Yargıtay, cezaevinde tutuklu
bulunan CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu'nun MİT tırları davasıyla
ilgili olarak verilmiş 5 yıl 10 aylık cezasını onayarak, tahliye edilmesine
karar verdi. Berberoğlu'nun avukatı Murat Ergün, Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda
bulunacaklarını açıkladı. Berberoğlu, beş gün önce saat 19:00 sularında
cezaevinden çıktı.
Verilen ceza hükmünün, onama
kararının hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu açıktır. Karardaki tek doğru hüküm
Enis Berberoğlu’nun tahliye edilmesidir. Tartışmanın temelinde ise
Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması sorunu bulunmaktadır. Cezanın
infazının milletvekilliği süresinin sonuna ertelenmesine ilişkin kararların ise
kamuoyunu yatıştırmak için verildiği kanısındayız.
DOKUNULMAZLIĞIN TOPTAN
KALDIRILMASI
Milletvekillerinin
dokunulmazlıklarının toptan kaldırılması konusunda Prof.Dr. Hikmet Sami Türk
şöyle diyordu: “Teklif, cumhuriyetin değişmez niteliklerine aykırıdır.
Anayasa’ya eklenecek bir geçici madde ile mevcut dosyalar bakımından
milletvekillerinin dokunulmazlıklarını bir kalemde topluca kaldıran Kanun
Teklifi, bu işlemi Anayasa ve İçtüzük’te öngörülen güvenceleri devre dışı
bırakarak gerçekleştirmektedir. Öyle ki dokunulmazlıkları kaldırılan
milletvekilleri, TBMM İçtüzüğü ’nün 134. maddesi uyarınca kendilerini “hazırlık
komisyonunda, Karma Komisyonda ve Genel Kurulda” savunma hakkından
yararlanamayacak; Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca yasama dokunulmazlıklarının
kaldırılması kararının Anayasa’ya ve İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için
Anayasa Mahkemesi’ne başvuramayacaklardır. Böylece yasama dokunulmazlığı
bağlamında milletvekillerine tanınan savunma ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurma
hakları ortadan kaldırılmaktadır. Temsilî demokrasilerde parlâmenterlere
tanınan ve Anayasa’mızın 83. maddesinde ifadesini bulan yasama dokunulmazlığı,
bu görevin güven içinde yapılması ve demokratik rejimin işlerliği bakımından
vazgeçilmez nitelikte olan bir statüyü ifade eder.
…
Açıklanan nedenlerle Anayasa’ya
eklenmek istenen Geçici Madde 20, Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye
Cumhuriyeti’nin nitelikleri arasında belirtilen “insan haklarına saygılı,
...demokratik, ...hukuk devleti” ilkelerine aykırıdır. Anayasa’nın 4. maddesi
gereğince bu nitelikler değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesi teklif
edilemeyeceği gibi; onları zedeleyecek Anayasa değişikliği de yapılamaz.”
KARŞI ÇIKTIK…
Bizler ise bir
kısım 24. Dönem Milletvekilleri bu konuda “Kamuoyuna” başlıklı bir bildiriyle
şöyle demiştik: “Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda, aşağıda imzası bulunan 24.
Dönem CHP milletvekilleri olarak değerlendirme ve uyarılarımızı kamuoyunun
bilgi ve takdirlerine sunuyoruz.
Terör örgütlerine
maddi ve fiili destek sağlayan, iktidar nüfuzunu kullanarak yolsuzluk yapan,
rüşvet, ihaleye fesat ve imar rantı üzerinden haksız çıkar sağlayan
milletvekillerinin yargılanmalarının önünde yasal engel yoktur. İktidarın
sayısal çoğunluğu bu milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması
sürecini başlatmaya yeterlidir. Bu aşamadan sonrası yargının görevi ve
sorumluluğudur. İktidarın, siyasi amaçlarla ve gündem saptırmak üzere anayasal
düzenlemeleri, iç tüzük hükümlerini, temel hak ve özgürlükleri ortadan
kaldırarak, ‘toptan ve götürü’ soruşturma yöntemiyle tüm Meclis’i kuşatmayı
amaçlayan girişiminin vahim sonuçları olacaktır.
İktidar
vesayetindeki yargı sisteminin yürüteceği yargılamalar sonucunda blok
mahkûmiyet kararlarının çıkmaya başlaması kaçınılmazdır.
…
Demokrasilerin
temel koşullarından biri olan dokunulmazlık ilkesinin ‘hodri meydan’
çağırılarıyla ortadan kaldırılması kabul edilemez. Milletvekillerinin iktidarı
denetleme görevini yerine getirebilmeleri için, söz ve eylemlerini her türlü
ortamda özgürce dile getirebilecekleri anayasal ve fiili güvenceler
sağlanmalıdır. Özet olarak, dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik iktidar
talebini ve buna verilen her türlü desteği toplumsal barışımız, ülke
bütünlüğümüz ve demokrasimizin geleceği açılarından vahim bir hata olarak
görmekteyiz.”
ACI AMA GERÇEK
Bu satırların
yazarı da içinde olmak üzere otuz CHP’li milletvekilinin imzasını taşıyan bildirgenin ne kadar haklı olduğu yaşanarak
anlaşılmıştır. Acı olan ise bu bildirgeye imza atanların hiçbirinin bir kez
daha milletvekili olamamasıdır…
Bugün işlenen
ağır hukuk ve anayasa ihlallerinin temelinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin,
devreden çıkarılmış olması ve kuvvetler ayrılığı sisteminin yok edilmesi
yatmaktadır. Enis Berberoğlu’nun haksız ve hukuksuz mahkûmiyeti, dokunulmazlıkların
toptan kaldırılmasının sonucudur.
Dokunulmazlıklar bir defaya mahsus olarak topluca
kaldırıldıktan sonra, Enis Berberoğlu yeniden milletvekili seçilmiş olduğundan, milletvekili
dokunulmazlığını tekrar kazanmıştır: Anayasa M.83/4: “Tekrar seçilen
Milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden
dokunulmazlığını kaldırmasına
bağlıdır.” Bu nedenle eskiden,
bir defaya mahsus olarak verilmiş toptan dokunulmazlık kaldırma kararı, Enis
Berberoğlu hakkında uygulanamaz. Enis Berberoğlu’nun yargılanması,
tutuklanması, mahkûmiyeti ve mahkûmiyet kararının onanması Anayasaya ve hukukun
temel ilkelerine aykırıdır.