenliğini sağlamak, yasadışı göç akınlarını ve sınırlar kullanılarak ülkeye uyuşturucu maddeler, kaçak mallar, kaçak silahlar, kaçak altın sokulmasını önlemek için Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını mayınlamıştı..."Hudutların Kanunu"ndan (1967) "Yol" a (1982) kadar pek çok filmde bu konu işlenmiştir..

2014 yılında “Türkiye’nin Doğu Sınırlarında Mayınların Temizlenmesi ve Sınır Denetim Kapasitesini Artırarak Sosyo-ekonomik Gelişimin Sağlanması” projesi geliştirildi... Avrupa Birliği tarafından fon sağlanan bu proje; mayın temizliği alanında UNDP Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye ile Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasındaki ilk ortaklıktı...

Böylece sınırlarımız yol geçen hanına ve adeta kevgire döndü....

Freedom: Memoirs 1954 – 2021

For sixteen years, Angela Merkel was Chancellor of Germany and at the forefront of European and international politics. In her memoir, she looks back on her life in two German states―East Germany until 1990, and reunified Germany thereafter. How did she, coming from the East, rise to the top of the Christian Democratic Union to become the first woman to hold the office of chancellor? And how did she then become one of the most powerful heads of government in the Western world? What guided her?

In Freedom, Angela Merkel recounts daily life in the chancellor’s office as well as the dramatic days and nights when she made far-reaching decisions in Berlin, Brussels, and beyond. She traces the long lines of change in international cooperation and reveals the pressure politicians face when seeking solutions to complex problems in a globalized world. Here, she takes us behind the scenes of international politics, demonstrating both the importance of personal conversations and, crucially, their limits.

Reflecting on politics in a time of increasing confrontation and division, Angela Merkel’s memoir offers a unique insight into the inner workings of power―and is a determined and timely plea for freedom.

Freiheit: Erinnerungen 1954 – 2021

Die lange erwarteten Erinnerungen von Angela Merkel

16 Jahre trug Angela Merkel die Regierungsverantwortung für Deutschland, führte das Land durch zahlreiche Krisen und prägte mit ihrem Handeln und ihrer Haltung die deutsche und internationale Politik und Gesellschaft. Doch natürlich wurde Angela Merkel nicht als Kanzlerin geboren. In ihren gemeinsam mit ihrer langjährigen politischen Beraterin Beate Baumann verfassten Erinnerungen schaut sie zurück auf ihr Leben in zwei deutschen Staaten – 35 Jahre in der DDR, 35 Jahre im wiedervereinigten Deutschland. Persönlich wie nie zuvor erzählt sie von ihrer Kindheit, Jugend und ihrem Studium in der DDR und dem dramatischen Jahr 1989, in dem die Mauer fiel und ihr politisches Leben begann. Sie lässt uns teilhaben an ihren Treffen und Gesprächen mit den Mächtigsten der Welt und erhellt anhand bedeutender nationaler, europäischer und internationaler Wendepunkte anschaulich und präzise, wie Entscheidungen getroffen wurden, die unsere Zeit prägen. Ihr Buch bietet einen einzigartigen Einblick in das Innere der Macht – und ist ein entschiedenes Plädoyer für die Freiheit.