SANA Anayasa’yı çiğnemeye çalışan, bu yolda epeyce yol alan bir yönetimin bulunduğu ülkeden yazıyorum sevgili anacığım. Ana hatlarda önemli sapmaların yaşandığı, bazı resmi dairelerdeki Atatürk resimlerine güvenilmemesi gerektiğinin söylendiği, yakında hepsinin yerinde yeller eseceğinin ima edildiği bir yer oldu burası.
ANASI ağlıyor toplumun. Yöneticiler sade yurttaşlardan anasının nikâhını istiyor neredeyse. “Anamız, bacımız” lafları dinmez acımız oldu bugünlerde. Ana değil analık kesildi başımıza “Bana güvenin!” diyenler.
ANA para da, ana mal da, ana kucağı da Asya anakarasının bir yarımadası olan Anadolu da huzur vermiyor, güven vermiyor yüzde seksene. Mutlu azınlık hariç, anadan doğma karamsar kesildik hepimiz. “Haksızlığı yapan ‘kadı’, kimi kime şikâyet edeceksin?” açmazı içindeyiz. Çünkü Anadilimizin bile canına okuduk. Türkçe konuşmak yazmak, Türkçe düşünmek anlamak, bu ulusal varlığımıza bir parça saygılı olmak bile erdem sayılıyor şimdilerde.
BIKMAZ usanmaz bir sabır ve titizlik içinde ülke, kendi yararına kovan yönetecek, ulusal bal sanayisi için emek harcayacak bir ana arı hayali içindeyiz. Toplumca bekliyoruz. Değme kişisel çabalar ses getirmez oldu anacığım. Din gibi en kutsal kavramların bile politikaya alet edildiği yurdumuzda bazı ölçüsüz tepkilerle Ayşe Anamıza, Fatma Anamıza bile ana diyemez, papaza kızıp camiye gidemez olduk.
BU toplumsal anafor; bu enişteli, ablalı, babalı anarşi felç etti ulusal anatomimizi. Arap etkisindeki anasır (unsurlar), akılcı değil nakilci anane (gelenek), ülkenin kapalı kapılarının kayıp anahtarı nedeniyle nostaljiye boğdu bizi. Anavatanımız tüm geçmiş zamanlardakinden daha çok ‘Cumhuriyetçi’ şimdi. Şimdi Atatürk daha çok aranır, anımsanır, özlenir oldu. Farkı fark edenler artmaya başladı gittikçe. İyi ki Atatürk vardı. İyi ki yaptı devrimleri. İyi ki yetmiş yıllık laik yaşam uygarlıkla geri kalmışlığın, aydınlıkla karanlığın farkını koydu ortaya. Değilse hâlâ Halife Ömer’den bu yana hep ölümle, sosyal karışıklıklarla, üçgen dörtgen bölünmelerle, kanlı mezhep ve tarikat kavgalarıyla yaşayan, sıradan bir Ortadoğu konumunda görecektik ülkemizi.
ANAYOL Atatürk oldu anacığım ve gün geçtikçe artıyor değeri.