Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 28. Yasama Dönemini'nin başlamasına kısa bir süre kala, muhalefeti yeni anayasa çalışmalarına önyargısız olumlu destek vermeye davet etti.

İktidarın TBMM 1 Ekim'de açıldıktan sonra bu konuda muhalefet partilerini ziyaret etmesi bekleniyor.Önümüzdeki süreçte yeni anayasa konusunun TBMM'nin gündemine geleceği anlaşılıyor. 

Cemil Çiçek'in TBMM Başkanı (2011-2015) olduğu yıllarda, Meclis'te temsil edilen partilerin katıldığı bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluşturulmuştu. 21 ay süren Komisyon çalışmaları bir sonuca ulaşamamış ve dağılmıştı. TBMM'de yeni bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluşturulması halinde, Çiçek'in Başkanlığındaki komisyonun deneyimlerinden ve çalışmalarından  istifade etmesi  beklenir. Şu aşamada Meclis'te temsil olunan muhalefet partilerinin yapılan çağrılara ne şekilde yanıt verecekleri net değil. Partilerin bu çağrıları değerlendirme ve tutum belirleme aşamasında oldukları görülüyor. 

Parlamentolar, demokrasinin pratikte uygulanmasını sağlayan en önemli güç olmakla birlikte parlamento dışı güçler de demokrasinin sağlıklı işlemesine yardımcı olabilmektedirler. Özellikle sivil toplum kuruluşları bu görevi üstlenmektedirler. Mayıs'daki seçimlerin ardından bir TV kanalında   yapılan söyleşide,seçim sonuçları değerlendirilirken  Parlamento Dışı Muhalefet' in (PDM) önem kazanacağına işaret olunmuştu. Nitekim, Partilerin  iktidarın çağrısına verecekleri yanıtları belirlemeden önce, yeni anayasa çalışmasına ilişkin tepkiler Parlamento Dışı Muhalefet'ten yükselmeye başladı. Tepkilerin yanı sıra iktidarın gerçek niyetlerine ilişkin duyulan kuşkular da ifade olunarak, muhafazakâr ağırlıklı Meclis'in nasıl bir anayasa çıkarabileceği sorgulanıyor.

Geçen yazımda da belirttiğim gibi tepki gösterenler,  Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olmadığını, var olan anayasanın uyulmasına, hukukun üstünlüğünün kabul edilip, hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyorlar. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne gerçekten inanan bir zihniyetin mevcut  anayasa ile de eksiksiz bir demokratik  işleyiş gerçekleştirilebileceğini  vurguluyorlar. İktidarın yeni anayasa önerisinin gerisinde örtülü amaçları, gizli gündemleri olabileceğine de dikkatler çekiliyor. 

Bir okurum, "Ben de Parlamento Dışı Muhalefet gibi düşünüyorum", demiş ve iktidarın gerçek niyetleri konusunda duyduğu kuşkuları dile getirmiş. Bir diğeri "Parlemento Dışı Muhalefetin önem kazandığını düşünmek ne güzel" diye duygularını ifade etmiş. Bir okurum da, yeni anayasanın Kurucu Meclis olmadan yapılamayacağını,  mevcut TBMM'de ancak tadil edilebileceğini yazmış.Ardından da, iktidarın niyetlerine ilişkin duyduğu kuşkuları o da vurgulamış.  Parlamento Dışı Muhalefetin sosyal medya da yeni anayasa çalışmalarına ilişkin tepkilerini, kuşkularını yaygın biçimde dile getirdiği  görülüyor. 

TBMM açıldıktan sonra PDM'nin bu konuda sesini daha da yükseltmesi beklenir. PDM'nin açıklayacağı görüşler, partilerin görüşleri ve tutumları üzerinde etkili olabileceği göz ardı edilmemeli.Yeni anayasa çalışmasına  ilişkin olumlu, olumsuz görüşler kamuoyu önünde, medyada  açıkça tartışılmalı. Bu tartışmalara, başta  üniversiteler, barolar, ilgili düşünce kuruluşları, çalışmalara ilgi duyan herkes katılmalı. İktidar, yeni anayasa konusunda samimi ise, duyulan kuşkuları giderici güven artırıcı adımlar atmalı. Bu adımlar, uzun süreceği anlaşılan komisyon çalışmalarını etkileyecektir.

Öte yandan  PDM'nİn başka alanlarda da etkili olması beklenir. Örneğin  mevcut TBMM'de de kadınlar arzu ettikleri ölçüde temsil edilememekteler. Kadınların haklarını savunmak ağırlıklı olarak Parlamento dışındaki kadın sivil toplum  kuruluşlarına düşmekte. Bu sivil toplum kuruluşları, önümüzdeki dönemde kadının insan haklarına ilişkin sorunları Parlamento'nun gündemine taşınmasında önemli roller üstlenebilirler. Bir süre önce görüştüğüm Külliye'ye yakın bir dostum, yeni Meclisin ağırlıklı olarak muhafazakâr milletvekillerinden oluşmasının, Cumhurbaşkanını İstanbul Sözleşmesine tekrar taraf olunması yönünde hareket etmesini güçleştirdiğini söylemişti.Bu güçlükleri de göz önünde tutarak Parlamento Dışı Muhalefetin, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddete Dair  İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesini  seslendirmeye  devam etmeli.