30 Mart yerel seçimleriyle birlikte devreye giren Bütünşehir Yasası, birçok sorunu da beraberinde getirdi. Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı sahili de bu tartışmalardan nasibini aldı. 15 Ekim’den bu yana Beach Park’ta işletmelerinin suları ve elektrikleri kesilerek, esnafa darbe vurulduğu gibi, vatandaşın sahile girişinin de engellendiği iddia ediliyor.
15 Ekim’den bu yana sularının, elektriklerinin kesik olması nedeniyle jeneratörler ve taşıma su ile hizmet vermeye çalışan Beach Park’taki işletme sahiplerinin dertlerini dinledik. Yaşadıkları sıkıntıları aşabilme için bir araya gelen işletme sahipleri, sadece kendilerine değil vatandaşa da büyük bir haksızlık yapıldığını düşünüyorlar. İşletme sahipleri, gerekli mücadeleyi vereceklerini belirterek, hukuki süreci başlattıklarını, elektrik ve sularının kesilerek faaliyetlerinin engellendiğini, mağduriyetlerinin giderilmesi için Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunacaklarını ifade ettiler.
Sorunları çözüm arayışını içi yapılan toplantıya Mustafa Aydemir, Mehmet Emin Bayar, Tuna Erdoğan, Süleyman İleri, Veysel Balgi, Uğur Hancıoğlu, Sedat Elmas, Emrah Maman, Aydın Emek Süleyman Çakoz, Abdurrahman Akbaş’ın katıldığı görüldü.
NE BELEDİYE NE ŞİRKET BİLGİ VEREN OLMADI
İşletme sahiplerinden Süleyman İleri, 15 Ekim’den bu yana yaşanan süreci şu ifadelerle aktardı; “Birden bire elektriğimizi kestiler, suyumuzu kestiler. Hem bizler, hem turistler çok mağdur olduk. Plajı, pislik götürüyor. Vatandaş denize giriyor çıkıyor. İhtiyaçlarını gidermek için, duşu, tuvaleti kullanamıyor. Hem bizler, hem vatandaş için zor bir durum. Beach Park’ın yüklenicisi Menzilcioğlu şirketi, sözleşmesi 28 Mart ‘ta bitmiş olmasına rağmen ‘10 sene buradayız’ diye taahhütte bulunarak, bizden 1 yıllık para alıp, 6 aylık sözleşme yaptılar. Şimdi de biz artık bu işi yapmıyoruz. Başınızın çaresine bakın bizi ortada bıraktılar.”
İleri, yapılacak hiçbir proje ile ilgili bilgilerinin olmadığını, kendilerinin muhatap alınmadığını belirterek “Bizi muhatap alan yok. Açıklama yapan yok. Geldi teknik servis; elektriğimiz suyumuz kesti gitti. Ne şirketten ne belediyeden bize gelip bilgi veren olmadı. Bizde böyle oturuyoruz. Herkesin derdi ortak, tek çaremiz, mahkemeye başvuracağız. Yasal süreç neyi gerektiriyorsa o yapılacak herkes her şeye katlanacak” dedi.
“YENİ PROJE YAPILACAKSA BİZDE İÇİNDE OLMAK İSTİYORUZ”
Mehmet Emin Bayar ise, “Büfeden restorandan plaj işletmecisinden hepsine kadar bütün işletmeci arkadaşlar burada. Yeni bir oluşum, yeni bir proje ne olursa olsun biz yeni oluşumun içinde olmak istiyoruz. Biz buraya yıllarımız vermişiz biz buranın esnafıyız çocuklarımızın rızkı var”
Aydın Emek (işletmeci) “Yeni oluşuma karşı değiliz ama ne olursa ilk öncelikle bizim haklarımızın verilmesini istiyoruz burada mağdur olan bizleriz yıllarca emek sarf etmişiz ve bu emek karşısında bizi dışarıda bırakmamaları lazım. İçeri müşteri almıyorlar, insanlara hizmet yok deyip gönderiyorlar. Yani hem mağdur ediyor. Burayı kamuya kapatıyorlar. Asgari bir alan değil. Kamuya ait bir alanda bir hak ihlali. Buraya gelip denize gireceğim dediğiniz zaman denize girmenizi engelliyorlar”
Cafer İnan, şunları söyledi : “Şu an Beach Parka gelenlerin yüzde 65 - 70’i yabancı insanlara bu durumu izah edemiyoruz. Bağırıyor çağırıyor, su yok duş yok tuvalet yok. İhtiyacını karşılayamıyor. Genelde yabancılar tepki gösteriyor. Şimdi nasıl diyeceksin yabancıya ‘Burası Türkiye’ diye.”
HUKUKSAL SUÇ İŞLENİYOR
Hukuki süreçleri konuşma için bir araya gelen Beach Park işletmecilerinin Avukatı Alpay Fırat da toplantıya katıldı. Fırat’ta süreci özetleyerek hukuksal olarak suç işlendiğini kaydederek, “Burada sözleşmenin son erdiği gerekçesiyle kiraya veren işletmeci firma, tüm işletmelerin elektrik su gibi hizmetlerini durdurup içeriye müşteri alınmasını engelliyor. Yani olayın birkaç boyutu var; bir ceza boyutu var. Yaptıkları anayasal şuç, hem burada, çalışma ruhsatı olan işletmelerin çalışma özgürlüğünün kısıtlanması durumu var. Hem anayasal anlamda hem ceza konunu 112’inci maddesi kapmasında suç. Artı diğer yandan turizm ve kentte yaşayanlar cezalandırılmış oluyor. Özel Hukuk açısından düşündüğünüzde 27 Mart 2014 tarihinde büyükşehir belediyesinin Milli Emlak’a tahsisiyle sözleşmeyi tek taraflı fesih etmesiyle ne burada kiraya veren aracı firmanın, ne de büyükşehir belediyesinin yasal bir hakkı da yok. Bu nedenle de bir tahliye işlemi başlatamıyorlar. Tek yapabildikleri, hukuka aykırı bir biçimde hizmeti durdurmak. Burada da dediğim gibi sadece işletmecileri değil kentte yaşayan insanları da cezalandırmış oluyorlar. Biz bunula ilgili gerekli süreci başlattık. Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Hem de elektriğin açılması ve tazminat davası açacağız” dedi
Yeni bir proje yapılması sürecinin çok uzun bir süreç olduğunu da aktaran Fırat, “Mimarlar Odası’yla Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bir protokol var. Yarışmada birinci, ikinci, üçüncü olacak proje belli olacak, Büyükşehir Belediyesi’nin önce buranın tahsisini istemesi gerekiyor. Tahsis sürecinden sonra da Büyükşehir Belediye Meclisi’nde onaylanması gerekiyor. Bunlar uzun sonucu bilinmeyen bir süreçler. Bizim asıl mağduriyetimizin nedeni 27 Mart’tan itibaren Milli Emlak’ın kiracısı konumundayız, Milli Emlak’ta zaten ecri misil tahakkuklarını yapmış. Öncelikli olarak yapılması gereken, buradaki işletmelerin ve kamunun daha fazla mağdur olmaması için elektrik ve su hizmetinin devam etmesi” diye konuştu. MÜHÜBE DEMİRBAŞ
