Vatan his ile sevilir, ama devlet ancak akıl ile yönetilir!
“Coğrafyası ile, demografisi ile ve dünyadaki tüm kökenleri, inançları, kültürleri temsil yeteneğine sahip bir küresel yönetim mimarisi inşa etmeliyiz.” demiş zatı muhterem.
İyi de gelenler, faşist mi, dinci mi, kinci mi, anarşist mi, ajan mı, katil mi, kaçak mı, mafya mı bilen var mı?
Birçoğu, neyin nesi kimin fesi bilen yok?
Sakın beni yabancı düşmanı bellemeyin ha…
Benim amacım ileriki süreçte ülkemin demografisi bozulmaması içindir.
Saygıdeğer okuyucularım;
Küresel güçler “Hepimiz kardeşiz” projelerini ve söylemini iyi pazarlar!
Peki, nasıl oluyor da bu söylemleri yapan emperyalist ülkeler, bizim gibi ülkelere reva gördüklerini kendi ülkelerine reva görmezler?
Neden bu güçlü ülkelerden tek bir ülke bile bizlere reva gördükleri o sözde ‘güzellikleri’ kendileri dünyaya örnek olsun diye uygulamazlar?
Uygulayamazlar, “çünkü halkları müsaade etmez”!
Batı bu hususta bize zerre kadar benzemez. Biz, ülkemizin sınırları ile, düzeni ile sorunu olmasın diye herkesi bağrımıza basarız. Bizde milliyetçi çoktur, ama ırkçı pek azdır!
Peki Batı insanı öyle mi?
Sıkışınca gerçek ırkçı olma potansiyelleri vardır.
Hemen faşist partilere yönelirler!
Mesela Almanya…
Almanya’ya 3 yıla yakın bir zaman diliminde 800 bin Suriyeli sığınmacı geldi diye aşırı sağcıların oyları şu an neredeyse %30’a dayandı.
Onun için sürekli diyorum ve bıkmadan usanmadan hep de diyeceğim: “Vatan his ile sevilir, ama devlet ancak akıl ile yönetilir!” diye! Şüphesiz, insancıl olmak ile ahmak olmanın arasında ince bir çizgi vardır! CHP’de aktif siyaset yapan olan biri olarak, elbette her kültürü merak ederim, her kültüre saygı duyarım.
Söz konusu temel insan hakları olunca da insan ayrımı yapıldığında elbette mazlumu savunurum, ama bu “Her kültürle sürekli beraber yaşamak isterim” anlamına gelmez! Kültürü düşük milletler, kültürü yüksek milletlere ayak uydurmak zorundadır, çünkü kültürü düşük toplumlar iktidar olunca kültür ve ekonomisi yüksek medeniyetlere yaşama şansı tanımaz.
Oysa kültürü yüksek milletler, kültürü düşük toplumları idareye ortak etmezler, ama onlara yaşama alanları sunarlar.
“Her milletin bir kültürü vardır, ama her milletin kültürü medeniyete katkı sunacak nüveleri taşımaz.” Bu emperyalistler sırf canları sıkıldığı için mi sığınmacıları kendi ülkelerinden uzak tutmak için başka ülkelere milyarlarca dolar teklif ederler, üzerine tampon bölgeler oluştururlar? ‘Demokrasinin beşiği’ diye adlandırılan İngiltere bile Ruanda’yı sığınmacı üssü yaptı! Düşünün, ancak Ruanda’da kurulacak olan İngiltere mahkemesinden geçiş izni alanlar İngiltere’ye ayak basacakmış. Yersen… Gayri, aklımızı başımıza devşirme zamanıdır!
İnsanlık mı?
Vicdan mı?
Elbette insanlık!
Ama ahmaklık ASLA!