Antalya’da çöl sıcakları hüküm sürüyor..
Nem oranı zaman zaman yüzde 90’lara ulaşıyor.
Nefes almanın bile güçleştiği günleri yaşıyoruz.
Doktorlar, zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın diyorlar..
Özellikle yaşlılar, çocuklar, kalp ve üst solunum yolu
rahatsızlığı olanlar için tehlikeli günler..
Doktorlar, uyarıda bulunsa bile insanlar işlerine gitmek
için, zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için soka çıkmak durumundalar..
Özel araçları olanlar için sorun yok..
Ancak toplu ulaşım
araçlarını kullanmak zorunda olanlar için sokak, sıcak ve bunaltan nemden daha
da tehlikeli..
Çünkü toplu ulaşım araçlarının sürücüleri kafalarına göre
hareket etmeye başladılar..
Kimi durakları ekspres araçlar hariç es geçiyorlar..
Kimi duraklarda keyiflerine göre yolcu alıyorlar..
Duraklarda
yaşlılar ve engelliler var ise kapıları bile açmıyorlar..
Durakta dursalar bile engelli aracı için ilgili
mekanizmayı açmaya yanaşmıyorlar.
Uyarın engelli vatandaşı azarlıyor, yardımcı olan vatandaşlar
da azardan yapıyı alıyorlar..
Antalya
Otobüsçüler Esnaf Odası Başkanı Yasin Arslan, eleştiriler karşısında ‘siyaset
yapmıyorum’ diyor ama 31 Mart seçimlerinden bu yana nedense CHP’li Büyükşehir
Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve ekibine tepki üstüne tepki koyuyor..
Otobüsçülerin başkanının bir ayağının Başkent Ankara’da
olması, AKP CHP, MHP, İYİ Parti ve
diğerlerinin genel merkezlerinden sürekli fotoğraf paylaşımında bulunması
dikkatlerden kaçmıyor..
2,5 aydır paralarını alamadıkları gerekçesiyle otobüsçüleri
peşine takarak Büyükşehir Belediyesi’nde eylem yapıyor..
Böcek yönetiminin otobüsçülere para ödemekte zorlandığı
doğru..
Ancak olayın bu
noktaya gelmesine neden olan AKP’li Menderes Türel ve yönetiminin katkısının
olduğu gözardı ediliyor..
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı’nın belediye başkanlığı döneminde özelleştirilen kent
için toplu ulaşımda çok garip bir bu uygulama var..
Bu
müthiş(!)uygulamanın mimarı da AKP’li Türel..
Sizce de garip değil mi ?
Hem kent içi toplu ulaşım hizmeti özelleştirildi, hem de
otobüsçü esnafı maaşla çalışıyor..
Her ay 10 milyon
ödeniyor toplu ulaşım esnafına..
Büyükşehir bütçesi
de her ay 10 milyon açık veriyor.
Bu işin altından kalkmak neredeyse olanaksız.
Büyükşehir
Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Borç edebiyatı yapmayacağım” diyor ama 6
milyarın üzerindeki borç yükünün altından kalkıp, bir de yatırım yapmak çok zor..
Büyükşehir Belediyesi’nin borcunun nüfusa oranlamasına
bakıldığında, Antalya’da kişi başına 2 milyar, 426 milyon 356 bin borç
düşüyor..
Yani belirli merkezlerden işaret alarak toplu ulaşımı
provoke eden, vatandaşı Böcek yönetimine karşı kışkırtma girişimlerinde bulunan
ulaşım esnafının her biri de bu borca ortak..
Otobüsçüler, toplu
ulaşımın böylesine çözümsüz bir hale gelmesinde payı olan AKP ve Türel’e tepki
koymak, hesap sormak yerine belli merkezlerden aldıkları işaretle CHP’li
Büyükşehir Belediyesi’ni yıpratarak bir yere varamayacaklarını, sorunun
daha da karmaşık hale geleceğini görmeli, daha akılcı hareket etmeli diye
düşünüyorum.
CHP’li Büyükşehir
Belediyesi’ni sıkıntıya sokma çabalarının bir diğer örneği de AKP iktidarına
yakınlığı ile bilinen Hak-İş’e bağlı
Hizmet-İş’in grev kararı..
Büyükşehir yönetimiyle toplu iş sözleşmesi masasına
oturamadıklarını öne sürerek grev kararı alıp, belediye önünde grev gözgücüsü
gömleklerini giydiler..
AKP’li yönetim
sırasında çalışanlara kan kusturan, üye olmaya zorlayan, direnenleri sürgüne
gönderilmesine seyirci kalan Hizmet-İş’in CHP Büyükşehir’i kazanınca birden
demokrasi aşığı, emekçi dostu kesilmesi ilginç..
Hizmet-İş’in Antalya Büyükşehir Belediyesi yönetimiyle
anlaşma zemini aramayıp greve gitmesi, yandaş basının da katkısı ile CHP’li
yönetimi yıpratma çabalarının da otobüsçüleri yönlendiren merkezler olduğunu
beşikteki bebekler bile biliyor..