İŞE yarıyor yaramıyor bakmıyorum. Beni rahatsız eden anlatım kusurlarını işliyorum defterime. Yayımlamak istiyorum o örnekleri. Binde biri dikkate alınırsa diyorum, yazı dili konuşma dili ayrımı yapmaksızın, bu dille ilgilenenler bir yanlıştan dönse diyorum yeter. Yeter de artar bile. Şimdi bir göz atalım aşağıdakilere: “İSTANBUL’UN siyasal tarihi dikkate alınınca yer aldığı esnaf merkezi Eminönü Çarşısı’nı şöyle bir dolaşan, göçüşü çok çıplak gözlemleyebilir, yüreğiniz sızlayabilir; en geleneksel, en olmayacak merkezde kepenkleri inmiş dükkânlar, açık olanları neredeyse aşmış durumda.” (05.08.08 tarihli bir gazete yazısı). “…Eminönü Çarşısı’nı şöyle bir dolaşın.” denseydi ve eklenseydi: “göçüşü çok çıplak gözlemleyebilirsiniz. Yüreğiniz sızlar.” Ya da: ”…Eminönü Çarşısı’nı dolaşan, göçüşü çok çıplak gözlemleyebilir, yüreğinin sızladığını duyumsayabilir.”
BİR anı tümcesi: “Issız bir adaya düşecek olsanız yanınıza
alacağınız üç şeyin bir tanesi Hüseyin Baş olurdu kesinlikle.” Burada da
‘tane’yle anlatılan ‘şeylerden’ biri çok saygı duyduğunuz ve sevdiğiniz bir
kişinin adı… O yazara böylesine bir yanlış hiç yakışmamış…’Şey’ler ve ‘tane’ler
insan için kullanılmazdı. Benzeri bir yanlış: “Oldukça mütevazı döşenmiş bir
odaya iki tane lise talebesi girdi.” Tümcesinde de yapılmış. “Uzun uğraşlardan
sonra iki tane karpuz girdi nihayet odamıza(!)” der gibi. Buradaki ‘tane’ iyi,
yerinde kullanılmış…
“BU haftalıkta bu kadar!..” Bir TV haberinde son tümce.
Buradaki ‘ta’ ek değil ‘bağlaç’ niyetine kullanılmış; ama bitişik yazılmış
‘haftalık’ sözcüğüne. Hem ayrı olmalıydı, hem kesmesiz, hem de –ta değil ‘de’
olarak. Ek olsaydı ‘sessizler benzeşmesi’ kuralına uygun olması dolayısıyla –ta
biçimi doğruydu. Unutmamak gerekir buradaki ‘de’nin bir bağlaç olduğunu…
SPOR konuşmacısı bağırıyor bir TV’de: “Yapma Okan! Hemen o
kupayı geriye iade et!..” İade etmek zaten geri vermek değil mi? Geriye sözcüğü
gerekli mi? Bu tür gereksiz kullanımlarda yok üstümüze…Bizim eski alışkanlığımız:
“Çok söz, az iş!” desenize..“
BU oylamada, biz çoğunlukta kalan 6 üye adına bu kararı
kabul ettik.” diye özverisini dillendiren sayın yazar ‘azınlıkta kalan’
kullanımını başarıyla bozmuş(!). Çoğunlukta kalınamayacağını, üzülerek
söyleyelim, unutmuş. “YERLİ malı kullanmanın önem ve ehemmiyetini
anlatmalıyız.” diyor bir köşe yazarı. ‘önem’ derken yeniciliğe, ‘ehemmiyet’
derken eskiciliğe açık olanları etkilemek istemiş her halde…İsteği öyle
olmasaydı ,bu iki sözcük anlamdaştı, bir arada kullanmak niye?..“
YILDIZLARIN kısa sayılabilecek bir zaman süresi içinde,
dünya etrafında bir tam tur atıyor görünmesi eski astronotları şaşırtmıştı.”
Bir bilim dergisinden alınan bu anlatımda ‘zaman süresi’ tamlaması kafa
karıştırıyor. Sadece biri yetmez miydi?.. Bir başka yazarın: “Başkan Süleyman
Evcilmen’i tebrik ediyor, kutluyorum!..” tümcesi de aynı dertten mustarip…
“SAHİ onlar neden yok gibi sorusu gündeme gelince pekte soruya muteber eden
olmuyor.” diyen köşe yazarı: anlatımındaki ‘gibi’ sözcüğünü kullanmasaydı;
‘pekte’ sözcüğündeki ‘de’ olması gereken ‘te’yi ‘pek’e bitişik yazmasaydı ve
‘muteber eden’ diye yanlış kullandığı yardımcı eylemin de ‘itibar eden’,
‘dikkate alan’, saygı gösteren anlamında olduğunu bilseydi yeni bir dil
kazasına yol açmamış olurdu. “Sahi onlar neden yok sorusu gündeme gelince pek
de soruya itibar eden olmuyor. (ya da… Pek de soruyu dikkate alan olmuyor.)
biçiminde kurulsaydı anlatım, kusursuzdu…
“KISACASI AKP, 29 Mart seçimlerinde Antalya başta olmak
üzere birçok kentte de kaybettiğine hep beraber göreceğiz.” demiş son yerel
seçim öncesi bir köşe yazarı. KISACASI AKP’NİN 29 MART SEÇİMLERİNDE ANTALYA
BAŞTA OLMAK ÜZERE BİRÇOK KENTTE DE SEÇİMLERİ KAYBETTİĞİNE HEP BERABER TANIK
OLACAĞIZ. Ya da… SEÇİMLERİ KAYBETTİĞİNİ HEP BERABER GÖRECEĞİZ. demek istemiş
her halde. Şimdilik yetsin bu kadarı…
EPEYCE yaygın basın-yayın dünyamızda buna benzer dil
kazaları. Nedenleri yazım dikkatsizliği ya da ‘dil’de özensizlik olabilir. Ama
neden olursa olsun uluslardaki bozulma da, yok olma da dilin bozulmasıyla, yok
olmasıyla doğru orantılı… BU fırsattan yararlanarak saygıdeğer okurlarımızın
Şeker Bayramı’nı içtenlikle kutlamalı…