Yönetenlere sesleniyoruz. Bu işe bir çare bulun. Halk çıldırma noktasında. Şehirlerde yağmalama olaylarından çok endişeliyiz ve çok korkuyoruz.
AVM’lerde alışveriş yapmak için mekanlara gelen onlarca insanın serzeniş ve haklı homurdanışlarından bu tür eylemlerin ayak seslerini duyar gibiyiz. Bunu anlamak çok zor olmuyor. Sakın bu iş şaka gibi algılanmasın.
Ben uzunca bir zamandan bu yana genel manada piyasa hareketlerini yakinen izleyen, günde 8-10 işletmeyi gezerek olayları ve gidişatı izleyen gönüllü bir vatandaşım.
Kaygılandığım olayları yönetenlere duyurmak, benim vatandaşlık görevimdir. İller ve ilçeler bazında Ticaret İl Müdürlüklerimize, belediyelerimize, tarım il müdürlüklerimize, şair ilgili kurum ve kuruluşlarımıza büyük görevler düşmektedir.
Hatta bu olağanüstü gidişat karşısında valilerimiz ve kaymakamlarımız da duruma müdahil olarak kurumlarla dayanışma içinde gerekenler yapılmalıdır. Yarından tezi yok; lütfen bir tüketici olarak halk adına, diğer tüketiciler adına sesleniyorum, süratle piyasadaki kontrolsüz, keyfi mahiyette anormal fiyatlandırmalara “DUR” denilmesi gerekir.
Bir hafta içinde şekerin 6-7 TL’den 17 TL’ye fırlatılırsa, Mersin, Antalya ve güney coğrafyamızda, satılmadığı için çöpe dökülen yüzlerce ton limonun kilosu pazarlarda 5-6 TL’ye satıldığı örnekleri, el yakan olay örnekleri çoğaltılabilirken; OLAYI BİR DE TIP İLMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE;
Kilosu 25-30-35 TL’ye yükseltilen vitamin deposu olan meyve ve sebzelerimiz; kilo fiyatı 170-200-276 TL’ye kadar yükseltilen protein deposu durumundaki et preparatları göz önüne alındığında, anılan gıdaları satın alamayacak olan milyonlarca fakir halk tabakaları zayıf, güçsüz, mecalsiz ve çaresizliğe düçar olacaktır. Bu durumda her kademede eğitim gören milyonlarca çocuğumuzun beyinleri çalışmayacak, fiziki güç ve sıklet bakımından büyük bir çaresizlik içinde bir nesil her bakımdan diğer dünya milletleriyle olacak muhtemel yarışlarda söz sahibi olma iradesini de kaybetmiş olabilecektir.
Böyle bir manzara, asla hayal etmek istemediğimiz bir resimdir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz ifadesiyle “YURTTA SULH DÜNYADA SULH” ilkesine rağmen, bu ilkeyi bozmak isteyen dünya ulusları çıkabilir. Hal böyle olması durumunda her açıdan savaşa, hazer dönemlerinde de her türlü yarışa hazır olmamız gerekirken zayıf kalmış bir milletin savaş, barış ve yarışlarda söz sahibi olmanın temelinde güçlü olma zorunluluğu vardır.
Bütün bunların temelinde ülke insanımızın sağlıklı ve yeterli beslenme denilen bir gerçek yatmaktadır. Bu ise insanımızın bütçesine göre kontrollü bir piyasanın tesis edilmesine ihtiyaç vardır. İlim-bilim ve mantık, tümünü çözecektir. Dikkate alınacağı kanaati içindeyim.