Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
26°
Akdeniz Gerçek Ekonomi “YURTTAŞ PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBANIN ÜZERİNDE” 

“YURTTAŞ PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBANIN ÜZERİNDE” 

Aralık 2021’de Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminin başlaması sonrası enflasyonun sürekli artış göstermesi ve alım gücünün düşmesi yurttaşın yaşamını kötü etkilemeye devam ediyor. Türk Lirası’nın değersizleşmesi ve ekonomik kriz oluşmasına rağmen KKM’den vazgeçilmemesini eleştiren Antalya Eşgüdüm Kurulu ve Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası eski Başkanı Tayfun Çavdar, “85 milyon yurttaş pimi çekilmiş el bombasının üzerinde oturuyor” dedi.

6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
“YURTTAŞ PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBANIN ÜZERİNDE” 

Arda KIR

KKM’nin yarattığı derin yoksulluk sebebiyle yaşam standardı düşen yurttaş fakirleşirken, belirli bir azınlık servetini büyüttü. Enflasyonun ve KKM’nin yarattığı ekonomik sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Tayfun Çavdar, “Vergi oranlarının artışı vergi gelirlerinin artacağı anlamını hiçbir zaman taşımaz çünkü vergi oranı artınca yurttaş bir direnç geliştirir. Yurttaş bu sebeple harcamalarını kısıtlar. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde en çok karlı olan devlettir. 500 TL’ye satılan bir ürün enflasyon sebebi ile 1500 TL’ye çıkınca KDV oranı da bu fiyat üzerinden hesaplanır. Devletin kasasına para giriyor ama en son yapılan ek bütçede 1,1 trilyon TL’lik ek bütçenin yüzde 95’i vergi. Bu paralar toplandığında üretime, emekliye, çalışana dönecek mi dediğimizde bunu göremiyoruz bu paralar Kur Korumalı Mevduat’a (KKM) gidecek. Şu an 400 milyar TL KKM ödemesi gözüküyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE BİR GİRDABA GİRDİ”

“2006’da çıkarılan ‘Tarıma verilecek destek gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1’inden az olamaz’ maddesine hiç uyulmadı” diyerek AKP’ye yüklenen Tayfun Çavdar, “Akaryakıta zam yapıldıkça bütün ithal girdilerin fiyatları yükseliyor. Bu da iğneden ipliğe her şeye zam olarak yansıyor. Türkiye bir girdaba girdi; bu girdaptan çıkılabilir mi diye düşünüyoruz. Bu girdaptan gerçekçi politikalar ile çıkma ihtimalimiz var ama görülen kadarıyla şu ana kadar ortaya konulan bir program yok. Enflasyonla mücadele, sıkı para politikası gibi açıklamalar oldu ama bunlar yeterli değil; her şeyden önce yargı bağımsızlığının ve ifade özgürlüğünün tamamen özgür bir biçimde yapılması gerekmektedir. Hukuk üstün olmalı. Ekonomi sadece kendi başına bir takım şeylere tedbir alarak önlenebilecek bir unsur değildir. Bunun yanında yatırımcıya güven verilmesi lazım, hukuku ön plana alarak tahsis etmeniz lazım. İnsanların düşüncelerini açıklama özgürlüğü olmalı ve bundan dolayı da ceza almamaları lazım. Bunlar olmadığı sürece sorunların çözülmesi kolay değil” diye konuştu.

“YATIRIMCI GELMİYOR, GENÇLER KAÇIYOR”

“Yatırımcının Türkiye’ye gelmesi için finansal tablonun, şeffaflığın, hukukun üstün olması gerekir” vurgusu yaparak yatırımcıların Türkiye’ye gelmediğini belirten Tayfun Çavdar, “Eğer yatırımcı bu parametreleri görmezse Türkiye’ye parasını yatırmaz. Yurtdışından gelmeyen yatırımcı sorunu önümüzde var bunun üzerine bir de yerli yatırımcının yurt dışına özellikle Balkan ülkelerine çıktığını görüyoruz. Türkiye’nin büyük holdingleri artık Karadağ, Sırbistan gibi ülkeleri tercih ediyorlar. Bu durumda bizim ülkemizdeki mevcut ekonomik sorunun daha da artacağı yönünde. Türkiye’nin yetiştirdiği eğitimli gençler, gelişmiş ülkelere gidiyor; biz beyin göçü veriyoruz aynı konu kaynak ve paranın da yurt dışına gittiğini görüyoruz, bizim paramız da yurtdışına göçüyor. Yatırımcının isteği huzurlu bir ortamdır. Yatırımcı herhangi bir sorun yaşadığında adalete hızlı şekilde ulaşmalı bir de çok hızlı değişkenlik gösteren parametre istemez. Türkiye’de akşamdan sabaha kadar, birçok değişiklik olabiliyor. Döviz arttıkça, dövizden doğan kur farkı vergilendiriliyor. Maalesef Türk vergi sistemi bundan bir türlü vazgeçmiyor. Yatırımcı geldiği tarihte dolar kuru 19 TL, şimdi ise 28 TL, aradaki bu farkı bilançolara yansıdığında bunun vergisi ile yatırımcı karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla yatırımcı kur artışı sebebiyle vergi ödemek zorunda kalıyor” diye konuştu.

“ANAYASA’YA UYGUN DEĞİL”

Çavdar, “2021 yılının Ekim ayında ‘Faiz sonuç, enflasyon neticedir’ denilen bir gerekçe ile başlatılan sistemin getirdiği sıkıntıları yaşıyoruz. Aralık ayında KKM’ye geçilmişti. 85 milyon yurttaş pimi çekilmiş el bombasının üzerinde oturuyor. Bu durumda KKM’den kaynaklı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre burada biriken miktar3 trilyon TL’nin üzerinde bu da yaklaşık 122 milyar Dolar yapıyor. Buna neden tehlike diyoruz, bankaya yatırılan kur korumalı mevduat hesabında hem kur farkını hem de faizi alıyor. Çift taraflı para kazanmış oluyor. Bu kişinin parasını 85 milyon kişi ödüyor. Toplam girdi çıktılara baktığımızda 300 bin kişi KKM’den faydalanan kişi var. 2022 yılının sonunda KKM’ye ödenen rakam yaklaşık 190 milyar TL civarında idi. Bu duruma bir de kurumlar vergisi istisnasını getirdiler. KKM’den yararlanan kişi hem parasının değerini koruyor hem faiz alıyor. Hem kur farkını alıyor hem de elde etmiş olduğu gelirin vergisini ödemiyor. Toplamda 200 milyar TL civarında hazineye bir yük getirildi. Bu para Anayasa’ya göre hazineden ödenemez, bu suçtur. Bu suç durumu da fark edilince seçimlerden hemen sonra Merkez Bankası’na KKM’yi devrettiler. Bu durum Merkez Bankası’na devredilemez. Merkez Bankası’nın kuruluş amacı enflasyonu kontrol etmektir. KKM’den toplanan miktarı üzerinde doğan faizi veya kur farkını ödemek değildir. Merkez Bankası’na, ‘Bu ödemeleri, para bas ve öde’ deniliyor. Bunu bütçeden ödemeleri için vergi oranlarını arttırmaları lazım. Vergileri arttırılırsa da bıçak kemiğe dayanır, KDV, ÖTV, harçları arttırmak nereye kadar sürecek. Bunu öngörerek KKM’yi Merkez Bankası’na devrettiler, bu politika bence yanlıştır bir an önce KKM’den nasıl vazgeçilir onu düşünmek gerekir” dedi.

merkez bankası-1

“DAHA DA KÖTÜYE GİDECEĞİZ”

Başkan Çavdar, “Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ‘Eylül ayında orta vadeli bir plan açıklayacağız’ diyor; neden şimdi açıklanmıyor. Bu orta vadeli olanı yabancı yatırımcı, yerli yatırımcı, yurttaş görsün. Nasıl sıkı para politikası uygulanacak, nelere öncelik verilecek bunların açıklanması lazım. Şu an anladığım kadarıyla Aralık ayına kadar bu çöküş bu şekilde gider, Aralık’tan sonra muslukları açarlar; mart ayında yerel seçimler var. Emekliye biraz zam yaparlar, sanayiciye ve esnafa kredi verirler daha sonra da seçim sonuçlarına göre 2024’ün mart ayında da Türkiye için hayırlısı olsun demek istiyorum. Mart ayında sonra daha da kötüye gideceğiz çünkü şu an iyiye doğru gidecek hiçbir emare yok. Sürekli akaryakıta zam yaparak bu sorunu çözmezsiniz. Merkez Bankası başkanının açıkladığı yüzde 59 bir enflasyon oranı var. Onların öngörüsü bu şekilde. Merkez Bankası geçtiğimiz günlerde bir anket yaptı ve Dolar kurunun 33-35 TL arasında olacağı yıl sonu itibari ile öngörülüyor. Bu veriler ışığında iyimser konuşmak imkansız” şeklinde konuştu.

“RANTA DEĞİL, EMEĞE DEĞER VERİLMELİ”

“Seçim döneminde döviz kuru yükselmemesi için Merkez Bankası’nın rezervleri satıldı” diyen Tayfun Çavdar, “Halbuki satılan döviz sebebiyle Merkez Bankası’nın rezervleri eridi. Kur yükselmedi ama ihracatçı, turizmci perişan oldu. Seçimlerden sonra ise TL yüzde 40 değer kaybetti. Devletin kendisi ile ilgili yapılan tasarruf genelgesine de uyulmuyor. 5 yıl içerisinde Hazine garantili işlerde devletin bu işleri yapan firmalara ödeyeceği para seçimden önce 465 milyar TL idi. Kur artınca bu rakam 750 milyar TL’ye çıktı. Bu durum sürdürülebilir değil, buna çözüm bulunması lazım. Zam yapan herkes maliye bakanı olabilir. Toplumun bütün kesimlerini öncelikli olarak da üreten kesimi rahatlatılması lazım. Çözüm önerim toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan çalışanlara, emeklilere, üretenlere dönük bir program açıklanmalı. ‘Biz enflasyonla mücadele ediyoruz, sizin de buradan ciddi zarar gördüğünüzü biliyoruz ama bir süre sonra bu durum şu şekilde olacak, devlet olarak belirli tasarruflar yapacağız, devletin kaynaklarını gerekli yerlere aktaracağız’ demeleri lazım ama iktidar maalesef emekten, üretenden yana değil ranttan yana tavır takınıyor. Ranttan yana tavrın bırakılarak üretime destek verilmesi lazım” önerilerini sıralayarak açıklamasını bitirdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
KONYAALTI'NDA KÜREK SALLADILAR

KONYAALTI'NDA KÜREK SALLADILAR