Altı ayrı öyküde altı ayrı kadını anlatan Hikmet Özkaya, “Karayılan’ın Dostluğu, Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu günlerde, kadınlarımızın Cumhuriyetin kazanımlarından sonuna kadar yararlanabilmesi dileği ile kadınlarımızın yaşamlarından küçük kesitler, öyküler yazdım. Hepsinde zorluklar karşısında direnenlerin başardığını, yani çözümün direnişte olduğunu anlatmak istedim" dedi.
SÖZ UÇAR YAZI KALIR
Özkaya, “Yazmak insanın kendini en iyi ifade ettiği bir eylemdir. Sözlerimiz uçsa da bu küçük öykü kitapları bizlerden bir iz bırakır. Öykü kitabım İzan yayınevinde yayınlanarak dumanı tüterek elime ulaştı. ‘Yılanın da dostluğu mu olurmuş’ demeyin. Bilindik sözdür; ‘Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.’ Yeter ki siz iyi olun. Her yazdığınız kitap çocuğunuz gibi oluyor elinize gelince sizi heyecanlandırıyor. Okurlarıma bol okumalı günler dilerim” dedi.
6 KADININ ÖYKÜSÜ
1949 Kayseri doğumlu emekli eğitimci yazar Özkaya’nın öykü kitabı okuyucu ile buluştu. Altı uzun öykünün bulunduğu kitapta Yörük kızı Zeliş, göçmen Arap kızı Dilber, köy kadını Cemile, asker eşi Suna, göçmen kızı Resmiye’nin yaşam öyküleri akıcı bir dille anlatılıyor.
Kitabında tanıtım yazısında şu satırlar yer alıyor: “Gecenin kör karanlığında bir çift göz çadırı gözlüyordu. Lambanın sönmesiyle karanlık gölge, yavaş yavaş çadıra yaklaştı, ipleri çözdü ve bir kedi sessizliği ile çadıra girdi. Çadırın içi karanlık olduğu için, girişte duran ibriğe çarptı. Gürültüyle uyanıp yataktan fırlayan Zeliş, yastığını kaptığıyla gölgeye saldırması bir oldu. Bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Fakat obada çadırlar arası uzak olduğu için ses duyurmak güçtü.”
Süleyman Gezici