Giden Gelmez Dağları, Antalya ile Konya arasında, Akseki sınırları içinde bulunan, Orta Toroslar’ın bir parçası olan, kayalıklı ve dik yamaçlı dağlardır. Bu dağlar, birçok efsaneye konu olmuş ve insanları hem korkutmuş hem de meraklandırmıştır.
Süleymaniye, Ceceler ve Değirmenlik Köyleri, bu dağların eteklerinde yer alır. Dağlar, karstik özellikleriyle göze çarpar. Üzerlerinde çok sayıda uçurum, obruk ve mağara vardır. Dağların kayaları çok keskin ve sivridir. Bu yüzden tırmanmak çok zordur. Dağların adının nereden geldiği ile ilgili birçok söylenti vardır. Dağlara giden birçok kişinin geri dönemediği anlatılır.
En çok bilinen öykülere göre, yakın köylerden bir grup avcı, kışın dağ keçisi avlamak için dağlara çıkarlar. Dinlenmek için ateş yaktıkları yerin altı mağaradır ve ateş buzları eritince mağaraya düşerler. Avcıların yanında olan köpek, köye dönüp yardım ister. Köylüler, avcıları aramaya giderler. Bir avcıyı kurtarırlar ama diğerlerine ulaşamazlar. Bir başka zaman da, dağlara avlanmaya giden bir grup köylü, vurdukları geyikleri dağdaki obruklara düşer. Köylüler, “Yarın alırız” deyip eve dönerler. Ertesi gün geyikleri bulamazlar. Obruka atlayanlar, kayaların keskinliği yüzünden çıkamazlar. İplerle kurtarırlar ama gruptan biri ölür. Bu gibi daha birçok üzücü olayın dağlarda yaşandığı ve nesilden nesile aktarıldığı söylenir.
Görünümüyle insanı ürküten ama aynı zamanda etkileyen Giden Gelmez Dağları, bütün tehlikelerine rağmen doğaseverleri ve fotoğrafçıları kendine çeker.
