Ramazan'da siyaset hız kesmiyor. Frene basmıyor. 31 Mart'a kısa bir süre kala yerel seçimlere yönelik siyasi rekabet daha kızışıyor. Bu çerçevede Belediye Başkan adayları seçmenleri ile iftarlarda da buluşma imkanı buluyorlar. Adaylar her akşam bir başka yerde iftar buluşmaları düzenliyor.
Bu tür iftar buluşmalarından birine geçtiğimiz günlerde katıldım. Belediye Başkanlığı’na CHP tarafından tekrar aday gösterilen Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu'nun iftar buluşmasına davet edildim. İftara ağırlıklı olarak, Kemer'in akil insanları bilinen kişilerle, ileri yaştaki saygın Kemerliler davet edilmişti. Her biri Kemer'in bir köşesinden gelen 100'ü aşkın davetli arasında, farklı siyasi eğilimleri bilinen kişiler de vardı, Kemer'in tanınan ailelerinden olan kişiler de. Sözüne itibar edilen, Kemer' de sayılan sevilen kişiler de. Az sayıda olmakla beraber nur yüzlü, başörtülü hanımlar da.
Davetlilerin profili, Kemer'in Hocası Topaloğlu'nun herkesin başkanı olma, herkesi bir araya getirme arzusunun bir ifadesi gibiydi. Herkesi kucaklayıcı, herkesi bağrına basıcı, siyasi görüşü ne olursa olsun kimseyi dışlamadan, kimseyi ötekileştirmeden. Aynı tutum, başta tekrar aday olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve CHP'nin diğer ilçe belediye başkan adaylarında da görülüyor. Partinin de görüşünün bu yönde olduğu anlaşılıyor.
Topaloğlu iftar boyunca her bir konuğu ile yakından ilgilendi, sohbet etti. Birlikte fotoğraflar çekti. Yaptığı kısa konuşmada, siyasete girmeksizin, Ramazan’ın önemine işaretle, birlik ve beraberlik içinde olmanın, dayanışmanın önemini vurguladı. Sohbet ettiğim dostlar, seçimleri hocanın kazanacağı görüşündeydiler. Kemer'in doğal güzelliklerinin ilçeyi çekim merkezi haline getirdiği, ancak bu güzelliğin yağmacıların iştahını kabarttığı, Topaloğlu'nun tekrar seçilmesi halinde bu konuda dikkatli olması gerektiği dostlarla üzerinde durduğumuz konular arasındaydı.
Dostlarım ülke iç siyaseti ile ilgili ise kaygılıydılar. Bu bağlamda, bazı yörelerde seçmenlere yardım diye paralar dağıtıldığı şeklindeki duyumlara işaret edildi. Yerel seçimlerde, genel seçimlerde yapıldığı gibi, kara propagandadan, çamur, iftira atılmasından, insanların milli, manevi duygularının istismar edilmesinden yakınıldı. AKP'nin yerel seçimlerde kamu kurumlarını da kullandığı, medyanın önemli bölümünün AKP'nin borazanlığını yaptığı vurgulandı. İstanbul'daki seçimin Erdoğan ile İmamoğlu’nun yarışına dönüştüğüne dikkat çekildi. Arınma ayı olan Ramazan’da siyasette yaşanılan bu kirlenmenin ve dinin siyasete alet edilmesinin üzüntüyle karşılandığı belirtildi.
İftar buluşması, Başkonsolos olduğum yıllarda Mainz ve Zürih'de derneklerimizin Ramazanlarda düzenledikleri iftarları bana hatırlattı. Derneklerimiz iftarlara bizleri de davet ederlerdi. Ramazan ayının hemen hemen tamamı bu iftarlara katılmakla geçerdi. Her iftarda bir konuşma yapmamız beklenirdi. Bu konuşmalarda, insanlarımız arasındaki birlik ve beraberliğin, dayanışmanın önemini özellikle vurgulardık. Manevi ve kültürel değerlerimize ve çocuklarının eğitimine önem vermelerini isterdik.
Din Müşavirimiz de dinimiz hakkında, Ramazan’ın anlam ve önemi hakkında aydınlatıcı konuşma yapardı. Türkiye'de olduğu gibi oralarda dinimiz hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan "hoca" görünümlü kişiler insanlarımızı yanlış yönlendiriyor, yalan yanlış hurafelerle insanlarımız akıllarını karıştırıyorlardı. Din Müşavirlerimiz ve Diyanet’in gönderdiği din görevleri insanlarımızı dinimiz hakkında aydınlatmak hususunda önemli bir görev üstlendiklerini bu görevlerim sırasında tanık oldum.
Kemer'deki iftar buluşmasında bir dostumun, birtakım kişilerin dinimizle ilgili yalan yanlış sözlerine tepki ile "insanı dininden soğutuyor bu gibiler” şeklindeki sözleri yurt dışındaki Din Müşavirlerimizi ve din görevlilerimizi anımsattı. Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş amaçlarını unutmamalı. Meydanı dini istismar edenlere bırakmamalı. İnsanlarımızı dini istismar edenlerden korumalı. Dinimiz hakkında insanlarımıza aydınlatıcı bilgi vermek üzere her yerde aydın din adamlarımızı görevlendirmeli. Dinimiz hakkında yanıltıcı konuşmalar yapanlara karşı da gerekli önlemleri almalı.