-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya
Şubesi’nin ve Antalya Tabip Odası’nın düzenlediği basın toplantısında
Covid-19’un hala meslek hastalığı olarak kabul edilmediği ve dün itibariyle bu
hastalıktan hayatını kaybeden sağlık çalışanı sayısının 229’a ulaştığını söylendi
Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin’in
yaptığı açıklamada gündem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz günlerde
gerçek vaka sayılarını açıklamasının ardından Antalya’nın tehlikeli olan beş il
arasında yerini alması vardı.
Antalya’nın vaka sayılarındaki yüzde 100 artışın ve yoğun
bakımlardaki yüzde 71 doluluk oranının sebebini Haziran ayında ekonomik
gerekçelerle başlatılan normalleşme süreci olduğunu belirten Şahin, salgının
tam olarak kontrol altına alınamadığını ve kademeli olarak kısıtlılıkların
kaldırılması ve sonuçlarının gözlenmesi gerektiğini ısrarla vurguladıklarını
söyledi.
“Halkın sağlığı değil
sermayenin çıkarı”
AVM, restoran, kafe vb. toplu kullanım alanlarında
kısıtlamaların kalkması, toplu taşımanın düzenlenmemesi, yapboza dönen okul ve
kreşlerin bir açılıp bir kapatılması, pnömoni ve grip aşılarının yeterince
temin edilmemesi, karantina ve izolasyon sürelerinin kısalmasının, vatandaşın
hastalık mı açlık mı ikilemine sokulmasının salgını daha da ağırlaştıracağını ifade
ettiklerini söyleyen Şahin, “Halk sağlığını değil, sermayenin çıkarını gözeten
politikalar neticesinde salgın yeniden hortladı. Turizmden gelecek gelir uğruna
Antalya'nın kapısı turistlere kontrolsüz şekilde açıldı. Gelen milyonlarca
insana yeterli test yapılmadı, turistlerin kontrolsüz ve hiçbir kurala uymadan
kent içinde rahatça dolaşmalarına müsaade edildi. Turistler salgını sadece
Antalya'ya da yaygınlaştırmakla kalmadı, sağlıklı gelen birçok turist ülkesine
virüs kapmış şekilde döndü” dedi.
“Yüzde 71; tam
doluluk demek”
Antalya’da günlük vaka sayısının 1500 civarında olduğunu
aktaran Şahin, hastanelerde yoğun bakım yatak sayısının arttırılmaya
çalışıldığı, ameliyathanelerin ve acil servislerin bir kısmının yoğun bakıma dönüştürüldüğü,
hastaların doluluk sebebiyle bekletildiği ya da diğer illerden hasta alınıp
gönderildiği haberlerini aldıklarını söyleyerek, “Yoğun bakım doluluk
oranlarımız % 71'in üzerinde olarak belirtiliyor. Bu sayı yoğun bakımlar için
tam doluluk anlamına gelmektedir” dedi. Filyasyon ekiplerinin de zor koşullar
altında çalıştığını bildiklerini ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün ekip sayısını
arttırmak için yeni düzenlemeler yaptığını aktardı.
“Sağlık çalışanları 9
kat fazla hastalandı”
Başkan Şahin, “Başından itibaren yönetilemeyen salgın bugün de
yönetilemiyor ve kontrolden çıkmış durumda. Bu süreçte hekimler ve sağlık
çalışanları hem topluma oranla 9 kat daha fazla hastalandılar hem de çok sayıda
kayıp verdiler. Sağlık Bakanı 120.000'den fazla sağlık çalışanının hasta
olduğunu açıkladı. Tüm çalışanların % 10'nundan fazlasına karşılık geliyor.
Şimdiye kadar toplam 229 sağlık çalışanımızı Covid-19 nedeniyle
önleyebileceğimiz bir hastalıktan kaybettik. Kasım ayı sağlık emekçileri için
tam bir kıyım ayı oldu. 17'si hekim olmak üzere 63 sağlık çalışanımız hastalığa
yenik düştü. Yaşamını yitiren vatandaşlarımızı ve meslektaşlarımızı saygıyla,
sevgiyle anıyoruz” dedi.
“Yatak sayısını
arttırmak yetmez”
Covid-19’un hala meslek hastalığı olarak kabul edilmediğini
ifade eden Şahin, vaka sayılarındaki hızlı artışın hekimler ve sağlık
emekçileri üzerindeki yükün daha da artmasına sebep olduğunu söyledi. “Yoğun
bakım yatak sayısını arttırmak değil yeterli ve deneyimli sağlık çalışanı
açığını kapatmak gerekiyor. Sağlıkçıların bu yorgunluk ve tükenmişlik hali daha
fazla sürdürülemez” dedi.
“Tam kapanma
zorunluluktur”
Türkiye’nin en az iki ama tercihen dört hafta kapanmasının
artık bir zorunluluk olduğunu ifade eden Şahin, “Bir kere daha ülkeyi
yönetenleri ikaz ediyoruz. Toplumsal hareketliliğin azaltılması,
temel/zorunlu/acil mal ve hizmet üretenler dışında bütün alanlarda çalışmanın
durdurulması şarttır. Aksi halde sağlık sistemimiz çökecek, kayıplarımız,
istenmeyen sonuçlar artacaktır. Kapanma esnasında vatandaşlarımızın ekonomik
kayıplarını karşılayacak hayatlarını idame ettirecek gerekli tedbirler
ivedilikle alınmalıdır. Sağlık personeli sorunu atanma bekleyen sağlık
emekçilerinin güvenceli ve kadrolu şekilde atamalarının yapılması ve KHK ile
ihraç edilen sağlık emekçilerinin şartsız şekilde göreve başlatılmasıyla
giderilmelidir. Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmeli, ardından
hastalık nedeniyle bugüne kadar hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin hakları
ailelerine verilmelidir” dedi.
Basın açıklamasının ardından gelen soruları yanıtlayan
Şahin, salgında en etkin mücadelenin aşılanmayla ya da virüsün mutasyona
uğramasıyla olduğunu ve sağlık otoritelerinin aşı karşıtlığını körüklemek
yerine halkı rahatlatmak olduğunu belirtti. Ayrıca sürecin en başından beri
şeffaf yönetilmediği için hala 1. dalganın etkilerini yaşadığımızı, 2. dalgaya
geçmediğimizi aktardı.