İstismar
kelimesi “Birinin iyi niyetini kötüye kullanmak” olarak tanımlanır.Siyasete
uyarlandığında istismar sadece birinin değil büyük bir seçmen kitlesinin iyi
niyetini kötüye kullanmak anlamında yorumlanmalıdır.
Siyasi partiler Demokrasinin vazgeçilmez
unsurlarıdır.Bu konumda olan siyasi partilerin başta genel başkanları olmak
üzere yönetim kadrolarının istismar konusunda çok özenli davranmaları gerekir.
Bugün başta siyasal iktidarın mensubu olduğu siyasi
parti olmak üzere pek çok parti pek ok önemli değeri istismar etmekten
kaçınmamakta ve bu konuya özen göstermemektedir.
Günümüzde en çok istismar edilen ve siyasete alet
edilen konu dini inançlar ve Milli
kavramlardır.
Türk Milleti temelde dürüst ve geleneksel olarak
devlet devleti yönetenlere karşı güven ve saygı taşıyan bir özelliğe sahiptir.
Ancak bununda ötesinde milletimiz dini duygular
konusunda da aşırı iyi niyetli ve dini değerlere saygılıdır.
Bunu bilen siyasi partilerin yöneticileri her seçim
öncesi milli ve dini değerler üzerinden propaganda yapma yolunu tercih
etmişlerdir.
Ülkeyi yöneten iktidar bugüne kadar dini değerleri
istismar etmekten hiç çekinmemiş baş örtüsü yerine türbanı kamu alanlarına
sokarak büyük bir zafer elde ettiğini propaganda malzemesi yapmıştır.
Ancak en hazin olanı daha dün denecek kadar yakın
bir gelecekte darbeci,vesayetçi ilan ettikleri şerefli ordumuzun Afrin’de
kazandığı zafer üzerinden siyasi rant elde etme eylem ve söylemlerine
başlamıştır.
AKP Genel Başkanı kendi ifadesi ile “Metal
Yorgunluğu “olarak adlandırdığı
partisinin bitmiş ve tükenmişliğini TSK’nın Afrin zaferi ile “Dirilişe”
dönüştüğünü söylemekten mahcup olmamaktadır.
İstismar konusunda o kadar ileri gitmişlerdir ki kendi siyasi utançları olan
aldanmışlık ve adlanılmışlığın Genel Başkan seviyesinde ikrar edildiği 15
Temmuz’u siyasi ranta çevirmeye kalkışmışlardır.
O kadar ki 15 Temmuz’da gözü dönmüş Fetö
canilerinin TSK’dan ele geçirdikleri tank,uçak ve makinalı tüfeklerin önüne
sürdükleri vatandaşların hayatını kaybetmesi “Şehadet” olarak nitelendirilmiş
ve bu fedakar insanlarımızın Çanakkale ve İstiklal Savaşı ve hatta Bedir ‘de
değerli peygamberimiz ile savaşırken şehit olan mübarek şehitlerle kıyaslaması
yapılmıştır.
Bu suretle dinimizde en yüksek mertebe sayılan
“şehitlik” kavramı da siyasal iktidar tarafından en hazin biçimde istismara
dönüştürülmüştür.
Siyasal iktidarın şu an da yapmak istediği Kahraman ordumuzun sınır ötesi harekatından
ve başarılarından siyasi nema elde ederek 2019’da zaten ağır yara alan
Demokrasiyi sonlandırarak tek adam rejimine geçmek için siyasi propaganda
malzemesi yapmaktır.
Takip eden 2023 yılında da Atatürk’ün kurduğu Laik
Cumhuriyeti ortadan kaldırma düşüncesini hayata geçirecektir.
Milletin iyi niyetini kötüye kullanarak elde
edilmeye çalışılan bu hedefler Ülkemizin sonunu getirecektir.
Her türlü güzel niteliğe sahip olan necip Türk
Milletinin kurtuluş mücadelesi 2019’da başlayarak bu iktidarın saltanatını
sonlandırarak 2023 yılında Cumhuriyetimizin daha güçlü ve daha inançlı bir
biçimde yaşatıldığını tüm Dünya’ya göstermektir.
Av.Cengizhan
GÖKÖZ