Tam 7 yıl oldu İl Özel İdaresi İşhanı boşaltılalı..

Kolanları patladığı için boşaltılmıştı, geride kalan 7 yılda Antalya bu bina için karar veremedi.
Kentin en önemli alanında, Cumhuriyet Caddesi'nde 'Kadınyarı' olarak bilinen bölgede 7 yıldan bu yana bir çirkinlik abidesi gibi duruyor.
Çeşitli isimler takıldı bu binaya.

Kimileri 'ucube' dedi, kimileri 'hayalet' dedi.

Yıkısın mı, güçlendirilsin mi tartışmaları yapıldı kolonları patlayıp ta boşaltıldığı günden bu yana.

Kamu eliyle kaçak olarak yapılan bir binaydı burası..

Zemininin de sağlam olmadığı biliniyordu.

Çünkü yapılan teknik incelemelere göre İl Özel İdaresi binasının da bulunduğu kütle denize doğru kayıyordu.

'Antalya'nın gerdanlığı' olarak bilinen falezlerin üzerindeki ucube-hayalet bina Cumhuriyet Caddesi üzerindeki diğer yapılar, hareketliydi ve her yıl denize doğru 2 milimetre kayıyordu.

Jeoloji mühendisleri, falezlerdeki bu hareketliliği 1970'li yıllarda teknik raporları ile saptadıklarına göre, 40 yılı aşkın bir sürede olayın ne denli ciddi bir noktaya geldiğini varın siz tahmin edin.

Antalya'nın gündeminden hiç düşmedi bu riskli bina..

Yerli, yabancı herkesin görüntü kirliliği nedeniyle eleştirdiği binayı İl Özel İdaresi kaybetmek istemiyordu.

Oysa burada bir vizyon proje uygulanabilir, Kadınyarı ile birlikte Antalya'nın vizyonunu güçlendirecek bir prestij park proje yapılabilirdi.

Alanın sorumluluğu Muratpaşa Belediyesi'ne ait..

Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, şu öneriyi getirmişti:

"Muratpaşa sınırları içerisinde eşdeğer bir alanı size verelim, bu alana İl Özel İdaresi Antalya'ya yakışan bir tesis yapsın"

Evcilmen'in bu önerisi kamuoyundan da, sivil toplum kuruluşlarından da, meslek odalarından da destek görmüştü.

Görmüştü de her olayda olduğu gibi yine 'siyaset ' girmişti işin içine..

İl Genel Meclisi'nden 'yıkılsın' kararı çıkmasına rağmen, CHP'ye prim vermemek adına AKP ve MHP gurupları 'güçlendirilsin' kararı almışlardı.

İl Genel Meclisi'nde CHP ile ittifak yapan MHP'nin İl Özel İdaresi binası konusunda AKP ile ortak hareket etmesi de şaşkınlık yaratmıştı doğrusu..

MHP'nin bu tavrı da AKP gibi CHP'ye prim sağlamamak, bu değerli alanı CHP'li Muratpaşa Belediyesi'nin vizyon bir proje ile değerlendirmesine mani olmak olarak algılandı ki bazı MHP'liler de partilerinin bu davranışını eleştirmekten çekinmediler.

Olayın bir başka çarpıcı yönü ile felaketlerden yeterli ders alınmamış olmasıydı.

Çünkü bu bina risk taşıyordu, beton ömrünü çoktan bitirmişti ve boş kaldığı 7 yılda daha da fazla yıpranmıştı.

Dahası AKP ve MHP'nin ısrarcı olduğu güçlendirmenin yeni bir bina yapmaktan daha da maliyetli olmasıydı.

İşte siyaset, oy kaygısı, rakip partiye avantaj sağlamama düşüncesi burada da ortaya çıktı.

Oysa İl Genel Meclisi'ne Antalya'ya hizmet etmek için talip oluyor insanlar.

Bu kentin oyunu aldıklarına göre de kentin sorunlarını çözmek, prestijini artıracak uygulamalar yapmak durumundalar.

Ucube-hayalet binadan herkes şikayet ederken, kentin merkezinde tam bir görüntü kirliliği yaratırken, kısır bir tartışma ortamı yaratarak, çözüm önerilerine olumsuz yaklaşmak, Antalya'ya büyük ölçüde zarar verir.

Sorumluluk duygusuyla hareket edip, bu çirkin görüntüyü ortadan kaldırmak yerine olayı çözümsüz bir noktaya taşımak kimseye yarar sağlamadığı gibi seçilmişlere olan güveni de sarsar.

Şimdi ilginç bir noktaya geldik..

Kentsel Dönüşüm devreye girdiğine göre inadı bir kenara bırakmak, güçlendirme hevesinden hızla uzaklaşmak ve bu sakıncalı binanın öncelikle yıkılarak yerine temalı bir park yapılmasına olanak sağlamak İl Genel Meclisi'nin benimseyeceği bir karar olmalı.

Antalya'nın sorunları hep öteleniyor, çözüm noktasına gelinmesinde çok yavaş hareket ediliyor.

Antalya hızla gelişiyor, nüfusu sürekli katlanıyor, artık kısır siyasi tartışmalardan arınarak bu sorunu giderme noktasında herkesin üzerine düşmesinin zamanı geldi de geçiyor bile..