“Belediye emekçisine verilen bayram ikramiyeleri kamu zararı sayıldı!” diyen Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt, “Belediye ve Yerel Yönetim İşkolunda örgütlü olan sendikamız Tüm Bel-Sen’in Muratpaşa, Döşemealtı ve Manavgat Belediyeleri ile imzaladığı toplu sözleşmelerde yer alan Kurban, Ramazan Bayramı ve 1 Mayıs ikramiyeleri yanında, doğum, evlenme ve eğitim yardımı gibi sosyal haklar ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde kadın çalışanların ücretli izinli sayılması maddesi Sayıştay tarafından kamu zararı olarak görüldü. Sayıştayın, anayasa ve uluslararası hukuka aykırı ve anti-demokratik kararları sonucunda birçok belediyede emekçilerin yararlandığı bayram ikramiyeleri ve sosyal haklar, kamu zararı oluşturduğu gerekçesiyle iptal edildi” açıklamasını yaptı.
“SAYIŞTAY KAMUYU ZARAR UĞRATTI!”
MEMURA YASAK, DEMİRÖREN’E SERBEST!
“Muratpaşa, Döşemealtı, Manavgat Belediyesinde çalışan
emekçi arkadaşlarımız adına soruyoruz; Sendikamız Tüm Bel-Sen’in Anayasa ve
uluslararası hukuktan doğan evrensel bir hakkı kullanarak imzaladığı
sözleşmelerde yer alan ve Belediye emekçilerinin yaşama koşullarını ve refah
düzeyini yükselten, dolayısıyla da toplumsal bir yarar niteliği taşıyan bayram ikramiyeleri
ve sosyal haklara ilişkin ödemeler mi kamu zararıdır, yoksa kamunun en önemli kaynak
kuruluşlarından birisi olan Ziraat Bankasının Demirören medya gurubuna özel
olarak ve hukuksuzca verdiği 750 milyon dolarlık malum kredi mi?”
“BİNLERCE BELEDİYE EMEKÇİSİNE ZİMMET ÇIKARILDI”
“Yine Sayıştay tarafından, toplu sözleşmede yer alan bayram
ikramiyeleri ve sosyal haklara bağlı olarak yapılan ödemeler için binlerce
belediye emekçisine zimmet çıkarılırken, Demirören’e haksız ve usulsüz bir
şekilde verilen krediler için neden zimmet çıkarılmamaktadır?
Daha da önemlisi, halkın yararına kullanılması esas olan
devlet bütçesi ve kamu kaynaklarını sermaye ve rant guruplarına hukuksuz bir
şekilde peşkeş çeken sorumlular hakkında hala neden bir soruşturma açılmıyor? Ayyuka
çıkan bu kirli ilişki ve haksızlıklara karşı, sorumluların yargılanarak hesap
vermesi ve adaletin sağlanabilmesi için kamunun vicdanı adına bu soruları
sormaya devam edeceğiz?”
“CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMALARI KAMUOYUNU TATMİN ETMEMİŞTİR”
“Toplumun geniş bir kesimi tarafından sorulan bu sorulara
karşılık, her durumda devleti temsil ettiğini ve Devletin başı olduğunu vurgulayan
Cumhurbaşkanının yaptığı kısa açıklama kamuoyunu tatmin etmemiştir. Aslında,
soruya soran büyük bir kesim, ortaya
çıkan yolsuzluk, rüşvet ve mafya faaliyetlerinin sorumlusunun sadece Demirören
Medya gurubu ve Ziraat Bankası yöneticileri olmadığını biliyor. Hatta bu işin
ucunun saray ve içerisindekilere kadar uzandığının da farkında”
“SENDİKALAR HAVAYA ATILAN TOPU SEYRETMEKTEN VAZGEÇMELİDİR!”
Bu soygun, yolsuzluk ve mafya düzeninden en çok zarar
gören işçiler, memurlar ve toplumun diğer ezilen kesimleridir. Dolayısıyla da,
vatandaşın kendisini ifade edebileceği toplumsal iklimin oluşması için harekete
geçecek olan sendika, dernek ve siyasi partilerden başkası değildir. Ancak, bu
alanın en temel dinamikleri arasında yer alan işçi ve memur sendikaları
yöneticilerinin de tek kale oynanan maçı tribünden seyrederek, havaya atılan
topu sessizce izliyor olmaları da manidardır. Rutine bağlanan ve işyerinde
hiçbir ön hazırlık çalışması yapılmadan gerçekleştirilen ve sadece
yöneticilerin bir kısmının katıldığı basın bildirisini okumak, gazetelere
kendisinden menkul yazılı demeçler vermekle sınırlı kalan bir tutum sonuçları itibarıyla
hiç bir işe yaramamaktadır. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği üzerinde
oynanan bu kirli oyunları tribünde kalarak ve de havaya atılan topu seyrederek
bozmak mümkün değildir.”
“SESSİZ KALMAK, SUÇA ORTAK OLMAKTIR!”
Başkan İlhan Karakurt, “Bu soygun, sömürü ve yağma düzenini
değiştirmek, yerine ise özgür, demokratik, halkçı bir Cumhuriyeti kurabilmek için
hep birlikte sahaya inmeliyiz artık. Demokrasi mücadelesinin ihtiyacı olan ve
bu gün milyonların sendika ve siyasi partilerden beklediği şey, mevcut sendikal
rekabet ve parçalanmışlığa son vererek, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği
adına güç ve eylem birliğinin sağlanması için gerekli adımların bir an önce
atılmasıdır” dedi.
"ANTALYA ‘EMEK PLATFORMU’ ACİL BİR İHTİYAÇTIR!"
“Tüm Bel-Sen Antalya şubesi olarak, işçi-memur ayırt
etmeksizin, öncelikle kendi işkolumuzda olmak üzere, tüm sendika ve meslek
örgütlerine çağrıda bulunuyoruz” diyen Başkan Karakurt, “İnsanlığa karşı suç
işleyenlerin, toplum önünde hesap vermesi ve yargılanarak en ağır biçimde
cezalandırılması, yolsuzluk, rüşvet ve mafya bağlantıları üzerinden, kamunun
kaynaklarını yağmalayarak haksız mülk edinenlerin mülküne el konması ve insanca
bir çalışma ve yaşama koşullarının sağlanması ve emekten yana, demokratik ve halkçı
bir anayasanın hazırlanması için bir araya gelerek Antalya Emek Platformunun
kuruluşunu ilan edelim. Ve işyerlerimizi esas alarak, her platformda sesimizi
güçlü bir şekilde duyuracak olan eylem ve etkinliklerin programını yaparak bir
an önce hayata geçirelim. Her bir emekçinin sendikalarımızdan beklentisinin de
bu yönde olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği adına
bu tarihi sorumluluğu tereddütsüz yerine getirmenin hepimiz için bir insanlık
görevi olduğunun da farkındayız. Ve gücümüzü birleştirerek ortak hareket
ettiğimizde bu kötü gidişe dur diyerek, güzel günleri hep birlikte göreceğimize
de inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Akdeniz Gerçek Haber Merkezi