İtaliklerin aşağılık duyguları eksilmiyor dolayısıyla da bu konuda yapıp etmeleri bitmiyordu. Türk olan ve de çok başarılı olan devlet başkanlarını, bir şekilde etkisiz hale getirip yerine İtalik birini başa geçirmeyi alışkanlık haline getirdiler. Örneğin SEZAR tahttan indirilmiş ve öldürülmüştür. Türk olan Sezar; Kutsal Urum (Roma) Devletini tam bir disiplin altına alarak daha da yüceltmek istemişti. Bunu yapabilecek dirayette idi. Ve yapmaya da başlamıştı. Yine aşağılık duyguları depreşen İtalikler, bir dizi dalavere ile Sezar’ı ortadan kaldırdılar… İtalikler tarafından çeşitli yıkım çalışmaları pervasızca yapıldıkça, devlet zayıflıyordu. Tam da böyle bir ortam yaratıldığında devleti derleyip toparlamak için arayışlar başladı. Etrüskler, İtaliklerin önemli bir bölümü ve Yahudiler gibi azınlıklar, devletin geleceğinden endişe duymaya başlamışlardı. Devlette tekrar birlik ve beraberliği sağlayacak, yeniden yücelişi başlatacak bir imparator arayışı başladı. Yukarıdaki satırlarda 20 cilt Etrüsk (Türk) tarihi yazan bilge kişi Claudius’tan bahsedilmişti. İşte o seçkin Etrüsk, devletin yeniden toparlanması için imparator seçildi. Anlaşılacağı gibi koca imparatorluğu yönetmede beceriksiz kaldıkça Türkleri devletin başına geçiriyorlardı…

Sezar

Kutsal Urum (Roma) İmparatorluğunu tehdit eden, İtaliklerin aşağılık komplekslerine dayalı sorunlara, ikinci bir büyük tehlike daha eklendi; Hıristiyanlık. İtalikler; kendilerine mal etmeye çalıştıkları devlette, akıllarınca devletin kurucusu olan Etrüsklerin etkili olmasını istemiyorlardı. Hıristiyanlar ise devleti tamamen ele geçirip bir din devleti haline sokmak istiyorlardı. İlginç olan; İtaliklerle Hıristiyanlar birleşip Etrüsklere (Türklere) karşı tavır alıyorlardı! İtaliklerin dertleri belliydi. Aslında Hıristiyanların emelleri de belliydi ancak onlar neden Etrüsklere (Türklere) karşıydı? Bu durumun sebebi net olarak şöyle: Etrüsklere ait dini bilgilerin, günümüze kadar gelmesi İtalikler ve Hıristiyanlar tarafından engellendi. Basit olarak ve kısmen günümüze ulaşan bilgilere göre: Etrüsklerde Kam (din görevlisi) vardı. Ateş etrafında ritim eşliğinde dönerek (zıplayarak) ışıman gibi transa geçme ritüeli, semah hatta Mevlevi dervişlerinin dönüşü gibi ritüellerin olduğu biliniyor. Asıl temel dini inanç bilgileri ne yazık ki yok edilmiş. Etrüsklerin dini inancı nasıl bir sağlam temele sahipti ki Hıristiyan papazları tedirgin etmişti. Etrüsklerin dini inancı karşısında Hıristiyanlığın tutunamayacağı papazlar tarafından anlaşılmıştı. Bu sebepten İtaliklerle birlik olup Etrüsklere karşı saldırıya geçmişlerdi… Burada Hıristiyanlık konusuna bir açıklık getirmeliyim: İsa’nın Tengri Yalavacı olduğuna ben özümden inanıyorum. Ancak; İsa, Yakupoğullarının (İsrailoğulları) yozlaşmışlığını düzeltmek için sadece onlara gönderilmiştir. İsa’nın söylevlerinden ve uygulamalarından elbette ibret alınmalı. Ancak İsa’dan sonra, amaç saptırılmış, üstelik ‘teslis’ (üçleme) ile kutsallığı parçalanan evrensel Tengri inancının özü perdelenmiştir... Benim, Etrüsklere düşman olan Hıristiyanlardan kastım, işte bu yozlaşmış Hıristiyanlık anlayışıdır. Hıristiyanlar, Etrüsklerin dini inancı, yükünç ritüelleri ve kutlu gelenekleri ile ilgili bütün belgeleri yok etmek için insanlık adına utanç verici her şeyi yapmışlardır…

(Devamı ‘KUTSAL ROMA İMPARATORLUĞU’ – 8 de)