Tam bir yıl sonra yine serin bir Isparta sabahında Mustafa Gökmen ile buluştuk. Geçtiğimiz yıl aynı gün aynı yerde buluştuğumuzda beni Halı Müzesi’ne götürmüştü.

Bu kez, bir süre önce sosyal medyada paylaşılan Ayazmana fotoğrafına takıldığımı söyledim. Güzel bir kelle paça çorbasından sonra Ayazmana Park’a vardık.

Resmi takvimler kış mevsimini karşılıyordu, 27 Kasım’dı. Doğal olarak mekan Isparta yamaçlarıydı ve biz sarı yaprakları dalda görmek için biraz gecikmiştik. “Ama olsun”du…

Parkın tam girişinde bulunan seremonik merdiven ne kestane ağaçlarının tam ortasına çöp koymak kimin fikri ise, bölgenin olmazsa olmazı sarı yaprakları çöpçüye süpürten de aynı mantık olmalıydı.

Vaktimiz kısıtlıydı Ispartada ve biz grinin 50. tonu birgünde Ayazmana’daydık. Ispartalıların sıcak yaz günlerinde serinlemek için çıkıp, şehri de seyrettikleri panoramik açılardan fotoğraf kaydı yapamadık.

Google’de dolandım bu masalı hazırlarken. Belediyenin sayfasında tek kelime bulamadım. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Isparta sayfasında ise şu bilgiye rastladım:

Ayazmana Mesireliği: Ayazmana mesire yeri merkez ilçenin güneydoğusunda olup, ilçeye asfalt bir yolla bağlıdır. Soğuk sularının bulunduğu dinlenme yeri kestane ağaçlarıyla kaplıdır. Piknik için tüm altyapı düzenlemeleri yapılmıştır.

Kardeşim Mustafa Gökmen'den destek istedim. Akademisyen adamın hali başka. Detaylı bilgi hatta tavsiyelerle geldi karşılık.

“Ayazma Rumca “su çıkan yer” demektir. (Bizim 'muğar' veya 'pınar' gibi.) Hıristiyan kültüründe yaygın. Ispartalılar buraya Ayazmana diyor. Bölgede asırlık kestane ağaçları var. Bunların çoğu özel mülkiyete iken belediye burayı 1994-1999 yılları arasında Mehmet Aybatılı döneminde mesirelik olarak düzenliyor.
Günümüzde şehrin içinde şehir parkı olarak işlev görüyor. Yaz aylarında yürüyüş yapanların ve piknikçilerin uğrak yeri. Saha içinde yer alan 200-300 yaşındaki kestane ağaçlarının parka kattığı güzellik yanında ekonomik değeri de var. Civardaki köylüler bu ağaçlardan kestane balı üretip satıyor. Son baharda ise meyveleri toplanıp tüketiliyor. Ayazmana civarındaki apartmanlar inşa edilmeden önce bir dönem burası şehir çöplüğü işlevi görmüş. Park- mesirelik düzenlemesi sonrası burada Halıkent Mahallesi oluşmuş. Günümüzde şehrin en düzenli mahallerinden birisi durumda Halı Kent Mahallesi. Vizyon sahibi yerel yönetimlerin doğru adımları şehir çöplüğünde modern bir mahalle çıkarabilir. Esasen yapılacak daha çok iş var.”

 

Şimdi biz fotoğrafı kotardık doğrudur da; Bu ülke son yıllarda “Alternatif Turizm” diye yırtınıyor. Isparta’da değişik destinasyonlar çıkıyor ortaya. Bendoğrusu “Kasnak Meşesi” yaygarasının arasında unutulan Ayazmana Mesire Alanı’nı görünce üzüldüm. Şimdi bildiğim kadarı ile BAKA tarafından Isparta tanıtımı ile ilgili bir fotoğraf yarışması var. İnşallah Ayazma fotoğrafları da orada yarışır da yeniden gündeme gelir.

Bu sefer durum ciddi. İş gene Buse Yeşil’e düşecek. Zor fotoğraflardan kaçını nasıl eleyecek bilemiyorum. Onun için sustum. Oynamayı bilmeyen gelin “yerim dar” diyebilir de biz fazla oynaşınca yer daralıyor.