Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
26°
Akdeniz Gerçek Kültür Sanat “100. Yıl Marşı benim çocuklarımdan biridir”

“100. Yıl Marşı benim çocuklarımdan biridir”

Fazıl Say, 100. Yıl Marşı’na gelen eleştirilere sosyal medya hesabından yanıt verdi.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
“100. Yıl Marşı benim çocuklarımdan biridir”

Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı için Ayten Mutlu’nun Ver Elini adlı şiirini bestelediği 100. Yıl Marşı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda halkla buluştu. Marşı beğenenler kadar, beğenmeyen de birçok insan oldu. Sosyal medya üzerinden kendisine ve bestesine dair ağır eleştiri ve hakaretlere maruz kalan Say, yaptığı yazılı açıklamayla eleştirilere yanıt verdi.

Fazıl Say’ın açıklaması şöyle:

"Sevgili takipçilerim, dostlarım, bir şeyi açıklamak lazım. Şunu bilin. Eleştiriye hep açığım. Zaten ben bir sanatçıyım, her yıl türlü besteler, kayıtlar, 130 konser, elbette eleştiri dünyasının tam ortasındayız. Tüm hayatımız bununla geçti. Dünyanın her yerinde ve hep. Müziği o an sunduğum ürünümü seven olur sevmeyen olur. Benim için şaşırtıcı bir şey artık kalmadı o konuda. Türkiye’ye, memleketimdeki duruma gelince, 30 yıldır yaptıklarımı sevgiyle, takdirle takip edenler var. Düşmanlar da var… Aktrolleri var, yıllardır, buna şimdi İnceciler eklendi (doğal olarak), düşmanlık ve husumet güden “ne yapsak sevmeyen” bir kesim bin yıldır var. Hep de olacak. Ne ürünü çıkarırsak çıkaralım onlar öyle yazacak. Kıskananı var. Farklı talepleri olan var. Kültürel uzlaşı istemeyeni var. Var oğlu var. Öyle düşünmeseler bile öyle yazacaklar. Bana, Türkiye’de düşüncelerime olan tepki, hep eserlerime, ürünlerime tepki olarak dil bulmuştur. Cevapları öyle. Türkiye öyle bir yer. “Ver elini” diyemeyen ama demesi gereken bir toplumuz. 100. Yıl Marşı için de öyle; kimseye bu marşı sevin demedik, söyleyin demedik, hatta dinleyin bile demedik, ne haddime?

Ben bir besteciyim. 100. Yıl Marşı, opus106, benim çocuklarımdan biridir. Ben yaşadığım hayatta eserlerimi paylaşıyorum. Son eserim 100. Yıl Marşı, opus106 nolu eserimdir. Bugüne değin 60’dan fazla albüm yaptım. Tonla ödül aldı bu kayıtlar, besteler dünyanın her yerinde. Dolayısıyla eserler kalıcı olandır. Küfür, hakaret dolu tweet ise geçicidir. Yazan için bile geçicidir. Dolayısıyla önemsizdir. Şaşırdığım, kızdığım veya kırıldığım hiçbir şey yok. Bakın; kitlelerin bir sanatçıya düşmanlığına inanmıyorum, gerçekte öyle değil çünkü. “Gerçek düşmanlığın kitlesel değil kişisel bir şey” olduğunu düşünüyorum.

Bana kişisel husumet güden kıskanan vesaire çokça vardır. Ne diyelim, peki ben düşman mıyım onlara? Hayır değilim. 53 yıllık ömrümde bu ülkede, benim kendimin gerçekten sevmediğim ve kesin reddettiğim kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu da aslında az bir sayıdır, bunca yıl, binlerce okun hedefi olmuş birisi için. Şunu unutmayın “eleştiri ile düşmanlık” iki ayrı şeydir. Eleştiriye açığım. Düşmanlığa niye açık olalım ki? Gerek var mı? Varsın gitsin yoluna. Değişirse değişir, değişmezse değişmez onun sorunudur."

SÜLEYMAN GEZİCİ

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
“Siz bunun hesabını verene kadar peşini bırakmayacağız”

“Siz bunun hesabını verene kadar peşini bırakmayacağız”