‘Dikkat, Porselen sandığının annesidir’, İsveç
atasözü.
Geçen iki haftadan beri -basın- ile ilgili bir
şeyler karalıyoruz, sevgili dost Songül Başkaya’dan başkası arayıp da
düşüncelerini aktarmadı.
Neden?
Yerel
basının içinde bulunduğu sorunlara temas etmek istedik, suç mu işledik?
Haddimizi mi aştık?
Üstelik bir başarı örneği vererek lafa giriş
yaptık. En azından ‘kelebek severler Derneği’ aramalıydı.
Neyse, zat-ı muhteremler küçük köşelerinde ki
büyük tahtta oturmaya devam etsinler…
Gelelim, Macaristan’ın güzel şehri Györ’de ki
gazetenin hikayesinin devamına..
Almanların ünlü AUDI firması şehrin
yakınlarında bir markasını üretmek için devlet ile anlaşma yapar ve gelip
fabrikayı kurmaya başlarlar. 4 bin direkt istihdam sağlayacak olan bu fabrikanın
yetkilileri haliyle şehre gelir ve kanaat önderleriyle görüş alış verişinde
bulunurlar. Hani maksat şehri bu dev yatırım karşısında nasıl tavır alacak
falan. Öyle ya çevrecisi var, milliyetçisi var, solcusu var.. e, bunların
temsilcisi 150 bin satan bir gazetesi var.. Var oğlu var. Başkentin -evet-
demesi yetmez, bu insanlarla da anlaşmak lazım. Hani telefon da ‘milletin a.na
koyacağız‘ derseniz, millet aynı eylemi size tekrarlayabilir. (Oralarda bu
işler öyle oluyor yavrum, senin aklın ermez.)
Gelip gazete yöneticileri ile görüşüyorlar,
görüşmeye, sendika temsilcileri de gözlemci olarak katılıyor. Firma
temsilcileri oldukça kibar, iyi niyetli gibi.. Görüşmelerde bizim merhum Toth
Gyula da var ama dedim ya o eski ve yaman bir Komünist. (İlk kez ondan
duymuştum Komünizmin ağa babalarından biri ‘eğer bir Kapitalisti asmak
isterseniz, dikkat edin ipi size -o- satmasın’ demiş.)
Necip kavmin sıradan bir üyesi olarak buraya
kadar okuduklarınızdan ‘Ne var ki, Başkent işi bağlamış ne bu detaycılık’
dediğinizi duyar gibi oluyorum. Böyle düşünenler lütfen yukarda ki paranteze
kadar bir uzansınlar.
Şirket diyor ki; ‘Biz geldik, 4 bin kişiye
istihdam sağladık ama bununla yetinmek olmaz. Bu şehre başka nasıl katkı
koyarız…’
Gyula’ya göre bu ifadelerin satır arası şöyle;
kaç paralık reklam falan istersiniz, hanginizi fabrikaya basın sözcüsü olarak
kaç paraya transfer edelim.
Gazete 150 bin satıyor, herkesin işi gücü
sendika ile güvence altında.
Bizimkiler de diyor ki; ‘Burada Sovyet
zamanından kalma bir opera binamız var ve yetenekli sanatçılarımız, orayı ihya
etmeye ne dersiniz?’
Györ Balesi bu gün kıtanın en iyi bilinen
sanat kurumlarından biri…
Bu Macaristan işi sardıysa haftaya devam
edelim..
Son söz:
Sayın Hasan Subaşı bu şehrin, ülkenin sağduyulu
ender siyasetçilerinden biridir. Son günlerde ki yorumlarına candan gönülden
katılırım.
Yurtseverliğinden hiç şüphe etmem.
İkinci olarak; Malum ana muhalefet partisinin
tartışmaya konu olan transferi.. Ya siz hakikaten bu işi kıvıramayacaksınız.
Önce Mesut Kocagöz vakasında bir battınız… Şimdi de eski bir üyenizi alırken
pazara düştünüz. Ne demek mi istedim.
Haftaya…