Serbest stil, ortaya karışık bir yazı olacak...Bir bakıma Hakan Sonok'un not defteri niteliğindedir!
Giriş:
Askeri, siyasi lider, devlet adamı Napoleon Bonaparte'ın söylediği
iddia edilen ünlü söz şöyle:
"Let China sleep, for when she wakes, she will shake the world-Bırakın Çin Uyusun,uyumaya devam etsin, çünkü uyandığında dünyayı sallayacak."
(Bu sözü Napoleon söylemedi diyen tarihçiler de bulunuyor!)
1- Futbol kulüplerimiz de Türkiye gibi çok borçlular!
Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor borç batağından kurtulamıyor. Galatasaray'ın 6,65 milyar, Beşiktaş’ın 6,18 milyar, Fenerbahçe’nin 5,99 milyar, Trabzonspor’un ise 3,2 milyar lira borcu var...Yani borç toplamları 1 milyar 140 milyon dolar!
2-Türkiye yüzölçümü olarak İsrail'in 39 katı büyüklüğe sahip...İsrail 20 bin kilometrekare...Ancak İsrail bilimsel yöntemlerle 25 yılda bir dönümden aldığı tarım ürününü 17 kat arttırmış...(İsrailli lider Shimon Peres'le yapılan bir söyleşiden alıntı) Bilimsel yöntemler Türkiye'deki tarım sektörünü de şahlandırabilir,şahlandırmalı!
3-Amerikalı senatör Bernie Sanders şöyle diyor:
"There's something profoundly wrong in the global economy when 350 million people are "marching toward starvation" according to the United Nations, while the top 1% now own 5,500 yachts that are at least 100-feet long. We need a wealth tax to combat this grotesque inequality-‘Birleşmiş Milletler'e göre 350 milyon insan açlıktan ölmek üzere , dünya üzerindeki en zengin %1'lik kesimin (süper zenginlerin) şu anda en az 30 metre uzunluğunda 5.500 yatı var! Küresel ekonomide derinden yanlış giden bir şeyler var. Bu devasa eşitsizlikle mücadele etmek için bir servet vergisine ihtiyacımız var.’’
Sadece bir örnek Moskova'da yuvalanan 61 milyarderin toplam serveti 307.1 milyar dolar... En zengin kent sakini: Vladimir Potanin (23.7 milyar dolar)... Yani Putin gibi ülkelerini yağmalayan, talan eden, soyup soğana çeviren diktatörlerin servetlerine vekalet eden emanetçiler var...
4-Bilsay Kuruç, Cumhuriyet'teki yazısında, "Nüfusumuz yılda ortalama bir milyon artıyor. Ve bir milyon genç de evlenme yaşına giriyor. Bu gençler nerede oturacaklar?" demişti...
Bilsay Kuruç'un yazısından bir bölüm: Nüfusumuz yılda ortalama bir milyon artıyor. Ve bir milyon genç de evlenme yaşına giriyor. Bu gençler nerede oturacaklar? Toplum çapında planlamayı şart kılan bu sorunun karşılığı uzun süredir piyasalaştırılan gayrimenkul ve konut inşaatı alanında odaklanıyor. Bu alan sermaye sınıfına yeni yeni katmanlar ekleyen, sermaye ile özdeş siyaset için de en bereketli kaynağı yarattı. Ve 6 Şubat gösterdi ki insanlar için en ağır yıkımı yarattı. Türkiye’nin kapitalizmi devleti toplumdan ayırıp kendine çektikçe insanlar yalnızlaştılar. Yine 6 Şubat gösterdi ki bir konutta oturmaya mecbur olan ve sayıca gitgide artan insanlarımız içine girecekleri yapıları hakkıyla denetleme gücüne sahip değiller. Kendileri için yaşamsal olan bu alana giremezler. “Güvenli barınma hakkı” ellerinde değildir. Sermaye, devleti kendine çekme gücüne sahip olunca, kârları ve siyaseti birleştiren bu en cazip alanda, yapı ve gayrimenkul sektöründe çoğalan bir güç yaratıyor. Bu sermayenindir ve denetim gücü ondadır. “Denetim”ini o örgütler. Bunu durduracak bir toplumsal güç ortada görünmüyor. Soma’da madenden çıkabilen işçiye kuyunun başında TV muhabiri “Yeniden madene inecek misin?” diye sormuştu. İşçi şöyle demişti: “Bankaya borcum var. İneceğim!” Herhalde ailece içine girecekleri mütevazı bir konutu banka borcuyla, yani piyasanın (finans ile inşaatın ortak piyasası) denetimine girerek alabilmişti. Konutun sağlamlığını, piyasanın “güvence”sini sorgulayabilir miydi? Denetleyebilir miydi? “Razı olmama”yı aklına bile getiremezdi. Kapitalizmin kolonizasyonu o işçiden başlıyor."
5-Ben de diyorum ki, Evlenmek , aile kurmak isteyenler oylarını kimlere vermeli?
Sorumun cevabını da veriyorum:
Kur korumalı mevduat sistemi aracılığıyla Aralık 2021'den bugüne yoksullardan toplanan vergileri süper zenginlerin tasarruf yığınlarına, balyalarına, birikimlerine aktaran,ekleyen hükümete asla oy verilmemeli...
Sorunun cevabını veriyorum...Muhalefetin en büyük partisi CHP'ye vermeli...
CHP'nin halk yararına yasalar çıkarabilmesi için milletvekili çoğunluğuna ihtiyacı var...
AKP hükümeti partizan tutumuyla Kızılay'ın güvenirliliğini, saygınlığını, itibarını bitirdi...Ülkede kimse Kızılaya kan bağışında bulunmuyor ve kan stoğu bitti...Acil,ivedi ameliyatlar bile yapılamıyor...
6- 25 Haziran 2018• Dolar: 4,58 TL• Benzin: 6,24 TL• Çeyrek Altın: 304 TL
11 Nisan 2023• Dolar: 19,29 TL• Benzin: 22,79 TL• Çeyrek Altın: 2.130 TL
7-Bir hatırlatma: Politikacılar kuyruklu yalanlar söylemeyi çok seviyor...
2016'da İngiltere Avrupa Birliği'nden ayrılsın mı, ayrılmasın mı halkoylamasında İngiliz seçmen ayrılmadan yana oy kullansın amacıyla İngiliz politikacılar kendi halklarına yalan söylediler ve şöyle dediler:
"Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye olma olasılığı çok güçlüdür...Eğer Avrupa Birliği'nden ayrılmazsak 77 milyon Türk vatandaşı İngiltere'ye gelebilir"
Gazeteci, yazar İvo Molinas bir yazısında Brexit oylaması öncesinde "Anneciğim Türkler geliyor!" tarzında İngiliz halkının nasıl korkutulduğunu şöyle özetlemişti:
Brexit oylaması öncesi Brexit yanlısı sağcı parti ileri geleni halkını korkutmak için,’eğer AB içinde kalırsak ,ileride Türkiye’ye her sene sizin sosyal güvenlik kasasından 100 milyar pound (İngiliz Sterlini) ödenecek,size hizmet azalacak’ demiş,Brexit oylaması evet çıkınca utanmadan ‘pardon sizi galiba yanılttım,söylediklerim doğru değilmiş’ deyip özür dilemişti. Bile bile yalan söyleyip yarışı kazanmışlardı.
(İvo Molinas'tan alıntı)
8-Yakın zamanda Rosatom, Akkuyu nükleer santrali yatırımı için Türkiye'ye 15 milyar dolar gönderdi...
Rosatom Devlet Nükleer Enerji Şirketi (Rusça: Государственная корпорация по атомной энергии «Росатом»), 2007 yılında kurulan nükleer enerji üzerine uzmanlaşmış Moskova merkezli bir Rus devlet şirketidir.
Habertürk'ten Bülent Aydemir'in haberine göre Rusya, Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi'nin (BOTAŞ) 20 milyar dolarlık doğalgaz borcunu erteledi...
Dışişleri Bakanlığı eski sözcüsü Namık Tan: "Vaziyetimiz, Türkiye’nin 1958’deki resmi iflas ilanına benziyor. O dönemde borçlarımızı ödeyemez hale gelmiştik. Dünya Bankası, IMF ve OECD toplanıp, yeni krediler karşılığı borç ertelemesini ödeme takvimine bağlamıştı. AB henüz ortalıkta yoktu. Bu işin öncülüğünü Soğuk Savaş koşullarında ABD üstlenmişti. Unutmayı tercih ettiğimiz bir iflasın ilanıdır bu."
1958'de Çanakkale Şehitleri Anıtı inşaatı da parasızlıktan yarım kalmıştı. Bağış kampanyası başlatıldı. Zeki Müren gazino programlarını hemen yarıda kesti. Önce gazinolardan para toplamaya başladı ve tüm sözleşmelerini iptal etti, ardından hemen ülke içinde turnelere çıktı, şehir şehir şarkı söyledi. Tüm kazandığını anıt inşaatına verdi. Bugün Çanakkale'de Şehitler Abidesi varsa, onu Zeki Müren’in çabalarına borçluyuz.
Ekim 1959'da Başbakan Menderes 300 milyon dolar istemek için general kökenli Başkan Dwight D. Eisenhower'ın ABD'ne gitti ve bu parayı ABD'nden alamadı...
Menderes Temmuz 1960'da Moskova'yı ziyaret edip Sovyetler Birliği'nden kredi istemeye hazırlanıyordu ki 27 Mayıs 1960 askeri darbesi oldu...
ALMANYA TÜRKİYE'DEN İŞÇİ ALMAYA BAŞLAYINCA TÜRKİYE DÖVİZ KRİZİNDEN ÇIKABİLDİ
2. Dünya Savaşı’nın ardından Almanya, gelişen sanayisine yeni işgücü arayışına girmiş ve bu arayışını yabancı ülkelerden temin etme yoluna gitmiştir. İlk önce 1955 yılında İtalya, 1960 yılında Yunanistan ve İspanya 1961’de ise Türkiye ile işgücü antlaşmaları imzalayarak, bu ülkelerden yabancı işçiler Almanya’ya davet edilmiştir.30 Ekim 1961 tarihinde Federal Almanya Cumhuriyeti’nin başkenti Bonn’da imzalanan Almanya – Türkiye İşgücü Antlaşması ile gerçekleşecek olan işçi göçünün hukuki temeli atılmıştır.
1961’den itibaren İstanbul Tophane’de bulunan Alman İrtibat Bürosu aracılığıyla işçi seçimi işlemleri başlamıştır. Almanya’da çalışmak isteyen işçiler ilk iş olarak bu büroya gelip başvuru yapıyorlar ve daha sonra bu büronun vereceği kâğıdı bekliyorlardı.Türkiye’den Almanya’ya giden ilk işçi grubu 450 kişilik bir kafile olup Almanya’nın Düsseldorf kentine gitmiş; şehre varan işçi kafilesini ise Alman yetkililer bando takımıyla karşılamışlardır.Trenler vasıtasıyla yapılan yolculuk İstanbul’daki Sirkeci Garı’ndan başlayarak Münih’te sonlanıyordu. Burada gidecekleri şehirlere göre gruplara ayrılan işçiler yeni trenlere bindiriliyor ve gittikleri yerde onlara hazırlanan odalarda kalıyorlardı.
1961 yılında başlayan bu işçi göçü, Yom Kippur Savaşı'nda İsrail ordusu karşısında büyük yenilgi alan Arap ülkelerinin 1973 yılında petrolün varil fiyatını 3 dolardan 12 dolara çıkarmasıyla başgösteren ekonomik krizin etkisiyle Alman hükümeti tarafından durdurulmuştur. 1973 yılında yabancı işçi alımı sona erdiğinde Almanya’daki Türk işçi nüfusu 600 bine dayanırken; aileleriyle birlikte bu sayı 900 bin civarıdır.
9-Ekonomi gazetesinden Yener Karadeniz’in haberine göre
Merkez Bankası, Kapalıçarşı’dan dolar topluyormuş
Döviz ihtiyacını İstanbul’daki Kapalıçarşı’dan karşılayan kurumlara Merkez Bankası da katıldı. Banka, ‘tekerlekli demir sandıklarla’ her gün buradan dolar topluyor.Döviz arzında yaşanan sorun ve uygulanan sıkı gözetim uygulamaları, Kapalıçarşı’yı yeniden gündeme taşıdı. Özel şirketlerden döviz borcu olan vatandaşa ve kamuya kadar birçok alanda talep, Kapalıçarşı’ya yöneldi.Ekonomi gazetesinden Yener Karadeniz’in haberine göre sadece Merkez Bankası, demir sandıklar ile çarşıya her gün 5 milyar TL getiriyor ve karşılığında 260 milyon dolar topluyor. Benzer şekilde bankalar ve döviz bürolarının uyguladığı sıkı kurallardan kaçan şirketler de Kapalıçarşı’ya yöneliyor.Çarşı tarihinde ilk kez Merkez Bankası’nın bu şekilde döviz topladığını kaydeden Kapalıçarşı kaynakları yine bu nedenle ilk kez çarşıda döviz fiyatının piyasanın üstüne çıktığını söylüyor.Bu işlemin dört-beş döviz bürosu ile gerçekleştiğini belirten uzmanlar, uygulamayı ‘seçim sonrasına hazırlık’ olarak nitelendiriyorlar.Çarşıda işlemler tekerlekli demir sandıklarla yürütülüyor. Dövizler İçişleri Bakanlığı’na ait olduğu belirtilen kamu hizmet araçlarıyla taşınıyor.
10-Ekonomi gazetesinden Yener Karadeniz’in haberine yalanlama geldi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), demir sandıklar ile Kapalıçarşı’ya her gün 5 milyar TL getirip ve karşılığında 260 milyon dolar topladığı iddia edilmişti.Çok konuşulan o görüntülerin ardından Cumhurbaşkanlığından konuya ilişkin açıklama geldi.
İddiaları yalanlayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, araçların gün sonu Kapalıçarşı'da kuyumcu ve döviz bürolarının kasalarında tutmak istemedikleri nakit veya altınların taşınması için kullanılan şirket araçları olduğunu açıkladı.
İDDİALAR YALANLANDI
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden yapılan açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, her gün Kapalıçarşı'dan resmi araçlarla döviz topluyor" iddiasının doğru olmadığı ifade edildi.
"MERKEZ BANKASI ÇALIŞANI BULUNMAMAKTADIR
"Açıklamanın tamamı şu şekilde; "Bahse konu araçlar gün sonunda Kapalıçarşı'da kuyumcu ve döviz bürolarının kasalarında tutmak istemedikleri nakit veya altınların taşınması için kullanılan özel şirket araçlarıdır.Araçlardaki "Kamu hizmeti aracıdır yazısı Emniyet Genel Müdürlüğü, Trafik Başkanlığı'nın gördüğü lüzuma binaen bulundurulmaktadır. TCMB, Kapalıçarşı'da herhangi bir döviz alım satım işleminde bulunmadığı gibi, haberlere konu olan görsellerde herhangi bir TCMB çalışanı bulunmamaktadır."
11-ABD'nin müttefikleri Türkiye, Suudi Arabistan, Fransa ve Güney Kore bu ülkeyle ilişkilerinde büyük güven problemleri, büyük hayal kırıklıkları yaşıyor...
TÜRKİYE
Türkiye Rusya'dan S-400 Füze Savunma Sistemi'ni satın aldığı için ABD tarafından cezalandırıldı...ABD bunu gerekçe göstererek Türkiye'ye F35 vermedi...Üstelik, Finlandiya'nın NATO üyeliğini onaylayan Türkiye İsveç ve Ukrayna'nın NATO üyeliğini de onaylarsa Rusya'nın Rusya'ya düşman ülkeler listesine kesinlikle girecek...Türk vatandaşları ve Türkiye yüzyıllar boyunca savaştığı Rusya'yla bir kez daha savaşmak istemiyor!
FRANSA
2021'de Avustralya, ortak denizaltı inşa etmek üzere Fransa'yla imzaladığı 35 milyar Euro'luk anlaşmadan çekilmişti.Onun yerine Avustralya İngiltere ve ABD ile AUKUS adı verilen bir anlaşma imzalayarak bu iki ülkeden nükleer denizaltı teknolojisi satın alma ve üretme anlaşması imzalamıştı. Fransız yetkililer, üç ülke arasındaki AUKUS görüşmelerinin kendilerinden habersiz yürütüldüğünü ve Avustralya'nın Fransa'yla anlaşmadan son anda çekildiğini söylemiş; sert tepki göstermişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, olayın ardından Avustralya'nın o dönemki Başbakanı Scott Morrison'ı 'yalancılıkla' suçlamıştı...
Macron son yaptığı açıklamalarda olası bir Çin işgali/ istilası durumunda “Tayvan’ı savunmak Fransa'nın ve Avrupa Birliği'nin işi değil” demeye getirdi...
Macron "Fransa ve Avrupa Birliği daima ABD'nin dümen suyunda gitmemeli" diyor...Macron Avrupa'nın kendi ordusuna, kendi enerji kaynaklarına (Akdenizden doğalgaz çıkarılabilir) ve en önemlisi kendi gündemine sahip olması gerektiğini, ABD'nin uydusu olmak istemediğini söylüyor...
Çin, Rusya, Suudi Arabistan, Brezilya, İran, Fransa Amerikan dolarının İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın rezerv para birimi olma konumuna son vermek istiyorlar...
SUUDİ ARABİSTAN
Suudi Arabistan ve Çin Amerikanın başka devletler üzerinde tahakküm kurma, zorbalık uygulama politikalarına ("Tek süper devlet benim" yaklaşımına) meydan okuyor...
Avrupa Birliği, Fransa, Suudi Arabistan ve İran temsilcilerinin Çin'deki buluşmaları, temasları bunun bir işareti...
6 Ocak 2021'de ABD Millet Meclisi'ni bile Ku Klux Klan terör örgütü üyeleriyle kafa dengi haydutlardan koruyamayan, Başkan John Kennedy'nin 1963'teki suikastiyle ilgili bazı belgeleri 60 yıldır halkından gizleyen, 2014'te Rusya'nın Kırım'ı istila etmesi karşısında sadece protesto mesajı yayınlayan, sokaklarında asayiş sağlayamayan, insanların vahşice öldürüldüğü (en son 43 yaşındaki ünlü işadamı Bob Lee öldürüldü) bir Amerika'dan söz ediyoruz...
Suudi Arabistan'ın Çin'e yaptığı petrol satışlarının bir kısmını dolar yerine yuan üzerinden fiyatlandırmak için Pekin ile aktif görüşmeler yürüttüğü de biliniyor.
Çin'in Suudi Arabistan ve İran'ı bir araya getirmesi, Arap ülkelerinin Suriye'yi tekrar aralarına almak için adımlar atması ABD'ne atılmış birer yumruk...
Suudiler yumurtalarını hem ABD sepetine, hem de Rusya ve Çin sepetlerine de koymak istiyor...Ukrayna'yı istila ettiği için Rusya'ya ceza vermek, yaptırım uygulamak istemiyorlar...
Suudi Arabistan ve diğer petrol üreticisi ülkeler ABD'nin isteğine karşı çıkarak petrol üretimini arttırmayı kabul etmedi, hatta üretim kapatisesini daha da düşürdü...
GÜNEY KORE
Güney Koreliler ABD'nin kendilerinden satın aldığı silahları ve cephaneleri Ukrayna'ya verdiğinden kuşkulanıyorlar...Güney Kore dış politikası savaşan ülkelere silah satmamak üzerine kurulu...ABD Güney Kore'den satın aldığı silah ve cephaneyi Ukrayna'ya yolladıysa Güney Kore'yi aldatmış durumuna düşecek...Öte yandan Güney Kore Rusya'nın düşmanlığını üzerine çekmek istemiyor...
BREZİLYA & ÇİN
Brezilya ve Çin aralarındaki ticarette Çin yuanı ve Brezilya reali kullanmaya karar verdi...
ÇİN & İSRAİL
'Çin, İsrail ile serbest ticaret anlaşması imzalamaya yakın' iddiası...2022'de Çin ve İsrail'in serbest ticaret anlaşması imzalayacağı öne sürüldü. Bu Pekin yönetiminin Orta Doğu'da imzalayacağı ilk serbest ticaret anlaşması olacak denildi...Bu da ABD'ni yönetenleri çıldırtmıştı...South China Morning Post gazetesinin haberine göre, İsrail'in Pekin'deki Çin Ekonomik Misyonu'nun Başkanı Esti Ayalon-Kovo, gazeteye yaptığı açıklamada, tarafların düzenli çevrim içi müzakereleri sürdürdüğünü, anlaşmanın "son aşamalarda" olduğunu belirtti.Anlaşmanın, iki ülke arasındaki ticareti geliştirmesini ve kolaylaştırmasını beklediklerini ifade eden Ayalon-Kovo, "İki taraf da anlaşmanın en kısa sürede neticelenmesi için çaba sarf ediyor. Bu anlaşma, İsrail'den yeni ihracatçıların Çin'e mal satmasını sağlayacak." dedi.Müzakerelerin sonuçlanması halinde bu, Çin'in bir Orta Doğu ülkesi ile imzaladığı ilk serbest ticaret anlaşması olacak. Çin devlet medyasındaki haberlere göre, Pekin ile Tel Aviv arasındaki serbest ticaret anlaşması görüşmeleri, pandeminin başından bu yana çevrim içi sürdürülüyor. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi'nin nisanda, dönemin İsrail Başbakanı Yair Lapid yaptığı telefon görüşmesinin ardından müzakerelerin hızlandırıldığı kaydediliyor.Çin ile İsrail arasındaki dış ticaret hacmi, 2021'de 22,8 milyar dolara ulaşmıştı. Çin'e yapılan mal satışı İsrail'in ihracatını yüzde 11'ini oluşturuyor. İsrailli ihracatçılar Çin'e ağırlıklı olarak tıbbi donanım, tarım aletleri ve diğer makineler ile gübre ve kimyasallar satıyor. İsrail, Asya Pasifik bölgesinde daha önce Güney Kore ile serbest sicaret anlaşması imzalamıştı. Bugüne dek 16 ülke ile ikili serbest ticaret anlaşmaları yapan Pekin ise henüz bir Orta Doğu ülkesiyle bu türden bir düzenlemede uzlaşabilmiş değil.Çin'in, son 20 yılda artan ekonomik gücü ve nüfuzuyla, ihtiyaç duyduğu enerji kaynakları bakımından zengin bölgeye ilgisini artırmıştı. İran ve Suudi Arabistan ile ilişkilerini "kapsamlı stratejik ortaklık" düzeyinde yükselten Pekin, petrol zengini Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri ile de bir ticaret paktı oluşturmayı hedefliyor. Analistler, Pekin'in İsrail ile anlaşmasının, geçmişte olduğu gibi yalnızca Arap ülkeleri ile ittifak ve işbirliği arayışında olmadığı, Filistin konusundaki görüş farklılığına karşın ekonomik işbirliğine açık olduğu mesajını vermeyi istediği değerlendirmesini yapıyor.