AĞIRLIĞIMIZI göstermenin

YURTTAŞLIK görevi ciddiyetinin

SADECE söylenmenin hiçbir işe yaramadığının bilincinde olarak

 

DİK duruşumuzu el âleme göstermek amacıyla

DOLDURUŞA gelmediğimizi kanıtlarcasına

BAŞKALARININ isteklerini değil kendi isteklerimizi gerçekleştirmek niyetiyle

ARTIK kurtuluşu hep başkalarından beklemediğimizi gösterircesine

KENDİ doğru bildiğimizi yaparak

BİZE layık düzenin bu olmadığına kesinlikle inanarak

DAHA çağdaş, daha demokratik bir yönetime hak kazandığımızı bilerek

YENİDEN iktidar olmak uğruna bizlere aktarılan küçük ya da büyük rüşvetlere aldırmayarak

ÜNİTER, ulusal, laik bir Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma kollama sorumluluğunun sadece

 yurttaş olarak bize düştüğüne ve

GÖRÜŞLERİNDEN yana olduğumuz siyasi partinin, bu seçimlerde etkili bir denetim yapabileceğine içtenlikle inanarak

“BEN Mİ kurtaracağım bu ülkeyi?” yargısını bırakarak

“BİR oy bir oydur.” İnancının demokrasilerde temel ilkelerden biri olduğu yargısıyla

GEÇEN seçimlerde 10 milyon seçmenin tek başına iktidar sağladığı örneğini akılda tutarak davranmalıyız.

 

BUNUN için yurttaşlık numaralı nüfus cüzdanımızla birlikte

ADIMIZIN, soyadımızın, yurttaşlık numaramızın, sözün kısası, Seçmen Kütüğü’nde bulunan tüm kimlik bilgilerindeki en küçük bir hatanın bizim oy vermemizin engelleyicilerinden olduğunu unutmayarak

TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olmanın huzur ve mutluluğunu duymalıyız Ve

 

ATATÜRK’ÜMÜZE, Türk adımıza, askerimize, ulusal rengimize, Ulusal Destanımıza karışanların arttığı, yaşamımızın ‘turunculaştığı’, suç işleyenlerin ödüllendirilip onu ortaya çıkaranların cezalandırıldığı bir dönemde kurtuluşun elimizde olduğunun bilinciyle

OYUMUZU kullanmalı, TBMM’nin bir kişiden güçlü olduğunu kanıtlamalıyız!..

 

BİLİYORUZ Kİ martın sonu bahardır..Bu mevsimin  tadını çıkararak, insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin uygar bir  yurttaşı olarak huzur içinde yaşamalıyız!..