Kamu
çalışanları, toplu iş sözleşmesi öncesinde hükümetin ve emek örgütlerinin
ortaklaşa karar vermesi planlanan zamların oranına dikkat kesildi. Hükümet
kanadının ‘sarı sendika’ olarak nitelendirilen Memur-Sen ile uzlaşması
beklenirken, Birleşik Kamu-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu, ülke sathında
sokağa çıkarak ‘dayatma’ olarak niteledikleri zam önerisini protesto etmeye
hazırlandıklarını kamuoyuyla paylaştı.
Birleşik
Kamu-İş Konfederasyonu’ndan yapılan açıklamada, “Emeğimize, geleceğimize ve
haklarımıza sahip çıkmak için 10 ili temsilen Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
olarak; kamu emekçilerinin yanı sıra emekliler ile diğer kamu görevlilerini de
ilgilendiren 2 Ağustos 2021 tarihinde başlayacak 6’ncı Dönem Toplu Sözleşme
görüşme tiyatrosuna dur demek için alanlardayız” denildi.
‘YANDAŞ SENDİKACILIK EMEKÇİLERE KAZANDIRMAZ’
İşte
o açıklama: “Grevli toplu sözleşmeli sendika hakkını savunan konfederasyonumuz
kamu emekçilerin çözüm bekleyen sayısız sorunu olduğunu; 26 Temmuz Saat 11.00’da Burdur Yeşilova
Fakir Baykurt Anıtı’nda, 26 Temmuz Saat 18. 30’da Antalya’da, 27 Temmuz Saat
10.30 Aydın’da, 27 Temmuz Saat 18.00’da İzmir’de, 28 Temmuz Saat 11.00’da
Tekirdağ’da, 28 Temmuz Saat 18.00’da İstanbul Beşiktaş’ta, 29 Temmuz Saat
14.00’da Bursa’da, 30 Temmuz Saat 12.30’da Adana’da, 31 Temmuz Saat 14.00’da
Samsun’da ve 2 Ağustos Saat 10.00’da Ankara'da açıklayacak.
Memurları,
sözde toplu sözleşme masalarında satan, hak kaybına uğratan, memurun değil
AKP’nin çıkarlarını gözeten sözde yetkili Memur Sen’in toplu sözleşme
masasında olmasını kabul etmiyoruz. Göbekten bağımlı olduğu hükümete karşı, en
ufak bir direnç gösteremeyeceğini tüm kamu emekçileri önceki satış
sözleşmesi ve rakam kazıklarından bilmektedir. Sendikacılığı üyelerine
kazanım elde etmek için değil, sadece aidat toplamaktan ibaret gören ve
yandaş sendikacılık kavramının kamu emekçilerinin gündemine sokan bir anlayışı ziyaret
edeceğimiz illerde açıklayacağız. Kamu emekçilerinin 3600 ek gösterge talebine,
vergi adaletsizliğine, zam talebine, kamu emekçilerinin ekonomik, mesleki,
örgütsel ve sosyal haklarına kulak tıkayan bir anlayış kazanımdan çok kayba yol
açmıştır. Bu sözde yetkili konfederasyonun 2019 Ağustos ayında yapılan
2020-2021 yıllarını kapsayan yüzde üç buçukluk zam utancı akıllardadır. İşte
böyle bir yandaş sendikacılık ortamında 2022-2023 yıllarda kamu emekçilerine kazandıracağı
hiçbir şey olamaz.”
‘GERÇEK ENFLASYON YÜZDE 35.7’
6.
Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde AKP iktidarı ve yandaş sendikanın, kamu
emekçilerinin insan onuruna yaraşır adil ücret hakkını göz göre göre gasp
edeceğini savunan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu MYK’sından yapılan açıklamada
şu ifadelere yer verildi:
“İktidar,
her dönem Sözde Toplu Sözleşme uyuşmazlığı yaratarak, görüşmeleri Hakem Kuruluna havale edeceğini
söyleyebiliriz. Yandaş konfederasyon ve
AKP iktidarı önceki görüşmelerde attıkları imzalarla memurları açlığa ve
yoksulluğa mahkûm etmişlerdir. Dört kişilik bir ailenin Temmuz ayı açlık
sınırının 3 bin 513 lira, yoksulluk sınırının 12 bin 195 lira olarak
hesaplandığı bir dönemde kamu çalışanlarının ücretlerinin insan onuruna yakışır
bir düzeye çıkarılması talep ediyoruz. Milli gelirin dağılımı ücretliler
aleyhine bozulmaktadır, ücretlilerin gelirden aldığı pay yıllardır
azalmaktadır. Zam oranlarının, iktidarın hiç tutmayan enflasyon hedefi ve TÜİK’in
son aylarda açıkladığı yüzde 17 -18 seviyesinde olan yıllık enflasyon, gerçekte
yüzde 35,7’li oranındadır. Gerçek enflasyon karşısında satın alma gücü mum gibi
eriyen kamu çalışanları, artan refahtan ve ekonomideki reel büyümeden de pay
alamamıştır.”
KAMU EMEKÇİLERİ TALEPLERİNİ AÇIKLADI
Konfederasyonun kamu emekçileri adına talepleri ise şöyle sıralandı:
“Kamu çalışanlarının en azından 2002
yılında milli gelirden aldığı pay kadar bir pay alabilmesini sağlayacak bir
ücret zammı yapılmasını talep ediyoruz. Önceki yıllarda yaşanan kayıpların
karşılanabilmesi için kamu çalışanlarının ücretlerine öncelikle yüzde 30
oranında bir zam yapılmalıdır. Bu zamdan sonra 2022 yılının ilk yarısı için
yüzde 15, ikinci yarısı içi yüzde 15, 2023 yılının ilk yarısı için yüzde 15 ve
ikinci yarısı için de yüzde 15 oranında zam yapılmalıdır. Üniversite mezunu tüm
memurların ek göstergeleri 3.600’e çıkarılmalı, 6’ncı dereceye inen tüm kamu
çalışanlarına ek gösterge verilmelidir. Kamu çalışanlarına yılda bir defa
yıllık izne ayrılırken bir maaş tutarında ikramiye ödenmelidir. Gelir vergisi
tarifesinden kaynaklanan vergi yükü artışı önlenmelidir. Tüm ücretlerin asgari
ücret kadar olan kısmı vergiden istisna edilmelidir. Aynı kadro ve unvanlarda
çalışanlar arasındaki maaş farklılıkları giderilmeli ve eşit işi eşit ücret
ödenmelidir. Yıllardır artırılmayan doğum yardımı ödenekleri günün koşullarına
göre yeniden belirlenmelidir. Anayasa’nın çalışma yaşamı ve çalışanların
haklarına ilişkin hükümleri, uluslararası sözleşmelere uygun olarak
düzenlenmelidir. Grev hakkı anayasal güvenceye alınmalıdır. Eğitim ve sağlık
başta olmak üzere kamuda istisnai olması gereken sözleşmeli personel istihdamının
genişletilmesine son verilmelidir.”
Akdeniz Gerçek Haber Merkezi