Antalya’nın 100 binlik çevre düzeni ve 25
binlik planları gündeme oturdu. Hem eşgüdüm kurulu hem de çevre örgütleri
planları yakın mercek altına aldı…
Kamusal yarar için yapılması gereken
planlardaki ortaya çıkan tarım alanlarının ticari alanlarına dönüştüğü, yaban
hayatı koruma alanları, mili park, doğal ve arkeolojik sit alanlarından
demiryolu geçtiği, günübirlik alanların ticarete konu edildiği veya özel proje
alanlarıyla betonlaşmanın arttığı eleştirileri önemli paylaşımlar…
Meslek örgütleriyle yeterli paylaşım
yapılmadan, eleştiri ve önerileri alınmadan yapılan planlarla Antalya’ya ve
doğasına, tarım alanlarına zarar verilmemeli…
Meclis üyeleri ve belediye başkanlarının bile
pek çoğunun görmeden oy verdiği, planlar yapıldıktan sonra bilgilendirmenin
yapıldığı, yapılan incelemelerde eleştiri konusu edilen değişimlerin olduğunun
görüldüğü bu planlar mutlak suretle düzeltilmelidir...
Yargı süreci elbette haktır ve işletilebilir.
Ancak yargıya müracaat edilmeden Başkan Menderes Türel ve ekibi gerekli
eleştirileri dinleyip, düzeltmeleri meclise getirmelidir…
Revizyon yapılabilir…
Yapılmalıdır da…
Çevre örgütlerinin ‘planlı katliam’ dediği bu
planlamaya geçit verilmeyeceğini Başkan ve ekibi görüyor olmalıdır…
İnatlaşmaya gerek yok…
Halkın istemediği, çevre örgütlerinin karşı
çıktığı, meslek örgütlerinin onaylamadığı bir planlama neden ve niçin
yapılıyor?
Maksat kamu yararı ise revizyon yapılsın…
Yok ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket
edilecek olursa o zaman da yargıya müracaat kaçınılmazdır…
Son günlerde kamuoyunu yoğun bir şekilde
meşgul eden planlara ilişkin eleştiri ve önerilere Başkan Türel ve ekibinden
cevap gelmemesi doğru değil…
Ya da yargı yolunun işaret edilmesi hoş değil…
Çünkü yöneticiler, halkı dinlemeli…
Halkın oylarıyla gelen idareciler, halka
rağmen çalışamaz…
Çalışsa da doğru olmaz…
İnanıyorum ki Başkan Türel, eleştirilere kulak
verse kendisi de bu plandan vazgeçer…
Koruma alanlarını bile korumayan bir plana
kimsenin müsaade edeceğini düşünmüyorum…
O yüzden dinle bu sesi Başkan…
Vazgeç…