Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü, “Gazetecilik meslek sınırları içinde tanımlanacak bir faaliyet olmanın ötesinde halkın doğruları öğrenme hakkını koruyan sorumluluğu olan kişilerdir. Gazetecilik suç değildir” dedi.
AKP’nin iktidarının aylar önce ortaya attığı, kamuoyunda ‘Sansür yasağı’ olarak bilinen ‘Dezenformasyon Yasasının’ meclisten geçmesi ile seçime giden Türkiye’de bir çok medya grubunun sancılı bir dönem yaşayacağını dile getiren sendika yöneticileri, dördüncü kuvvet olan basının önüne set çekilmesinin hedeflendiğini aktardı. ÇGD Genel Başkanı Can Güleryüzlü, “AKP’nin tek başına iktidarında geçen 21 yıllık dönemde basın yayın hayatında ciddi dönüşümler yaşandı. İktidar kendi medyasını oluşturma yolunda bir yandan basın sermayesini kontrolü altına alırken, diğer yandan eleştirel habercilik yapan yayın kuruluşları ile gazetecilere yargı üzerinden kurduğu baskıyı her geçen gün artırdı. Güdümündeki yayın organlarının yanı sıra işbirliği içinde olduğu Gülen Cemaati’nin Zaman gazetesi gibi yayın organları üzerinden de toplumu uzun süre manipüle eden iktidarın, son yıllarda sansür aracı olarak RTÜK ve BİK’i yoğun kullandığını görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
“SANSÜR UYGULAMALARI ARTACAK”
Başkan Can Güleryüzlü, “Neredeyse her hafta bir yayın kuruluşuna bu kurumlar üzerinden ceza kesildiğine şahitlik ediyoruz. İnternet haber sitelerinde yayınlanan haberlere ilişkin erişim engeli getirilmesi de günümüzde sıklıkla başvurulan yollardan biri olarak dikkatleri çekmekte. Seçim sürecine giderken iktidarın bu anlamda profesyonelleştiği sansür uygulamalarını daha da fazla artıracağı kesin. Kamuoyuna yansıyan anketlerde ciddi düzeyde oy kaybına uğradığı anlaşılan iktidarın, başta depremin ardından yaşanan yönetim zafiyetiyle ekonomik krizin etkilerinin halka yansımalarını gündeme getiren yayın kuruluşları ve gazetecileri susturmaya çalışacağı, şu birkaç gün içindeki sansür uygulamalarından da anlaşılmakta. Bu açıdan ısrarla söyleye geldiğimiz, gazeteciliğin meslek sınırları içinde tanımlanacak bir faaliyet olmanın ötesinde bir anlam taşıdığı ve otoriter dönemlerde, halkın doğruları öğrenme hakkı ile düşünce ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir toplumsal sorumluluğu yerine getirdiğinin iyi bilinmesi gerekmekte. Bu dönemlerde halkı yanıltıcı içerikli, güç odaklarının çıkarları doğrultusunda yapılan her türlü yayının, gazetecilik suçu olduğu bizler açısından tartışmasızdır” diye konuştu.
Arda KIR