Artık kendimi söz verdim, SAYIN EMNİYET MÜDÜRÜM başta olmak üzere kamu menfaatlerinin gözetilmesi konusunda bile olsa da hiçbir makam rahatsız etmeyeceğim.

 

Meltem Mahallesi 8. Cadde ve hemen karşısındaki 6. Cadde ile birlikte paralelindeki iki üç sokaktaki trafik rezaletini son 20 yıldan beri insanlık adına, mal ve can güvenliğinin korunması adına defalarca ve sayfalarca yazarak ilgili kurumlara başvurmaktan caymak zorunda kaldık.

 

Bu ülkeye fiilen 30 yıl hizmet vermiş olan ve ilaveten 28 yıl da gönüllü olarak hizmet vermeyi sürdüren, tam 58 yıldan bu yana verdiğimiz emeklere rağmen, bir devlet bürokratı olarak adam hesabına alınıp insan yerine konmadığımıza göre, “ Aman beldemizin ve kentimin trafik sorununu çözelim, kamu yararını koruyalım, mal ve can güvenliğini temin edelim” diye koşturmacamıza noktayı koymuş bulunuyorum.

 

En üst makamlara kadar defalarca yaptığımız yazılı taleplere ve sunduğumuz haklı raporlara rağmen yüksek makamların dahi sözü emir ve talimatları dikkate alınmıyorsa zavallı duruma düşmüş vatandaş ne yapabilir.....

 

Müthiş üzülüyoruz. Tanrım ne hale geldik! Kahroluyoruz ve kaygılıyız. Ben bu satırları; kronikleşmiş trafik sorunlarının çözülmesi için yazmıyorum. Artık memleketin hayrına bile olsa hiçbir makamdan “bu trafik sorunu çözülsün” anlamında bir beklenti içinde de değilim. Zira 20 yılın adı var.

 

Müstakbel neslin geleceği için 20 yıldan bu yana, bana düşeni yapmaya çalıştım. Yüce Devletimin icra etmekle yükümlü bulunduğu kamusal hizmetlere, bilim ve tekniğin ışığı altında bir katkı koyabilir miyiz şeklindeki gönül ve yürek sevdasıyla, insana odaklı ve ülkemize olan sevgimizin öbeğindeki heyecanımızla yazıp çiziyoruz.

 

Ama başaramadık. Bu kaderimiz olmamalıydı.......

 

SONUÇ OLARAK; 20 yıldan bu yana, kamu adına, Meltem Mahallesi’ndeki trafik mücadelesinde savaşı kaybetmenin derin teessürü içindeyim. Fazla lafa gerek yok. Sözün bittiği yerdeyiz.