Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Akdeniz Gerçek Ekonomi ‘Emekçinin ikramiyesi kamu zararı sayıldı!’

‘Emekçinin ikramiyesi kamu zararı sayıldı!’

Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt “Birçok belediyede emekçilerin yararlandığı bayram ikramiyeleri ve sosyal haklar, kamu zararı oluşturduğu gerekçesiyle iptal edildi” dedi

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
‘Emekçinin ikramiyesi kamu zararı sayıldı!’

     “Belediye emekçisine verilen bayram ikramiyeleri kamu zararı sayıldı!” diyen Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt, “Belediye ve Yerel Yönetim İşkolunda örgütlü olan sendikamız Tüm Bel-Sen’in Muratpaşa, Döşemealtı ve Manavgat Belediyeleri ile imzaladığı toplu sözleşmelerde yer alan Kurban, Ramazan Bayramı ve 1 Mayıs ikramiyeleri yanında, doğum, evlenme ve eğitim yardımı gibi sosyal haklar ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde kadın çalışanların ücretli izinli sayılması maddesi Sayıştay tarafından kamu zararı olarak görüldü. Sayıştayın,  anayasa ve uluslararası hukuka aykırı ve anti-demokratik kararları sonucunda birçok belediyede emekçilerin yararlandığı bayram ikramiyeleri ve sosyal haklar, kamu zararı oluşturduğu gerekçesiyle iptal edildi” açıklamasını yaptı.

 

“SAYIŞTAY KAMUYU ZARAR UĞRATTI!”


    Başkan İlhan Karakurt, basın bildirisinde konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi: “Kamu denetimini yapmak üzere özellikle de muhalif belediyeleri mesken edinen Sayıştay’ın, yine bir kamu kuruluşu olan Ziraat Bankasına hiç uğramadığı anlaşılmaktadır. Yani, kamuya ait idari ve mali kuruluşları denetlemekle görevli Sayıştay’ın, Ziraat Bankasının Demirören gurubuna verdiği ve geri ödenmeyen kredi ile ilgili inceleme ve denetleme görevini yerine getirmediği görülmektedir. Dolayısıyla da kamunun yararını korumak ve kollamakla görevli Sayıştayın bizzat kendisi kamuyu zarara uğratmıştır.”

 


MEMURA YASAK, DEMİRÖREN’E SERBEST!

    “Muratpaşa, Döşemealtı, Manavgat Belediyesinde çalışan emekçi arkadaşlarımız adına soruyoruz; Sendikamız Tüm Bel-Sen’in Anayasa ve uluslararası hukuktan doğan evrensel bir hakkı kullanarak imzaladığı sözleşmelerde yer alan ve Belediye emekçilerinin yaşama koşullarını ve refah düzeyini yükselten, dolayısıyla da toplumsal bir yarar niteliği taşıyan bayram ikramiyeleri ve sosyal haklara ilişkin ödemeler mi kamu zararıdır, yoksa kamunun en önemli kaynak kuruluşlarından birisi olan Ziraat Bankasının Demirören medya gurubuna özel olarak ve hukuksuzca verdiği 750 milyon dolarlık malum kredi mi?”

 

“BİNLERCE BELEDİYE EMEKÇİSİNE ZİMMET ÇIKARILDI”

    “Yine Sayıştay tarafından, toplu sözleşmede yer alan bayram ikramiyeleri ve sosyal haklara bağlı olarak yapılan ödemeler için binlerce belediye emekçisine zimmet çıkarılırken, Demirören’e haksız ve usulsüz bir şekilde verilen krediler için neden zimmet çıkarılmamaktadır?

    Daha da önemlisi, halkın yararına kullanılması esas olan devlet bütçesi ve kamu kaynaklarını sermaye ve rant guruplarına hukuksuz bir şekilde peşkeş çeken sorumlular hakkında hala neden bir soruşturma açılmıyor? Ayyuka çıkan bu kirli ilişki ve haksızlıklara karşı, sorumluların yargılanarak hesap vermesi ve adaletin sağlanabilmesi için kamunun vicdanı adına bu soruları sormaya devam edeceğiz?”

 

“CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMALARI KAMUOYUNU TATMİN ETMEMİŞTİR”

    “Toplumun geniş bir kesimi tarafından sorulan bu sorulara karşılık, her durumda devleti temsil ettiğini ve Devletin başı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanının yaptığı kısa açıklama kamuoyunu tatmin etmemiştir. Aslında, soruya soran büyük bir kesim,  ortaya çıkan yolsuzluk, rüşvet ve mafya faaliyetlerinin sorumlusunun sadece Demirören Medya gurubu ve Ziraat Bankası yöneticileri olmadığını biliyor. Hatta bu işin ucunun saray ve içerisindekilere kadar uzandığının da farkında”

 

“SENDİKALAR HAVAYA ATILAN TOPU SEYRETMEKTEN VAZGEÇMELİDİR!”

    Bu soygun, yolsuzluk ve mafya düzeninden en çok zarar gören işçiler, memurlar ve toplumun diğer ezilen kesimleridir. Dolayısıyla da, vatandaşın kendisini ifade edebileceği toplumsal iklimin oluşması için harekete geçecek olan sendika, dernek ve siyasi partilerden başkası değildir. Ancak, bu alanın en temel dinamikleri arasında yer alan işçi ve memur sendikaları yöneticilerinin de tek kale oynanan maçı tribünden seyrederek, havaya atılan topu sessizce izliyor olmaları da manidardır. Rutine bağlanan ve işyerinde hiçbir ön hazırlık çalışması yapılmadan gerçekleştirilen ve sadece yöneticilerin bir kısmının katıldığı basın bildirisini okumak, gazetelere kendisinden menkul yazılı demeçler vermekle sınırlı kalan bir tutum sonuçları itibarıyla hiç bir işe yaramamaktadır. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği üzerinde oynanan bu kirli oyunları tribünde kalarak ve de havaya atılan topu seyrederek bozmak mümkün değildir.”

 

“SESSİZ KALMAK, SUÇA ORTAK OLMAKTIR!”

    Başkan İlhan Karakurt, “Bu soygun, sömürü ve yağma düzenini değiştirmek, yerine ise özgür, demokratik, halkçı bir Cumhuriyeti kurabilmek için hep birlikte sahaya inmeliyiz artık. Demokrasi mücadelesinin ihtiyacı olan ve bu gün milyonların sendika ve siyasi partilerden beklediği şey, mevcut sendikal rekabet ve parçalanmışlığa son vererek, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği adına güç ve eylem birliğinin sağlanması için gerekli adımların bir an önce atılmasıdır” dedi.

 

"ANTALYA ‘EMEK PLATFORMU’ ACİL BİR İHTİYAÇTIR!"

    “Tüm Bel-Sen Antalya şubesi olarak, işçi-memur ayırt etmeksizin, öncelikle kendi işkolumuzda olmak üzere, tüm sendika ve meslek örgütlerine çağrıda bulunuyoruz” diyen Başkan Karakurt, “İnsanlığa karşı suç işleyenlerin, toplum önünde hesap vermesi ve yargılanarak en ağır biçimde cezalandırılması, yolsuzluk, rüşvet ve mafya bağlantıları üzerinden, kamunun kaynaklarını yağmalayarak haksız mülk edinenlerin mülküne el konması ve insanca bir çalışma ve yaşama koşullarının sağlanması ve emekten yana, demokratik ve halkçı bir anayasanın hazırlanması için bir araya gelerek Antalya Emek Platformunun kuruluşunu ilan edelim. Ve işyerlerimizi esas alarak, her platformda sesimizi güçlü bir şekilde duyuracak olan eylem ve etkinliklerin programını yaparak bir an önce hayata geçirelim. Her bir emekçinin sendikalarımızdan beklentisinin de bu yönde olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği adına bu tarihi sorumluluğu tereddütsüz yerine getirmenin hepimiz için bir insanlık görevi olduğunun da farkındayız. Ve gücümüzü birleştirerek ortak hareket ettiğimizde bu kötü gidişe dur diyerek, güzel günleri hep birlikte göreceğimize de inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Akdeniz Gerçek Haber Merkezi

                                                                                          

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
‘Ya gördüklerimiz yalan ya da siz!’

‘Ya gördüklerimiz yalan ya da siz!’