1) Ne oldu şimdi, sinek avlamaya başladınız değil mi? Siz bir lahmacunu 800 bin TL'ye, yeme içme dahil bir şezlongu 5 bin TL'ye kiralayıp vatandaşa yemek yerine iki parça börekle kazık atmaya kalkarsanız, 100-150 TL'ye, hatta daha üst rakamlara kahve, 50 TL'ye yarım litre suyu dayatma yaparak satarsanız, yüksek bedellerle yeme içme, iaşe ibate yatak satarsanız şimdi böylece bakıp kalırsınız. Müşteriyi-tüketiciyi kaz yerine koyup canlı canlı, canını acıtırcasına yolarsanız mekanlarınızın önüne dikilip bakar kalırsınız. Ayıptır ayıp. Paranıza haram kattınız, Her insan evine çoluğuna çocuğuna haram ekmek götürmemelidir. Şımarıklığın sonu perişanlıktır.
2) Durmadan Bölünen Bir Toplum Nereye Koşuyor?
Laik-anti laik, tarikat-cemaat, senin yandaş-benim yandaş, inanan-inanmayan, çevreyi katledenler- çevreyi koruyanlar, açıklar- kapalılar, kadın haklarını koruyanlar- karşı duranlar, çocuk istismarcıları, reddedenler-sessiz kalanlar, hayvan haklarını koruyanlar-korumuyor imajında olanlar, siyasetteki yozlaşmayı görmeyenler- yozlaşmaya karşı duranlar, Suriyeli ve sığınmacıları isteyenler-istemeyenler vb. Zamlardan canı yananlarla piyasaları denetlemeyenler arasında da kapalı husumet dönemi içinde yaşayan toplum katmanları gün geçtikçe yükselmektedir. Kentsel yönetimlerde halkın, yönetenlere karşı ciddi bir gizli isyan atmosferi içinde olduğu açıkça görüşmektedir.
3) Araç Muayene İstasyonlarında İsyan Var:
Motorlu araçların teknik muayene istasyonlarında yüksek ses var, isyan var. Araba sahipleri haklı olarak hak arıyor. Denetim istiyor, adalet istiyor. Hiçbir araba için şirket beş kuruş para harcamıyor, arabanın bir altına bir motoruna bakıp binlerce lira para alıyor. Bu nasıl bir uygulamadır, bu işi denetleyecek ferdi koruyacak bir kurum yok mu, hanı tüm bireyler Anayasa’nın koruması altındaydı, "böyle mi korunacağız" diyor vatandaş.
4) Yine Yangınlar-Yine Siyanür Zehriyle Maden Aramalar:
Hem orman kanunu hem de maden kanunu süratle değiştirilmelidir. Durum bu şekliyle devam etmesi halinde ülkemiz çölleşmeye doğru ivme kazanmaktadır. Bu konular defalarca dile getirilerek çözümler üretilmişti, hani...
5) Bu piyasa koşullarına çare bulunmazsa; başta verem olmak üzere yanı sıra insanlar birçok hastalık odaklarına doğru sürüklenebilir. Çünkü proteinden, vitaminden, sağlıklı ve yeterli beslenmeden uzak kalan toplumlar güçsüz ve kuvvetsiz düşer, bulaşıcı ve sâri hastalıkların en çok sevdiği beden yığını oluşur. Bu hale gelen bir toplumun bireyleri düşünme, muhakeme kabiliyetini de kaybederek her türlü tehlikeye maruz kalmış demektir.