Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
26°
Akdeniz Gerçek Ekonomi "Emekçiye yük, sermayeye af"

"Emekçiye yük, sermayeye af"

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 'Kurtuluş yok tek başına' diyerek alanlara çıktı. Saat 18.00'de Attalos Meydanı'nda açıklama yapan grup, emekçiye vergii yükü getirilirken, sermayeye yapılan vergi affına karşılık ses yükseltti. Grup adına açıklamayı KESK Sözcüsü Nurettin Sönmez yaptı.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
"Emekçiye yük, sermayeye af"
MUHABİR: Kamer Durdu

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri ardı ardına gelen zamları ve artan vergi yükünü Attalos Heykeli önünde yapılan eylemle protesto etti. Protestoya emekli sendikaları, sivil toplum örgütleri, HDP Antalya Eş Başkanı Ahmet Kaya, Sol Parti Antalya Temsilcileri ve DİSK Akdeniz Bölge Başkanı Vedat Küçük katıldı.

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşan KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nurettin Sönmez şunları söyledi; "Son dönemlerde art arda gelen zamlarla ve vergilere yapılan yüksek artışlarla birlikte işçilerin ve tüm emekçilerin geçinmesi imkânsız hale gelmiştir. Özellikle dolaylı vergilerin artırılmasıyla birlikte zaten emekçilerin sırtında olan vergi yükü daha da katlanmış, gelir ve vergi adaletsizliği daha da artmıştır. Bu duruma karşı Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak 'Susma haykır: Zamlara, adaletsiz vergilere, asgari yaşama hayır!' diyoruz."

"İktidarın yıllardır uyguladığı neoliberal politikalar ülkeyi uçurumun kenarına getirmiş ve toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan emekçilerin, dar gelirli yurttaşların aleyhine olacak şekilde krize sokmuştur.

Seçim sonrasında tüketim maddelerine art arda gerçekleştirilen zamlar, halktan alınan vergilerin artırılması, TÜİK'in sahte rakamları ile emekçilere yapılan yetersiz artışlar, emeklilerin açlığa mahkum edilmesi artık kabul edilemez noktaya gelmiştir.

Bütçe gelirleri ise büyük oranda emekçilerden alınan vergilerden oluşurken, kendi yarattıkları krizin faturasını her dönemde emekçilere, yoksul kesimlere yüklemektedirler.

İktidar sermayeyi koruma kollama, ülke kaynaklarını sermayeye aktarma görevini ise eksiksiz yerine getirmektedir. Sermayeye vergi aflarıyla, ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının sermayeye aktarılması ile, ucuz işgücü yaratmayla sermaye ülkenin sahibi haline getirilmiştir. Ülkenin gerçek sahipleri olan milyonlarca emekçi halk ise açlığa ye yoksulluğa mahkum edilmiş durumdadır.

Akbelen'de yaşanan da tam budur. Ormanına, suyuna, toprağına sahip çıkan halka karşı iktidar savaş açmış durumdadır. LİMAK Şirketi'nin çıkarlarını halkın çıkarlarına tercih eden ülkenin ormanlarını yağmalamaya ortak olan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Akbelen'de yangınlara karşı su sıkması gereken Orman Bakanlığı araçlarının ormanlarını korumaya çalışan halkın üzerine su sıktığını görüyoruz. Günlerdir ülkesini, ormanlarını, suyunu korumaya çalışan köylülere karşı uygulanan zulmü, işkenceyi Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak kınıyoruz. Burada şunu görüyoruz bu gerici, doğa düşmanı, rantçı iktidar ne pahasına olursa olsun sermayenin çıkarlarını korumaya kararlıdır. Bizler de bütün emekçiler, doğaseverler, emekliler, kadınlar, gençler olarak emekçilerin, emeklilerin, kadınların, geleceğimiz olan çocuklarımızın, ezilen bütün halkların çıkarlarını korumaya kararlıyız. Hep birlikte demokratik haklarımızı kullanarak direneceğiz.

Ülkemizde emeği ile geçinen bizler;

-Ormanlarımızın yok edilmesine, ülke kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesine son verilmesini istiyoruz. Akbelen halkındır katletmeyin diyoruz.

-Yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşayacak bir ücret talep ediyoruz.

-Halkın ulaşım, sağlık, eğitim gibi alanlardan ücretsiz yararlanmasının bir hak olduğunu belirtiyoruz.

-Zamların son bulmasını ve emekçilerin sendikal örgütlenmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasını grev hakkının tüm emekçilere tanınmasını istiyoruz.

-Özelleştirmelere son verilmesini,

-Halkın yararına kamu yatırımlarının artırılmasını,

-Kamuda istihdamın yeterli hale getirilmesini istiyoruz.

-Kamu kaynaklarının, faiz ve Kamu Özel İşbirliği, Yap İşlet Devret adı altında sermayeye aktarılmasına son verilmesini,

-Vergide adaletin sağlanmasını

-Dar gelirli milyonlarca vatandaşımızın kamu hizmetlerine parasız ulaşmasının sağlanmasını İSTİYORUZ!

İnsanlık Hakkı kapsamında; artan yoksulluğa, gelir bölüşümü adaletsizliğine ve açlığa karşı emekçi halkları korumak, insan onuruna yaraşır bir yaşam sürebilme koşullarını sağlamak devletin temel görevidir.

Bu doğrultuda haklarımızı hep birlikte koruyacağız. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Haydi Efeler... O kupa buraya gelecek...

Haydi Efeler... O kupa buraya gelecek...