Kamuda öncelikli hizmetler ve yatırımlar vardır. İki hizmet ve yatırım arasında tercih
yapılacaksa en elzem olan yatırım ve hizmeti tercih edilir. Edilmesi
beklenir. Hoş tabii öncelikler artık değişti, şahsım önceliği hakim olduğundan
beri aslında kamuda yöneticiliğin de bir anlamı kalmadı gibi…
Misal bir süredir
öğrencinin önceliği yurt ve beslenmeyken maalesef kamunun önceliği Kuran kursu
oldu. Sayıları il genelinde 200’ü bulan Kuran kurslarını ‘dördü bir arada’
haline getirmeye başladılar…
İlimizde bildiğim kadarıyla Diyanet’e bağlı yaklaşık 200,
tarikatlara bağlı ise en az 500 kurs var. Resmi Kuran kursları, eskiden
camilerde yapılırdı zaten. Şimdi yetişkin,
çocuk ve okul öncesi ile gençlere dönük merkezler oluşmaya başladı…
Dört dörtlük bu
merkezlerde 4-6 yaş grubu çocuklara da dini eğitim veriliyor ki bunun doğru
olmadığı da eğitimciler tarafından dile getiriliyor…
Hatta Eğitim İş öncülüğünde “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) 4-6 yaş grubu çocuklar için açtığı
Kur’an kurslarına, fiilen Osmanlı döneminin sübyan mektebi işlevi verilmiş,
okul öncesi eğitime alternatif model oluşturulmuştur. Sünni İslam’ın temsilcisi
olan DİB, kısa süre önce 4-6 yaş grubu çocuklar için açtığı Kur’an kurslarının,
‘anaokulu’ olarak kabul edilmesini ve okul öncesi eğitime ‘din eğitimi’ dersi
eklenmesini istemiştir” denilerek laik, bilimsel eğitime aykırı uygulama
için suç duyurusunda da bulunuldu…
Şimdilik bir sonuç yok…
Ama Milli Eğitim
Şurasında kabul edilerek devreye sokulan bu uygulamaya kolay kolay itiraz
gelmesi mümkün görünmüyor. Oysa bir hukuk devletinde bu suç duyurusunun gereği
acilen yapılmalıydı…
Ekonomik koşulların
ağırlaştığı şu ortamda öğrencilerin kalacak yer bulamadığı bir dönemde yurt
yağmak yerine kurs açmak, gençliğe en büyük darbedir…
Yurttaş dini
gelişimini Diyanet’e bağlı tesislerde ve mekanlarda yapabilir. Evde de…
Ama üniversite öğrencisinin okuyacağı ilde barınması şart.
Bunu da devlet sağlamalı…
Lütfen laiklikle, Cumhuriyetle ve kazanımlarıyla kavgayı
bırakın. Her an geri gittiğimizin farkında mısınız bilmem ama yeni
Cumhuriyet’in ilk dönemlerindeki parlak Türkiye’den çok çok uzağız…
Bugün Avrupa’nın bize bakışı ortada…
Ortadoğu bataklığına
çekilmeye çalışılan ülkemizi Cumhuriyet ve kazanımları ışığında verilen laik,
bilimsel eğitimin aydınlattığı gençler yükseltecek…
Ama siz onların barınma haklarını ellerinden alıyorsunuz…
Öncelikli
sorunlarımız çözülemeden yapılan iş ve yatırımlar kabul edilemez. Bu binayı,
Kuran kursu değil yurt yapmalısınız…
Aylardır müftülüğün
kılını kıpırdatmaması da Antalya Valiliği’ni bir yurdun atıl kalışını
seyretmesi de kabul edilemez…
Gereğini bekliyoruz…