Yine bir
seçim öncesi, yine liste kavgaları. Bu seçimlerde “ithal” takıntısından biraz
uzaklaşıldı, “kadın” ayrıntısı gündemde.
Sosyal
medyada bu konuda ahkam kesen erkekler, yıllarca cami avlusunda başörtüsü eylemi
yapan hemcinslerini solladı. Merak ediyorum, eşi çıkıp “siyaset yapacağım”
dese, aday olsa ona katkı verecek kaç erkek var?
Beni başta
eşim olmak üzere bilen biliyor, rahat ol.
Biliyorum,
örneğin en yakınımdaki Songül Başkaya’dan biliyorum. Sabahın köründe kalkıp
çocukların beslenme çantasıyla ilgilenen, eşi Ahmet Bey ile birlikte “aile
tablosu”nu hiç eksiltmeyen günlük çıkarttığı gazeteyi de ihmal etmeyen bir
kadın. Başarılı olmak yetiyor mu? Yetmiyormuş işte.
CHP,
“Cumhuriyeti kuran partiyim” diyor. İyisiniz de o günkü tabloya bir baksanız, O
günün koşullarında sadece din- devlet ilişkisi değil, kadın- erkek eşitliğinin
nasıl nakşedildiğini görseniz de örnek alabilseydiniz keşke.
Bir ara
listesinde “cinsiyet kotası” ve “gençlik kotası” gibi söylemlere yer veren CHP’de
“Ben kota istemiyorum. Yetişkin bir birey olarak eşit şartlarda yarışmak
istiyorum” diyen Songül Başkaya’nın listeye bile girememesi parti tabanını
şaşırttı. Haklısın, kimse vazgeçilmez değil.
Ben
yıllardır diyorum ki; Nüfusun da, seçmenin de yarısı, hatta accuk fazlası
kadınsa neden temsil noktalarında kadın yok. Örneğin AESOB veya ATSO’dan rakam
istesek hiç de azımsanmayacak kadar kadın esnaf ve ticaret erbabı var. Ama bu
kurumların yönetim şemasında kadın yok denecek kadar az.
Tıpkı muhtarlık,
belediye meclis üyeliği, belediye başkanlığı hatta milletvekilliği listelerinde
yoklar. En iyi yaptıkları şey siyasi partilerin “Kadın Kolları”nda amele gibi
çalışıp erkekleri taşımak.
Geçenlerde
yazmıştım. Yaşadığımız yüzyılda dünyayı erkekler yönetti. Geleceği kadınlara mı
bıraksak hani? Belki ana yüreği gencecik fidanların ölmesine gönlü elvermez de,
daha az savaş olur. “Her kadın Demir Yumruk Margreth
değildir.”
Bitiriyorum.
Bu seçimde sistem değişti. Madem yöneticiyi ayrı, parlamentoyu ayrı seçiyoruz,
madem kadınların temsil sorunu bizim de derdimiz. O halde hep birlikte
kadınları Meclis’e taşıyalım. Kazara yeniden seçilirse belki Reis’i de
yumuşatabilirler.
Bu arada
Antalya listelerine baktığımızda, 3. ve 4. sıraya kadın aday koyan tek parti
İyi Parti oldu. AKP listesinde de 3. sıra kadın ama CHP’de ne yazık ki 6. sıra.