2090 yıl önce dünyaya gelen ve 2051 yıl önce (Hazreti İsa'nın doğumundan 30 yıl önce 10 Ağustos'ta) intihar eden Mısır Kraliçesi ülkesinin en değerli ve en önemli turizm elçisi olmayı sürdürüyor...

 

Türkiye İş Bankası Yayınevi "Cleopatra" kitabını okurlara sunmaya hazırlanıyor...

 

Stacy Schiff tarafından yazılan Cleopatra: A Life adlı kitap dev bütçeli bir Hollywood filmine konu olacak...Filmin yönetmeniyse Denis Villeneuve...Yönetmenin şu anda dünya sinemalarında gösterilmekte olan "Dune" adlı filmine 165 milyon dolar harcandığını hatırlatayım...

 

Stacy Schiff tarafından yazılan Cleopatra: A Life adlı kitap hakkında:

 

Pulitzer ödüllü biyografi, dünya tarihinin en popüler, en gözde, hayatı en çok merak edilen kadınlarından biri olan Cleopatra'yı  bir kere daha gündeme getiriyor... Mısır'ın son kraliçesi  siyasi ve cinsel entrikalarla geçen kısa ancak fırtınalı bir ömür sürdü...Her şeyden önce, Cleopatra kurnaz bir stratejist ve usta bir müzakereciydi...Cleopatra, hayatı 39 yıl sürmüş olsa da, yaşadığı antik dünyanın en etkili kadınıydı...Döneminin en etkili Romalıları Julius Caesar ve Mark Antony Cleopatra'nın eşleriydi...Cleopatra'nın Caesar'dan bir çocuğu oldu. Edebiyatçılardan Shakespeare ve George Bernard Shaw, ressamlardan Giovanni Battista Tiepolo ve Michelangelo Cleopatra'yı konu aldı...

 

Elizabeth'in Taylor'ın baş rolünde olduğu Cleopatra

 

*Dokuz dalda OSCAR adayı “Cleopatra”yla Elizabeth Taylor ve Richard Burton OSCAR adaylığına ulaşamadığı gibi, film yönetmen dalında da OSCAR adaylığı elde edememişti.

 

 

*Haziran 1963’teki New York’taki galasından itibaren, o dönemde 44 milyon dolara malolan “Cleopatra”nın (20th Century Fox filmi) masraflarını çıkaramayacağı anlaşılmıştı…Filmin Kuzey Amerika (ABD-Kanada) sinema hasılatı 57 milyon 777 bin dolara ulaştı…Kuzey Amerika hasılatının bugünkü karşılığı: 614 milyon 617 bin 52 dolar...

 

Mart 1966’da Türkiye sinemalarına ulaşacak olan “Cleopatra”dan Mısır Kraliçesi rolündeki Elizabeth Taylor (1932-2011)  1 milyon dolar ücret ve hasılattan yüzde 10 pay alırken, Julius Caesar rolündeki Rex Harrison (1908-1990)  300 bin dolar ve Mark Antony rolündeki Richard Burton (1925-1984)  250 bin dolar ücretle yetinmişti.

 

“Cleopatra”, yılın en iyi görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, giysi tasarımı ve görüntü efektleri dallarında dört OSCAR  ödülü kazanırken, yılın en iyi filmi, erkek oyuncusu (Rex Harrison), özgün müziği, sesi ve kurgusu dallarındaysa OSCAR ödülüne adaylık elde edecekti…

 

Yönetmen dalında OSCAR adaylığı elde edemeyen filmi, Joseph L. Mankiewicz (1909-1993) , Rouben Mamoulian (1897-1987) ve Darryl F. Zanuck (1902-1979) birlikte yönetmişti.

 

 

Beyazperdede ve televizyonda Cleopatra 1899’dan bugüne 134 kez çeşitli oyuncularla canlandırıldı…Bunlar arasında, Vivien Leigh  (“Caesar and Cleopatra-Nil Melikesi”;1945’te) , Sophia Loren ( “Due notti con Cleopatra-Two Nights with Cleopatra-Cleopatra’yla İki Gece”; 1954’te), Elizabeth Thompson (“Bewitched: Samantha’s Caesar Salad-Tatlı Cadı: Samantha’nın Sezar Salatası”; 1969’da) , Monica Bellucci (“Astérix & Obélix: Mission Cléopâtre-Asteriks ve Oburiks: Görevimiz Kleopatra” ; 2002’de) ve Judi Dench de ( “National Theatre Live-50 Years on Stage”; 2013’te) bulunuyor.

 

 

Bugün kayıp film olan 1917’nin “Cleopatra”sıysa (Fox Film Corporation Yapımı; 125 dakika) 500 bin dolara malolmuş ve baş roldeki Theda Bara haftada dört bin dolar ücret almıştı…

 

Özen Film’den Mehmet Soyarslan’ın “Cleopatra” (1963) filmi değerlendirmeleri şöyle:

 

Film dağıtımcıları bir filmin seyirciden ne kadar ilgi görebileceğini tahmin etmek için bir soru sorarlar kendilerine: “Seyirci bu filme neden gitsin?” Sonra verdikleri cevabı değerlendirmeye çalışırlar. Örneğin, eğer bir filmin hem oyuncuları, hem yönetmeni ünlü ise o filmi tüm sinemalar göstermek ister. Eser ünlü bir romandan ise rağbet artar, yapımcı firma prestijli ve zengin bir firma ise daha da artar, hele yüksek bütçeli pahalı bir yapımsa ve de tüm bunlar reklam ve promosyon yolu ile çok iyi tanıtılmışsa, artık o filmin girdiği sinemalarda çok yüksek bir seyirci adedi ile başlangıç yapması kaçınılmazdır…

 

Ama iyi bir başlangıç her zaman başarı getirmiyor. Bazen yapımcılar bu formüle çok güvenip hata da yapabiliyorlar.

 

Örneğin 1960 yılında 20th Centruy Fox, ünlü “Cleopatra” filmini bu tarz bir formüle güvenip, çekmeye başlıyor. Yönetmenliğini Joseph L. Mankiewicz’in üstlendiği filmde, Elizabeth Taylor Cleopatra’yı; Richard Burton Markus Antonius’u ve Rex Harrison da Julius Caesar’ı canlandırıyordu.

 

Filmin çekimleri İngiltere’de başlıyor. Aksiliklerin bir türlü arkasının kesilmediği bu filmde, Elizabeth Taylor o ana kadar sinema tarihinde bir oyuncuya ödenen en yüksek ücreti alıyor. Bir milyon dolar artı hasılattan %10… Çekimler iklim nedenlerinden İtalya’ya taşınmak zorunda kalıyor. Bu film için 26 bin kostüm yaptırılıyor, inanılmaz setler inşaa ediliyor ve o dönemin en pahalı filmi olma rekoru kırılıyor. Tam 44 milyon dolara mal oluyor “Cleopatra”.

 

 

Yazılanlara göre, Elizabeth Taylor’un İtalya’ya gelişi de çok görkemli olmuş; bakın neler getirmiş bu güzel yıldız beraberinde: bir koca (Eddie Fisher), üç çocuk, beş köpek, iki kedi, bir sürü sekreter, düzinelerle hizmetçi ve set yakınlarındaki 14 odalı bir malikaneye yerleşmiş…

 

Bir süre sonra Richard Burton ve Elizabeth Taylor arasında duygusal bir yakınlaşma başlamış. Dünyanın en büyük aşk hikayelerinden birinin tekrar canlandırılmasını üstlenen iki oyuncunun aşkı da tüm dünyada günün konusu olmuş…

 

Sonrası çok ilginç... En büyük kadro; herkesin önem verdiği bir öykü, bu kadar yüksek yapım masrafı, basın desteği ile üç yıl aradan sonra Haziran 1963’te vizyona giren film o kadar kötü gidiyor ki sinema tarihinin en çok para kaybettiren filmi oluyor.

 

Amerika ziyaretimde bir 20th Century Fox mensubunun anlattıkları beni çok şaşırtmıştı: 

 

Gidenleriniz bilir; Los Angeles’da Beverly Hills semtinde, Avenue of the Stars (Yıldızlar Caddesi) adında Pico Bulvarı ile Santa Monica caddesini birleştiren, yaklaşık iki kilometre uzunluğunda, üzerinde Century Plaza Otelinin, Ronald Reagan’ın çalışma dairesinin yer aldığı Hyatt Regency Oteli’nin, iki alışveriş merkezinin, birçok gökdelenin bulunduğu, dört geliş dört gidişli muazzam bir cadde uzanır. Hatta “Die Hard” filminin çekildiği ünlü bina da bu caddededir. Caddenin sonunda Fox stüdyoları başlar. İşte bu cadde ve binaların bulunduğu tüm bu arazi bir zamanlar 20th Century Fox’un malıymış ve “Cleopatra” filminin zararlarını kapatmak için satılmak zorunda kalmış.