‘Son, başlangıçtadır!’

Adamlar 2000 yıl önce anlamışlar mevzuyu, anlamayan bir tek bizim cumhuriyet aristokratları.

Evet, askeri tarih hikayelerimize bir süre ara vereceğiz. Çünkü hala aklımızla alay eden bir anlayış için iki satır laf etmek gerekiyor.

Biz kendimizi saklayıp sonra vaziyete göre vaziyet alan yalama tayfasından değiliz. Onun için önce açıkça duruşumuzu ve düşüncelerimizi anlatalım.

Ha ayrıca hiçbir siyasi teşkilatın bırak il başkanını falan çaycısını bile tanımayız. Ne var ki siyasi sahneye layık gördüğümüz bazı dostlarımız vardır elbette, neticede ot değiliz.

Ülkemiz bazılarına göre ‘hayati’ seçimlere gidiyor. Neden ‘hayati’, mesela seçilemezlerse ne olacak orasını anlatan yok sorduğun zaman da ‘e işte öyle’ diye sığ bir cevap var.

İçinde bulunduğumuz son ekonomik vaziyet, kutuplaşmış cemiyet, paçalardan akan rezillik hali hazır iktidara oy vermeyi imkansız kılıyor, en azından sağ duyu sahibi insanlar tarafından. Gelelim karşı mahalleye; KK, bir şeyleri becermeye aday görünüyor, belki ilk kez bir seçimi kazanma şansı var. Neresinden baksanız o altı benzemezi bir araya getirmek siyasi bir beceri.

Ben de çoğu insan gibi MA’yı tercih ederdim ama şimdilik rüzgar ondan yana değil. SO, gönlü sağ tarafta olanların oylarına talip ve hak ediyor da ancak bu seçimin ‘hayati’ seçim olduğunu iddia edenler arasında kendisi de var ve açıkça biliyor olmalı ki seçilme şansı yok.

Peki iktidar adayı dışında ki diğer adayların derdi ne ola? Seçimden sonra güçlü bir siyasi profil sahibi görüntüsü vermek.

E hani sürekli dilinizden düşürmüyorsunuz; ‘Bu seçim çok önemli ya demokrasi ya falan filan’ eğer dediğiniz gibi seçimi kaybederseniz zaten demokrasi olmayacağına göre hangi güçlü siyasi lider profili ayakta kalabilir ki?   

“Cumhurbaşkanı ve meclis çoğunluğu aynı tarafta olmalı”cdiyenler elbette haklı amma velakin bu haklılık adına oylarımıza rehin koymaları hiç de adil değil. Dahası aptalca…

Evet CHP’lilere sesleniyorum: Arkadaş sen bunca zaman mevcut iktidara her türlü suçlamayı yapacaksın, hem de en iddialı olanlarını (yolsuzluk, hırsızlık, adaletsizlik ve nicesini) sonra kalkacaksın Antalya listesinin başına, bunları menüdeki yemek adı sanan bir zatı koyacaksın.  Yani bugüne kadar bu konularda bir tek kez sesini çıkarmamış veya çıkaramamış birini.

Hem teşkilatını, hem kamuoyu hassasiyetini dinlemeyeceksin. Neymiş efendim bu son seçimmiş!

Haydi oradan.

Tanımam, etmem de slogana bakar mısınız’ ‘Antalya hak ettiğini alacak(mış)’

Nasıl alacakmış?

Hak ettiği neymiş?

Hani bu konuda daha önce ne gibi iddialarda bulunmuş?

Efendim sektörün temsilcisi olacakmış. Bak bak, şu an ki Bakan neyin temsilcisi soba tamircilerinin mi?

Geçiniz.

Gelelim meclis çoğunluğu gibi ipe sapa gelmez sava; Türkiye’de şu an ki cumhurbaşkanı yetkileri öyle az buz değil seçilen kişi en azından bin tane üst düzey yöneticiyi tek imzayla tayin edebiliyor. Eğer diyorsanız ki memleket uçurumun ağzında, bin adet yetkili, dürüst, düzgün adam bu işe -dur- der.

Evet meclis çoğunluğu olsa iyi olur ama olmazsa da bir formül var yani.

Altı üstü bir tek oy vermek gibi hakkımız var.

Onu da rehin vermeye hiç gerek yok.

İçinize sinen yere oy verin.

Gönlü Sol olanlar TİP

Sağ olanlar İP, ATA İttifakı

Bütün mesele budur ve bu kadar basittir.