İmara aykırı yapılaşmalar konusunda iktidar partisinin CHP’li belediyelere yüklenmesi çoğu insanda acı bir gülümsemeye neden oluyor: “Yahu, bu duyarlığınız, CHP belediye seçimlerinde tarihi bir ‘başarı’ kazanmadan önce neredeydi?” diye soruyorlar haklı olarak.
Söz konusu yüklenmeler karşısında muhalefet partisi resmi temsilcilerinin tepkisi de çoğunlukla benzer oluyor. Bu tür olaylar karşısında; “Bakıyoruz da birden imara aykırılıklar konusunda hassaslaştınız. Onca imar affını çıkaran siz değil miydiniz? Unutmayın ki bu sözünü ettiğiniz imara aykırılıklar bizden önceki dönemde gerçekleşmiştir.” türünden cevaplar verdiklerine tanık oluyoruz.
Haklı mı bu cevaplar? Bir yere kadar…
Ama yetersiz.
Hatta, o bir yerden sonra tehlikeli de…
Çünkü bu cevapların “Siz yaparken iyiydi de biz yaparken mi kötü mü oldu?” şekline anlaşılması pek mümkün...
Oysa, kök nedeni imar ihlal ve istismarları olan yerel yönetim yolsuzlukları ile ilgili olarak, ‘kurulu düzenin kendisinin değil, olsa olsa patronlarının değişebileceği’ imasına -ya da yanlış anlaşılmasına- neden olacak bu tür muğlak tutumlardan uzak durulması gerekiyor.
Eğer CHP, ‘muhalefetin iktidarı olmak’ la yetinmeyerek, partinin varoluş nedeni ve programı doğrulusunda ülkeye hizmet etmek yolunda gerçekten ‘değişmekte’ ise, birbirine girmiş iki domuz topu olan imar ihlalleri ile belediyelerdeki rüşvet ve yolsuzluklara karşı -eskiden beri yönettikleri belediyeler dahil olmak üzere- yeni ve radikal bir program yürütmeli, merkez sağ iktidarların karakteristiği olan politik-ekonomik çıkarlara göre büyüklü küçüklü hukuksuzluk ve usulsüzlüklere göz yumma davranışlarına karşı tetikte olmalıdır.
Bu ifadelerimiz, eskiden beri CHP’li başkanlar tarafından yönetilen belediyeler için de fazlasıyla geçerlidir. Başkanların ‘yenilenmemesi’ politikaların yenilenmesine engel olmamalıdır.
Belediyeleri, fedakarlıkla yürütülecek kamusal görev yerleri olmak yerine, ihalesi kazanılan işletmeler gibi gören politik anlayışın değiştiğine ve değişeceğine ilişkin seçmen enerjisini yükseltecek proje ve uygulamalara her geçen gün daha çok muhtacız. Yoksa, kurulu düzenin sadece müteahhitleri ve onların işbirlikçileri değişmektedir kanısı bir yeni umut dönemini daha kök salamadan kurutmuş olacaktır.
Soru şudur: Yönettiğiniz belediyelerde kent yerleşimi ve tarım alanlarının yasa dışı işgal ve istismarına, resmi imar planlarının ihlaline, suçlular hangi siyasal görüşten, ne ölçüde güçlü ve zengin ya da ‘gariban’ görünümlü olursa olsunlar, ‘amasız-fakatsız’ karşı çıkacak, acil çözüm planları uygulayacak ve bunları kamuoyu ile açık bir şekilde paylaşacak mısınız?
Yoksa, Şahan Gökbakar’ın Marmaris’ in kervan geçmese de kuş konar ve tekne bağlanır koylarından birinde oynadığı komedinin benzersiz olduğunu sanmayalım.