Cumhuriyetimizin kuruluşundan yüz yıla yakın bir zamandan bu yana ülkemizin tüm sağlık hizmetleri, gıda kontrol hizmetlerinin tamamı, her aşamada Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülüyordu.
Sağlık
Bakanı Mehmet Aydın 1974 yıllarında İzmir Fuarında Dünya gıda günü
münasebetiyle buluştuk. O dönemlerde ben de İzmir Gıda ve Çevre Kontrol
Başkanlığında görevliydim. Kendisinin mesleği veterinerdir. O zaman bakan değildi.
Bazı konularda gıdalarla ilgili önemli tartışmalarımız olmuştur. Hatta
Ankara'da Gıda teknolojileri ve Gıda Hijyeni Hocam beni ikaz etmiştir. “Oğlum
Murat Mehmet Beyle fazla tartışma" diyerek beni ikaz etmişti. Sonradan
Mehmet Aydın sağlık bakanı oldu.
Zaman
sonra yani 2000 li yıllara girerken sağlık hizmetleri Sağlık Bakanlığından
alınarak Tarım Bakanlığı'na verildi. Fakat yüz yıla yakın biz zamandan beri Sağlık
Bakanlığı bünyesinde ve hususi sağlık okul ve kolejlerinde yetişmiş binlerce
meslek mensubu personel görev dışı kaldı. Başka alanlarda ikame edildi. Bazı illerde
ÇST gruplarından pek azı Tarım İl Müdürlüklerinde geçici olarak
görevlendirilmiş iseler de şevki kırılan personelden verim alınamadı geri
döndü.
Şimdiki
zamana bakıldığında koruyucu sağlık hizmetlerinde ve gıda kontrol hizmetlerinde
çok ciddi sıkıntılar var. Semt pazarlarında her şey başıboş durumda. Açıkta
satılan gıda maddeleri, tozun toprağın, kışın yağmurun çamurun altındaki gıda manzaraları
halkın sağlığını tehdit eder mahiyette, Pazar yerlerinde dayanılmaz gürültü kirliliği,
meçhul durumdaki esnafın sağlık durumu kılık kıyafet, görüntü ve tüketici
ilişkilerindeki rahatsızlıklar hepsi bir arada.
Düzenli
gıda numuneleri alınarak bakteriyolojik ve kimyasal tahlillerin yapılma süreci
nedir bilinmiyor. Fiziki kontroller dâhil, diğer laboratuvar analizlerinin
durumu meçhul. Kurumların halk dayanışması içinde tüketiciyi tatmin etmesi
gerekir. Aradaki duvar kaldırılmalı. Yasa ve yönetmelikler uygulanarak halkımız
bilgilendirilmeli. Temel gıdamız ekmek dâhil, yediğimiz içtiğimiz gıdaların
tamamı hangi vasıfta olduğu tartışmalı durumda. Netlik ve açıklık yok.
Şahsen 30
yıl boyunca gıda ve çevreyle ilgili olarak zaman diyagramı içinde her hafta gıdalardan
eklilerimizle birlikte sahadan numuneler alarak laboratuvarlarda tahlillerini
yaptık, GM'ye aykırı olanlar hakkında durumu savcılıklara bildirerek piyasayı
düzeltirdik. Günümüzde yaşadığımız kentte ve çevresinde bu düzenli çalışmaları
bulamaz hale geldik. Gıda imalat merkezlerindeki sorumlu yöneticiler
kaldırıldı. Gıda sektörleri başıboş bırakıldı. Belli nisbetlerde kontrol
yapılıyor olsa bile bunun asla olumlu sonuç vermiyor olduğunu ifade etmemiz mümkündür.
Anlaşılmaz durumlar var. BU VE BENZERİ NEDENLERLE GIDA KONTROL HİZMETLERİ
YENİDEN SAĞLIK BAKANLIĞINA IADE EDİLMESİNDE HAYATİ VE KALICI FAYDALAR
OLACAKTIR.