Raporda, gazetecilerin haber yapma ve ifade özgürlükleri için birçok engelleme ve saldırıyla karşı karşıya kaldığı vurgulanıyor. Rapora göre, gazetecilerin ifade özgürlüğü bahane edilerek gözaltına alınmaları, tutuklanmaları ve haklarında ceza davaları açılması gibi olaylar yaşanmış. Örneğin, TELE 1 televizyon programındaki değerlendirmeleri nedeniyle hedef gösterilen gazeteci Merdan Yanardağ tutuklanmış ve uzun süredir özgürlüğünden mahrum kalmış. Ayrıca, sosyal medya paylaşımları nedeniyle gazeteciler yüzlerce kez hakim karşısına çıkmış ve cezalara çarptırılmış.
Rapor ayrıca, medya kuruluşlarına da yönelik baskıları ve cezalandırmaları belirtiyor. RTÜK'ün gerçekleri anlatan televizyon kanallarına yönelik ceza vermeye devam ettiği ifade ediliyor. Örneğin, TELE 1 televizyonu üç gün boyunca karartılmış, diğer kanallara da cezalar verilmiş. Gazetecilere yönelik saldırıların yanı sıra, Meclis'te bile fiziksel müdahaleler yaşandığı raporda belirtiliyor.
Çakırözer, raporunda tüm bu yaşananların sadece basın özgürlüğü değil, aynı zamanda halkın haber alma hakkının da engellendiğine vurgu yapıyor. Gazetecilerin haber yapma hakkının gasp edildiği ve sansürlendiği bir ortamda, halkın doğru ve tarafsız haber alma hakkının da kısıtlandığı ifade ediliyor.
Sonuç olarak, rapor, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının karşılaştığı zorlukları ve baskıları dile getirerek basın özgürlüğünün korunması ve halkın haber alma hakkının savunulması gerekliliğine vurgu yapıyor. Çakırözer, gazetecilere ve basın kuruluşlarına duyulan minnettarlığı dile getiriyor ve halkı da gazetecilere tam dayanışma içinde olmaya çağırıyor.
ANKA