1) Tarlada 3 TL ye bile satın alınmayıp, koyun sürüleri bari yesin diye çiftçinin hasat etmediği tonlarca domates telef olurken, çarşıda pazarda domatesin 20-25-30-40 TL fiyatlara satılması olayını biz kamuoyuna durumu kim tercüme edecek? Bu işe neden olanlar kimlerdir? Araştırılacak mı?

2) Çarşı Pazar, cadde sokak maganda sürüsü, insanların belinde silah; yol vermedin al sana kurşun, korna çaldın al sana ölüm. Beni seveceksin, sevmiyor musun al sana güm, öldür kadını kızı, belinde çifte silahlar, başına geçirmiş kar külahını sarrafı, bakkalı, mağazayı soyuyor. Araç çalıyor, cam kırıyor. Bina deliyor, onlarca yüzlerce olay ve hırsızlık vakası var adamın, bir şekilde yoluna devam ediyor. Bizler kamuoyu olarak bu illegal güçlerin mutlaka bertaraf edilmesini istiyoruz. Bu illegalitenin kalıcı olarak engellenmesi için alınması gereken tedbirler ve süreç ne olabilir?

3) Gümrüklerimizde akredite olmuş gıda analiz laboratuvarları var mıdır ithalatla ilgili olarak binlerce çeşit gıda ürününün ülkemize girişi yapılırken söz konusu gıdaların kimyasal, bakteriyolojik analizleri yapılıyor mu, GDO tayini hakkında bir çalışmanın olup olmadığı, kalite kontrolü yapılıyor mu, ithalatı yapılan ürünler AVM’lerde, iç pazarlarımızda satışı sırasında ürünü satın alan tüketicinin sağlık açısından güvenliğinin temini için ürünün güvenlik sertifikası hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

4) Piyasalar genel manada denetimsiz ve kontrolsüz. Bir çok kötü niyetli ticaret erbabı halkı istismar etmekte, haksız kazanç temini amaçlı olarak halkı kandırmaktadır. Ürünlerin alış ve satışını gösteren fatura bulundurma zorunluluğu da olmayınca halkın fakrü zarurete sürüklenmesi tetiklenmektedir. Bunun adı serbest piyasa değil, haklı rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisi olarak adlandırılır.

5) Hem adli tatilin bitmesiyle hem de okulların açılmasıyla birlikte Antalya kent trafiği, toplu taşıma faaliyetleri birden kilitlendi. Mevsim yaz devam ediyor. Henüz yağışlı havalar gelmedi. Bu mevsimde durum böyle olursa, kış gelirse ne olacak halimiz. Bu konuda Antalya STK’ları olarak ilgili kurumlarımıza destek olmak için kesintisiz olarak uzun yıllardan bu yana gayret sarf etmekteyiz. Ama tüm ısrarlarımıza rağmen kendimizi bir türlü kabul ettiremedik. İleri gitmiş ülkelerin durumuna bakıldığında o ülkenin kurumları STK’ları dikkate alarak aralarında oluşturdukları koordinasyon planı gereğince hareket ettiklerinden STK’nin ülkenin kalkınmalarında çok önemli rolü olmaktadır. Kentimizdeki trafik sorunları yalnızca cadde ve sokakları, kaldırımların tıkanmışlığı ve işgaliyle de sınırlı değildir. Milyonlarla ifade edilen araçların egzozundan atmosfere salınan kimyasal ve kanserojen gazların da kamu sağlığı açısından ortaya çıkan ciddi tehlikelerin de insan hayatı bakımından çok ciddi bir çevre sorunu olduğunu unutmamak gerek. Sonuç olarak bundan sonraki süreçte sistemde STK’dan yararlanılması düşünülüyor mu?

6) Günümüz Türkiye'sinde hayat pahalılığı, enflasyon gibi olaylar nedeniyle gerek genç nesiller- çocuklar ve yaşlılar, kısaca toplum yeterli beslenememektedir. Bu nedenle insanımız bilimsel manada, tıbben yeterince; kalitatif ve kantitatif olarak beslenemeyince Ruhen ve bedenen zayıf bir nesilden söz edilebilmektedir. Zayıf bünyelerin en büyük dostu, hastalıklardır. Hasta bir insanın gerek iş gücü bakımından gerek ruh sağlığı açısından ferdin verimliliğinden söz edilemez. Bu durumdaki insan toplulukları doğru düşünemez pozitif bilime karşı duruşunda sorunlar oluşur, bilhassa öğrencilerin fen derslerine karşı kabiliyetleri zayıflar, iradi ve enerji yönünden de aynı şekilde verimlilikleri ülke ekonomisine katkı koyamaz duruma gelir.

7) Ardı arkası kesilmeyen petrol ürünlerine yapılan zamların sonucu bir ekonomik felakete sürüklüyor toplumu. Bu ve benzeri zamlara kim "DUR" diyecek, bu korku ne zaman makul hale gelecek