1) Ülkemiz yanıyor. Yangınların sebebi yüzde 20’nin insan odaklı olduğu söyleniyor. Bu gidişle akın zamanda dikili ağacımız kalmayacak. Alınan tedbirlerin çok cılız ve yetersiz olduğu çok açık. Örneklerinden hareketle defalarca yazıp çizdik. Yetkililere seslendik ‘vur emri çıkarın’ dedik. "Bu adamlar ne demek istiyor’ diyerek merak edip yüzümüze bile bakmadınız. Kasıtla orman yakanlar içindi bu ‘vur emri’ meselesi tartışılmadı bile. Bilhassa yaz aylarında ormanlarımıza girip çıkma yasaklansın dedik. Orman jandarması kurulmalıdır dedik dinleyen olmadı. STK’dan yararlanışın dedik daha daha neler dedik neler. Olmadı.

2) Uzun yıllardan bu yana ilk kez asgari, ücretlilerimize, memur ve işçi emeklilerimize temmuzda artış yapılmayacağı, mali durumunda iyileştirme olmayacağı defalarca açıklandı. Ver yansın zamlar, dayanılmaz hayat pahalılığı, kan emen enflasyon canavarı, çekilmez hale gelen ve hakkaniyet ilkelerini yerle yeksan eden vergi artışları, piyasadaki fırsatçı tacir ve merhametten nasibini almamış acımasız ticaretçi adı altındaki vampirler hayatı çekilmez hale getirmişlerdir. Piyasalar anayasal hakkımız olan talep etme hakkımızı kullandık. Piyasalar denetlenmesi gerekir, halk soyuluyor, istismar ediliyor

Dedik. Olmadı. 18 tane danışman ordususun ve fikir kurmayı denilen üst düzeyden bazı insanlarımızın temmuz zam alacakları haberi basına yansımıştır. 200.000 TL’ye yakın maaş, bir başka siyasetçimiz 300.000 TL’ye yakın maaş alacakları açıklanmıştır. Peki çifte diplomalı emekli bir bürokrat 20 küsur bin lira maaş alıyor olması, 10 bin TL maaş alan milyonlarca emeklinin durumu karşısında, dinen, ilmen, aklen, fikren vicdanen duruma nasıl bakılmalı, ne denilebilir.

3) Anayasamızın 43. Maddesi ne diyor: "Kıyılar devletin hükmü ve tasarrufu altındadır. Deniz göl ve akar su kıyılarıyla deniz ve göllerimizin kıyıların çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir" der. Bırakınız sade vatandaşı, çalışma ve araştırma yapma konusunda, haber hazırlama noktasında bile gazetecilerimizin dahi giremediği deniz kenarlarını vahşi sermayeye kimler kiralıyor, 45-50 dereceye ulaşan yaz. Sıcaklarında vatandaş ne yapsın, anayasa kaç defa delinir?