14 Ağustos 2001'de kurulan AKP 2002'den bugüne Türkiye'yi yönetiyor...AKP hükümetinin icraatlarının bilançosunu çıkarmaya bu yazıda da devam edeceğim...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel hükümetin fındık geliriyle hayatta kalmaya çalışan 5.000.000 T.C. vatandaşını mağdur ettiğini, dünya fındık rekoltesinin % 70'ini Türk çiftçisinin ürettiğini, hükümetin açıkladığı çok düşük fındık fiyatının İtalyan Ferrero şirketinin gelirlerini ve kazançlarını katlamaktan başka bir işe yaramayacağını söyledi... İtalyan çikolata devi Ferrero'nun 2023 yılı cirosu 17 milyar Amerikan doları...Fındığın ülkenin en stratejik ürünü olduğunun altını çizen Özgür Özel, dünyadaki fındıkla ilgili toplam piyasanın 130 milyar dolar olduğunu belirtti...Özel, fındığın yüzde 70'inin Türkiye'de üretildiğine işaret ederek, "Yani dünyadaki 130 milyar dolarlık piyasanın 100 milyar dolarlık kısmı aslında burada üretiliyor. Peki siz fındıktan ne alıyorsunuz? 2 milyar dolar, yüzde 2'si. Yani bütün gün sen çalışıyorsun, parayı dünya devi şirketler kazanıyor, yazıklar olsun böyle düzene." diye konuştu...

En büyük adaletsizlik ve haksızlık geciken adalettir 


15 YILDIR AYDINLATILAMAYAN VE  FENA HALDE GECİKEN ADALETE ÖRNEK GÖSTERİLEN VAKA...31 TEMMUZ 2024 : MUHSİN YAZICIOĞLU 2009'DA İŞKENCEYLE ÖLD*RÜLDÜ İDDİASI 

“Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa da geciken adalet zulümdür.” 

  Orhan Gazi 

2024

Hayvan katliamının önünü açan yasanın Meclis’ten geçmesinin ardından Niğde ve Ankara Altındağ gibi yerlerden iç karartıcı köpek katliamı haberleri gelmeye başladı...Orada burada ne yazık ki korkunç köpek katliamları başladı, şimdiden toplu mezarlar bulundu...Savunmasız hayvanlara soykırım uygulayanları teşvik ederek AKP hükümeti yeni bir aşamaya geçmiş oldu...Öld*rmeyi iştahla ve şehvetle isteyen insanlarla aynı gezegende yaşamak korkunç bir talihsizliktir...Katillik ya da öld*rme içgüdüsü psikolojik bozukluktur...


KÖPEK KATLİAMINDAN SONRA SIRA İNSAN KATLİAMLARINA MI GELECEK? 


Çok gelişmiş bilgisayar efektleri beyazperdede artık tarih sayfalarındaki en unutulmaz olayları canlandırmak için  de ustalıkla, büyük beceriyle kullanılıyor ve hem de dudak uçuklatıyor!

Hayal güçleri çok yetersiz olduğundan geçmişteki büyük olayları canlandırmakta güçlük çekenler için bu çok büyük bir fırsat!


12 Mayıs 1957'deki İtalya'da "Mille Miglia" otomobil yarışındaki korkunç kazada 5'i çocuk 9 seyircinin ve yarışan otomobillerden birindeki  Alfonso de Portago (1928-1957) ve Edmund Gurner Nelson (1916-1957) adlı sürücülerin hayatını kaybettiği ve Ferrari yarış otomobilinin lastiğinin patlaması sonucunda olan korkunç kaza "Ferrari" (2023; Michael Mann) filminde canlandırıldı...Sonuç:  olağanüstü!


1945'te Almanyadaki Dresden'in Amerikan ve İngiliz bombardıman uçaklarınca tümüyle haritadan silinmesi "Never Look Away- Werk ohne Autor" (2018; Florian Henckel von Donnersmarck) filminde canlandırılmıştı...Sonuç: olağanüstü!


Milattan önceki 212'deki Romalıların Syracuse, Sicilya kuşatması kuşatması ve mucit Archimedes "Indiana Jones and the Dial of Destiny" (2023; James Mangold) filmine konu edildi...Sonuç: fena değil!

Bir film:  "Never Look Away- Werk ohne Autor" (2018; Florian Henckel von Donnersmarck) 

“The Exorcist’in (1973) yönetmeni William Friedkin’i büyülemiş ve bazı film değerlendirmecilerinin “Doctor Yuri Zhivago” (1965) kadar etkileyici bulduğu bir film…


Ben en çok bilgisayar efektleriyle elde edilen “13, 14, 15 Şubat 1945’te Dresden’in yakılması, kül yığını haline getirilmesi” sahnesinden etkilendim…


Gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esinlenilmiş…

Şizofren olduğu için idam edilen Marianne Schoenfelder filmin temel esin kaynağı…


Canavarlarlaşmış insanlar ve masum kurbanları hakkında…Naziler ve onların suç ortağı cani doktorlar engellileri, hayat boyu başkasının bakımına muhtaç olanları, down sendromluları, genetik hastalıklara sahip olanları (diabetlileri,şizofrenleri, diğer akıl hastalarını),kronik hastaları,eşcins*lleri idam ettiler, bunların evlenmesini yasakladılar ya da kısırlaştırdılar…Öld*rülenlerin sayısı yüzbinlerce…

Never Look Away; Salon Kitty (1976), Altona Mahkumları (1962), Amen (2002) , The Damned (1969) , Seven Beauties (1975), Holocaust (1978), Odessa File (1974), Eichmann (2007), The Night Porter (1974), The Night of the Generals (1967), Bent (1997), Playing for Time (1980), La vita e bella (1997), Judgment at Nuremberg (1961), Sophie’s Choice (1982), Boy in the Striped Pyjamas (2008), Monsieur Klein (1976), The Pianist (2002), Korczack (1990), Schindler’s List (1993), Au revoir les enfants (1987), Son of Saul (2015),Shoah (1985) gibi çok sayıda yapımla akraba bir film…


FINDIK ÜRETİCİSİ 200 LİRA FİYAT BEKLERKEN, AKP 130 İLA 132 LİRALIK FİYAT VERDİ


CHP Genel Başkanı Özgür Özel hükümetin fındık geliriyle hayatta kalmaya çalışan 5.000.000 T.C. vatandaşını mağdur ettiğini, dünya fındık rekoltesinin % 70'ini Türk çiftçisinin ürettiğini, hükümetin açıkladığı çok düşük fındık fiyatının İtalyan Ferrero şirketinin gelirlerini ve kazançlarını katlamaktan başka bir işe yaramayacağını söyledi... İtalyan çikolata devi Ferrero'nun 2023 yılı cirosu 17 milyar Amerikan doları...


Ferrero, sadece ürünlerinin iki temel maddesinden biri olan fındığı bizden ithal etmekle kalmıyor. Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçısı firmasını, Oltan Gıda’yı da satın alarak doğrudan üreticiden tedarik sonrası elde ettiğimiz ihracat gelirini de kâr marjına eklemiş oluyor.


Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 2024-2025 dönemi kabuklu fındık alım fiyatlarını açıkladı. Levant kalite fındığın kilogramı 130 TL, Giresun kalite fındığın fiyatı 132 TL olarak belirlendi...

CHP genel başkanı Özgür Özel, Ordu Fındık mitinginde konuşmuştu: 


Özel, "412 belediyemiz, nüfusun yüzde 65'ine, ekonominin yüzde 80'ine hizmet eden noktadadır," dedi.

Özel : "47 yıl sonra ilk defa birinci parti olduk. 22 yıl sonra ilk kez AK Parti ikinci parti durumuna düştü. Bunu sürdüreceğiz. Asla kibre kapılmayacağız. Asla, 'Bu bize oy verdi, vermedi' ayrımına gelmeden herkese en iyi hizmeti ve eşit hizmeti sunacağız. (...) Fındıkta bu fiyat Karadeniz'e ihanet fiyatıdır...Karadeniz'in emeğine nankörlüktür "

CHP lideri Özgür Özel Parti olarak ziraat odalarının belirlediği fiyatları takip ettiklerini söyledi...

Özgür Özel: 


"Kendi çalışmalarımızı yaptırdık ve bugün hadi hiç olmasın 160-165 liraya 'evet' diyecek olalım, bugün açıklanan 130 lira. Kimin cebinden 35 lirayı çalıyor? Kimin cebine bu parayı koyuyor? Bir bakalım. 165 lira verse Giresun'daki Mustafa amcanın, Ordu'daki Fadime ablanın cebine 35 lira kilosunda, 35 bin lira tonunda fazla para girecek. Bunu vermiyor, verse Ferrero firması gidip de şunu mu diyecek, 'Ben bu fiyata fındık almıyorum.' Dünyanın en pahalı ürünlerini satıyorlar kendi alanında, bu fındığı 20 lira, 30 lira ucuza almak için yapmadıkları numara, satın almadıkları kimse yok. 35 lirayı Fadime ablanın, Ahmet amcanın cebinden alıp dünya devi şirketin kasasına koyanlara yazıklar olsun, hakkımızı helal etmiyoruz."


Fındığın ülkenin en stratejik ürünü olduğunun altını çizen Özgür Özel, dünyadaki fındıkla ilgili toplam piyasanın 130 milyar dolar olduğunu belirtti...Özel, fındığın yüzde 70'inin Türkiye'de üretildiğine işaret ederek, "Yani dünyadaki 130 milyar dolarlık piyasanın 100 milyar dolarlık kısmı aslında burada üretiliyor. Peki siz fındıktan ne alıyorsunuz? 2 milyar dolar, yüzde 2'si. Yani bütün gün sen çalışıyorsun, parayı dünya devi şirketler kazanıyor, yazıklar olsun böyle düzene." diye konuştu...


Özgür Özel: "Büyük bir oyun oynanıyor...130 lira fiyat açıklandı, siz yarın bahçeye varırsanız, fındığı toplarsanız, gidip devire koyarsanız maalesef fiyat daha da aşağı gelecek. Ama aslında rekolte düşük, biraz sabredebilirsek, 'Bu fiyata fındık yok.' diyebilirsek, birazcık bekleyebilirsek, bu fiyat mecbur yukarıya doğru gidecek. Buradan size söylüyorum, bu yabancı şirket dostlarının, yabancı kartel dostlarının fiyat oyununa, rekolte oyununa gelmeyin. Sabredin, elinizdeki avucunuzdakini bedavaya çıkarmayın. (...) Apar topar fındık fiyatını açıkladılar. Bu tamamen bir ihanettir. Bu fındık üreticisine, fındıkla yaşayan bu kentlere ihanettir. Sakarya'dan Artvin'e kadar, Trabzon'a, Ordu'ya, Giresun'a, Bartın'a, Kastamonu'ya, Samsun'a tamamen ihanettir. Bu fiyatlarla bu insanlar borçlarını ödeyemezler.(...)  Enflasyonla mücadele için şöyle sığ bir bakış açısı var. Para çok olursa harcanır, harcanırsa enflasyon olur. Temelde makro ekonomi açısından doğru bir tespit ama bunu yaparken sen bu parayı fındık üreticisine maliyetin altında vereyim, ilacın borcunu ödesin, kredi borcunu ödesin, mazotun borcunu ödesin, diğer borçlarını ödesin, kendine para kalmasın ki enflasyon düşsün. Bu insanları açlığa, sefalete, yoksulluğa mahkum ederek enflasyon düşürülmez. Bu, Ordu ve Giresun'daki fındık üreticisini haciz tehlikesiyle karşı karşıya bırakarak olmaz. Çocuklar var, düğün bekler, çocuklar var okula gidecek harçlık bekler. Nasıl olacak bu, üreticiye 130 lira verip maliyetin altında çalıştırırsanız? Bugün kim maliyetin altında iş yapıyor? Hangi patrona ve müteahhide maliyetin altında iş yaptırabiliyorsun da 5 milyon kişiyi etkileyen 500 bin fındık bahçesindeki emekçiye sen bu maliyetin altında bir fiyatı veriyorsun? Bu yapılan iş düpedüz Karadeniz'e ihanettir. Karadeniz'i açlığa, sefalete mahkum etmektir.(...) "Biz bugün mitingimizi 'aman ha' demeye, 'testi kırılmadan duyuralım' demeye gelmiştik. (...) Mitingimiz uyarı ve talep mitinginden ister istemez tepki ve protesto mitingine dönüşecek. Bu fiyatın hızla revize edilmesini talep edeceğiz. Bu fiyatlarla sadece fındık üreticileri değil, fındığın bir milli ürün olarak, bir ihracat ürünü olarak, üretildiği kentlerin ekonomisine katkıları olan bir ürün olarak bu kentlerin tamamı etkilenmiştir. İllerimizdeki esnaflar bundan çok etkilenecek. Bu para yut diye verilmiyor, tut diye veriliyor. O parayı alıp kentin tamamıyla paylaşıyor. Maalesef bu fiyat bir kentin beline kazmayı vurmaktır, belini bükmektir. Ben bütün fındık üreticilerini bu fiyatı kabul etmemeye, buna tepki vermeye, bu tepkilerini en üst düzeyde dile getirmeye davet ediyorum."

Özel, fındık üreticisi hakkını aramaya karar verdikçe onların yanlarında olacaklarını vurgulayarak, "Onların sesini duyuracağız. Ama boynunu büküp oturdukça bunların sopası fındık üreticisinin sırtından eksik olmayacak. Bunu görün. Artık dayak yeme vakti geçti, artık bu haksızlığı yapanlara gücünü gösterme vakti gelmiştir. Bu fiyat burada kalırsa bu Karadeniz'in iflası demektir, " değerlendirmesinde bulundu.


FERRERO 

İtalya’da bir pastahanede süt, kakao ve fındıktan ürettiği çikolata formülü ile dünya çapında markaya dönüşen Ferrero'nun temelleri 1946'da atıldı...Ferrero Grubunun tarihi, azimli bir Piedmontlu ailenin ve üç nesil boyunca elde edilen başarının hikayesidir. 1946'dan itibaren Pietro ve Giovanni Ferrero kardeşler, Ferrero'nun adını tanımlayacak ürünler yaratmak için ailenin küçük pastahanesinde birlikte çalıştılar.,,Ferrero Grubu'nun bünyesinde şu anda Kinder, Nutella, Ferrero Rocher, Tic Tac, Rafaello, Mon Cherie gibi çikolata ve şekerleme markaları bulunuyor ve Grubun piyasa değeri 2011'de 6.6 milyar Euro olarak hesaplanmıştı...Ürünleri 170 ülkede satılıyor ve 35'ten fazla marka yarattılar...2020'de Ferrero bünyesinde 36.372 kişi çalışıyordu... Ferrero'nun üçüncü kuşak varisi Pietro Ferrero Jr. (1963-2011)  babası Michele Ferrero ile fabrika kurmak için gittiği Güney Afrika’da  bisikletle gezerken kalp krizi geçirerek ölmüştü...


ORC ARAŞTIRMA ŞİRKETİ ANKETİ: CHP'NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM OLMALI?

9 AĞUSTOS 2024


ORC Araştırma'nın yeni anketinde (Toplumdaki CHP algısı raporu) katılımcılara, "CHP'nin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?" sorusunu yöneltti. İşte sonuçlar...CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?


CHP'li seçmenin görüşü 


% 29,4 Özgür Özel 

% 28,5 Ekrem İmamoğlu

% 21,5 Mansur Yavaş

Cumhur ittifakı seçmeninin görüşü

% 23,2 Mansur Yavaş

 % 21,3 Özgür Özel

 % 18 Ekrem İmamoğlu

VATANDAŞIN YÜZDE 65'İ EKONOMİNİN KÖTÜ YÖNETİLDİĞİNİ SÖYLEDİ 

Panorama’nın Temmuz 2024 anketine göre CHP % 35,4, AKP % 31,8, seçmen desteğine sahip...

Vatandaşın % 65'i yüksek enflasyonu en önemli sorunu olarak anketçilere söylemiş...


15 YILDIR AYDINLATILAMAYAN VE  FENA HALDE GECİKEN ADALETE ÖRNEK GÖSTERİLEN VAKA...


31 TEMMUZ 2024 : MUHSİN YAZICIOĞLU 2009'DA İŞKENCEYLE ÖLD*RÜLDÜ İDDİASI 


Emniyet İstihbarat Daire eski Başkanı Bülent Orakoğlu, Muhsin Yazıcıoğlu'nun, siyah giyen adamlar tarafından helikopterin enkazından sağ çıkarıldıktan sonra 25 Mart 2009'da işkenceyle öld*rüldüğünü öne sürdü...Orakoğlu; Yeni Şafak'ta 31 Temmuz 2024'te yayınlanan yazısında Yazıcıoğlu ve İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri İsmail Güneş'i öld*ren Türk ve Avrupa Gladyolarına mensup FET*'cülerin, olayı kamera ile kayıt altına aldıklarını ve görüntülerin yer aldığı flash belleği Fethullah Gülen'e teslim ettiklerini iddia etti.

Orakoğlu'nun yazısının ilgili bölümü şöyle:

 İsmail Güneş’in helikopter düştükten dört saat sonra kırık bacak ve kaburga ile 1 metreyi aşkın karda 500-600 metre ileride tek başına düşen helikopterden aşağı inmesi ve ilerlemesi imkansız görünüyor. Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’nde Güneş’e yapılan harici muayenede, kırık çene ile 112 servisiyle 27 dakika nasıl konuştuğu tartışma konusu olurken konuyla ilgili şüpheler üzerine özel yetkili Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı bilirkişi heyeti kurmuştu. Gazeteci İsmail Güneş’in düşen helikopter içinde yaptığı konuşmalar Yazıcıoğlu'nu ortadan kaldırdığını düşünen FET* için soğuk bir duş etkisi yaratmıştı. FET* tarafından Yazıcıoğlu sağ kurtuldu, hastaneye götürülüyor yalanı ile helikopter enkazına ulaşılmasını engelleyen TSK’ya sızmış FET* ve Avrupa Gladyosu’na ait iki helikopter kısa süre içinde düşen helikopterin enkazına ulaşmış, bir ekip helikopter içindeki kara kutu diyebileceğimiz teknik parçaları sökerken diğer grup Yazıcıoğlu’nu ve gazeteci İsmail’i helikopter enkazından çıkararak işkence ile öld*rmüş, bu durumu kamera ile görüntüledikleri sonradan anlaşılmıştı. Ancak gazeteci İsmail’in çenesi kırılmadan önce bir kez daha Yazıcıoğlu helikopterde mi sorusuna İsmail Güneş bu kez helikopterde ancak ölü cevabı verdirildikten sonra İsmail de Yazıcıoğlu ile aynı kaderi paylaştı sanırım. Bu vesile ile örtülü de olsa siyah giyen adamların Türk ve AVRUPA Gladyolarına mensup FET*’cüler olduğu da açık bir şekilde ortaya çıktı sanırım.

Eşinin acısını ilk günkü gibi yüreğinde taşıyan Yasemin Güneş, “Olay kaza değil cinayet, Suikasti FET* işledi. Şüpheliler ödüllendirilip rütbe aldı. Yetmezmiş gibi dosya karartılıp kapatıldı” dedi. BBP Lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesiyle ilgili şüpheliler arasında adı geçen Yarbay Davut Uçum, Astsubay Aydın Özsıcak ve Emniyet Müdürü Dursun Özmen’in FET* üyesi çıkması ve darbe girişiminden tutuklanması, gözleri ‘suikast’ şüphesiyle 7 yıl sonra yeniden açılan soruşturmaya çevirdi. Yazıcıoğlu ile birlikte helikopterde bulunan, telefon ile yaptığı yardım çağrılarına yanıt alamayınca donarak hayatını kaybeden İHA muhabiri İsmail Güneş’in eşi Yasemin Güneş STAR’a konuştu. Dosyanın ‘faili meçhul’ değil, ‘faili belli’ olduğunu dile getiren Güneş, “Bizim dosyadan 15 Temmuz darbesi ve Cumhurbaşkanımıza suikast çıktı. Eşimi, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve diğerlerini FET* öld*rdü, dosyayı da kapattı” dedi.

 İsmail Güneş’in kamerasındaki görüntülerin Genelkurmay’a teslim edildiğini anlatan acılı eş Yasemin Güneş, siyah giyimli adamların yer aldığı kayıtların sümenaltı edildiğini söyledi. O görüntüleri izleyen gazeteci baba-oğulun peş peşe öld*rüldüğünü belirten Güneş “Ayrıca ölenlerin hepsinin kanında yüksek oranda karbonmonoksit gaz çıkması düşündürücü. Bu dosya sadece benim değil, bu ülke için çok önemli. Gizlenen dosyadan darbe çıktı. Bu davayı çözmeyenlerin ellerinde 250 kişinin kanı var” ifadelerini kullandı. (YENİ ŞAFAK GAZETESİ) 

VOLKSWAGEN VE TESLA TÜRKİYE'DE FABRİKA YATIRIMI YAPMAK İSTEMEDİ VE İSTEMİYOR 

Volkswagen Manisa'da fabrikada kurmak isteyince ülkede etkili, yetkili, partili, hükümete yakın on binlerce kişi Volkswagen'le "Bize de bize de " haykırışlarıyla binlerce bedava otomobil bağışlaması için ön görüşmelere başladı, bu durum karşısında Alman şirketi Volkswagen'de 4000 kişiye istihdam sağlayacak 1 milyar Euroluk Manisa fabrikasından ışık hızıyla vazgeçti... Tesla da Türkiye'den uzak durmaya devam ediyor...Yani Türkiye'de fabrika kurmayı planlamıyor...

2016'DA IŞ*D TER*R ÖRG*TÜ ASKERLERİMİZİ ÖLD*RDÜ...

Türkiye, 22 Aralık 2016 akşamı internete servis edilen bir video ile sarsıldı...Videoda, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) üniforması giyen iki kişinin, "radikal ter*r örg*tü" Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından yakılarak infaz edildiği görülüyordu...Görüntülerde ateşe verilen TSK üniformalı iki kişinin isimleri Sefter Taş ve Fethi Şahin'di. Olay tarihinde Taş 23, Şahin ise 26 yaşındaydı.

27 Şubat 2020 gecesi, Rusya ve Suriye güçleri İdlib'in güneyindeki Balyun köyüne saldırdı. Türk askerlerinin üs olarak kullandığı iki binaya gerçekleştirilen hava saldırısı sonucu 36 askerimiz şehit oldu, 32 asker de yaralandı.

ASKER VE KANUN KAÇAKLARININ AKIN AKIN GELDİĞİ, YERLEŞTİĞİ ÜLKE OLDUK

Geldiği ya da kaçtığı ülkede asker kaçağı ya da yüz kızartıcı ağır suç işlediğinden kanun kaçağı durumuna düşmüş insanlara vatandaşlık hakkı dağıtmak hangi vicdana ve akla sığabilir ki?


Gazeteci: Timur Soykan: Avrupa’nın en büyük uyuşturucu baronlarından “Tombul Jos”a sahte isimle çifte oturum izni verilmiş...

BirGün yazarı Timur Soykan, Avrupa’nın en büyük uyuşturucu baronlarından “Tombul Jos” lakaplı Joseph Johannes Leijdekkers hem kendi adına hem de sahte ismi “Daniel Ernst” adına çifte oturum izni aldığını yazdı. Soykan, “Peki bu skandala kimler imza attı? Kimler Hollandalı uyuşturucu baronu için devreye girdi ve ona iki oturum iznini verdi?” sorularını gündeme getirdi.

Leijdekkers’in Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan 23 Kasım 2020 tarihinde ‘Vatandaşlığa Uygun’ belgesi aldığını, oturum izni için başvurduğunu, gerçek kimliğiyle yani ‘Joseph Johannes Leijdekkers’ adıyla 3 Aralık 2020 tarihinde oturum izni aldığını aktaran Soykan, Leijdekkers’in villasına yapılan operasyonun arama tutanağında villada bulunan deliller sıralanırken “…1 adet ‘Daniel Ernst’ adına düzenlenmiş 9927565372 yabancı kimlik numaralı kimlik kartı…” yazıldığına dikkati çekti.


Soykan şöyle yazdı:

“Tombul Jos’un, ‘Daniel Ernst’ adına düzenlenmiş Alman pasaportu kullandığını ve bu pasaport ile Türkiye’ye giriş yaptığını biliyoruz. Bu tutanaktan bu isme de Türkiye’de ikamet izni verildiği anlaşılıyor. Oysa bir kişinin, iki farklı isimle iki farklı oturum izni alması imkansız. Oturum izni verilirken istihbarat incelemesi yapılıyor, parmak izi de alınıyor, biyometrik fotoğraf kimliğe basılıyor. Ancak Hollandalı uyuşturucu baronunun hem kendi adına hem de sahte ismi ‘Daniel Ernst’ adına çifte oturum izni aldığı anlaşılıyor.

Peki bu skandala kimler imza attı? Kimler Hollandalı uyuşturucu baronu için devreye girdi ve ona iki oturum iznini verdi?”


SIĞINMACI TOPLAMA KAMPI OLDUK 


İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın göç istatistiklerini baz alarak bir rapor yayınladı. 


İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre, Türkiye’de 2020 yılında 3 milyon 641 bin 370, 2021 yılında 3 milyon 535 bin 898, 2022 yılında 3 milyon 214 bin 780, 2024 yılı 1 Ağustos itibarıyla ise 3 milyon 103 bin 606 geçici koruma statüsüne sahip Suriyeli bulunduğu görüldü. 

İstanbul’da 530 bin 217 Suriyeli yaşıyor. “İstanbul’da 540 bin 969 yabancının ikamet izni var” 

Ağustos 2024 tarihi itibarıyla 1 milyon 109 bin 25 kişinin ikamet izni ile Türkiye’de bulunduğu görüldü. 

İkamet izni ile Türkiye’de bulunan yabancıların illere göre dağılımında İstanbul 540 bin 969 ile ilk sırada yer aldı. İstanbul’u 127 bin 683 ile Antalya takip etti. 

Ağustos 2024 itibarıyla ikamet izni ile Türkiye’de bulunan yabancılar arasında en fazla sayıya sahip olan uyruğun 112 bin 43 ile Türkmenistan, 94 bin 44 ile Rusya uyruklu yabancılar takip etti. 


Ağustos 2024 itibarıyla Türkiye’de kısa dönem ikamet izni ile bulunan yabancılar arasında en fazla sayıya sahip olanların 68 bin 520 kişi ile Irak uyruklu yabancılar olduğu görüldü. 


Ağustos 2024 itibarıyla, Türkiye’de öğrenci ikamet izni ile bulunan yabancılar arasında en fazla sayıya sahip olanlar 21 bin 249 kişi ile İran uyruklu yabancılar. 

Ağustos 2024 itibarıyla, Türkiye’de aile ikamet izni ile bulunan yabancılar arasında en fazla sayıya sahip olanların 14 bin 228 kişi ile Rusya uyruklu yabancılar olduğu görüldü.(ANKA)

729 BİN SURİYELİNİN TÜRKİYE'DE NEREDE YAŞADIĞI , NE İŞ YAPTIĞI, NE GİBİ FAALİYETLER YÜRÜTTÜĞÜ BİLİNMİYORMUŞ!

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yaptığı açıklamada, "3 milyon 103 bin Suriyelinin 729 bininin adresinde bulunmadığını gördük" dedi. 

Güvenlik Politikaları Uzmanı Burak Yıldırım, bu durumda bu kişilere işleyecekleri herhangi bir suçta soruşturma yapılamayacağını söyleyerek uyardı.

Cumhuriyet’ten Çağdaş Bayraktar’a konuşan Güvenlik Politikaları Uzmanı Burak Yıldırım, 


“729 bin sığınmacılardan herhangi birinin bir suç işlemesi ve kaçak yollardan Suriye’ye geri dönmesi halinde herhangi bir idari tahkikat yapılmasının da mümkün olmayacağını” söyledi. Yıldırım, “Yani bu kişilerin işleyebilecekleri cinayetler faili meçhul olarak kalacaktır, mülke zarar verme suçları tazmin edilemeyecektir” uyarısında bulundu. Bu durumda izleri büyük ölçüde kaybolan kişilerin hangi faaliyetlerle meşgul olduğunun da bilinmeyeceğini söyleyen Yıldırım, “İstihbarata konu olan bir faaliyetin öznesi olabilirler. 729 bin kişi içinde istatistiki olarak yabancı bir istihbarat teşkilatının varlığını kaçınılmazdır” dedi.


BU PAZAR CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ OLSA MUHALEFETİN ADAYI KİM OLMALI ANKETİ


ASAL Araştırma, 10-17 Temmuz'da 26 ilde bir araştırma yaptı. Araştırma şirketi katılımcılara, "Bu pazar Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılsa sizce muhalefetin adayı kim olmalı?" diye sordu. Bu soruya verilen yanıtlar şöyle:

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş: Yüzde 23,5

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu: Yüzde 20,8

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Yüzde 10,1

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan: Yüzde 2,4

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ: Yüzde 2,2

HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Yüzde 2

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 2


TÜRK GIDA ŞİRKETLERİNİ YABANCI ÜLKE ŞİRKETLERİ  ELE GEÇİRDİ VE ELE GEÇİRMEYE DE DEVAM EDİYOR!


Prof. Dr. Ulvi Saran'ın Independent Türkçe için kaleme aldığı yazıda verdiği liste aşağıda:  

Uzun sürelerde, bin bir zahmetle kurulup belli yerlere gelen gıda şirketlerimiz, son dönemlerde yabancı şirketler tarafından bir bir satın alınıyor.

Bu kapsamda;

 Ak Gıda ve Dost Süt, Fransız Groupe Lactalis’e,


 Saka Suyu, Çamlıca Gazoz, Cola Turka, Japon DyDo Drinco Grubuna,


 Yemek Sepeti, Alman Delivery Hero’ya,


 Hayat Su ve Sırma Su, Fransız Danone’ye,

 Erikli, Fransız Nestle Waters’a,


 Doğadan, Coca Cola’ya,


 UNO’nun yarısı İspanyol Vedanta Equity’e


 YÖRSAN, Dubaili Abraaj Group’a


 Ofçay, Amerikan Jacobs’a,


 Peyman kuruyemiş, Bridgepoint’e,


 Kemal Kükrer, Japon Ajinomoto’ya,


 Kent Gıda, İngiliz Cadbury Schweppes’e


 Banvit, Brezilyalı BRF ve Katar ortaklı TBQ Foods’a,


 Filiz Makarna, Barilla G.e.R Fratelli S.p.A.’ya,


 Fındık ihracat rekortmeni Oltan Gıda, Italyan Ferrero’ya,


 Bizim Mutfak, Japon Ajimoto’ya,


Komili, Kırlangıç, Sezai Ömer Madra zeytinyağlarımız Amerikalılara  satıldı.