CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisine yeni katılımlar nedeniyle İl binası önünde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, ''Beysbol sopasıyla Türkiye'de hükümete ders verilmediği, bağımsız, kararlı, yürekli bir iktidara her zaman ihtiyacımız var Bize düşen görev herkesle kavgalı iktidarı yolcu etmek. 'Demokrasilerde en güçlü olan silahınız, yani oylarınız var''dedi

Kılıçdaroğlu'nun bu mesajı nasıl algılanır, nasıl yorumlanır, nasıl yanıtla gelir birlikte göreceğiz.

Göreceğiz de 'demokrasilerde en güçlü silah olan oylarımızı nasıl ve hangi şartlarda kullanacağımız önemli.

Yaklaşık bir yıl sonra yapılacak yerel seçimlerde Antalya önemli bir sınav verecek.

Çünkü ülkede tem adam-tek parti anlayışını hakim kılmaya çalışan AKP, "Bütünşehir Yasası' ile CHP'nin, MHP'nin ve diğer partilerin elindeki belediyeleri de kazanmak istiyor.

Yüzde 50 çoğunluğuna güvenen iktidar partisi yerel iktidarı da geline geçirerek, "dikensiz gül bahçesi" yaratma düşüncesinde.

Bütünşehir Yasası ile büyükşehir statüsüne geçirilmesi planlanan illere baktığınızda bir kaçı hariç yerel iktidarın CHP ve MHP'de olduğunu görürsünüz.

Genel seçimlerde de böyle bir tablo ortaya çıkmış, AKP, muhalefetin kazandığı'kıyı illeri'ni kazanmak için seçim sonuçlarının belli olmasından hemen sonra düğmeye bastığı biliniyor.

Antalya ile birlikte, İzmir, Mersin, Aydın, Muğla gibi rantı yüksek illeri kazanmayı planlıyor AKP iktidarı.

Nedeni de belli, buraların rantını TOKİ silahını da kullanarak kullanmak, yönlendirmek, yandaşlarına yeni kazanç kapıları yaratmak.

Bir diğer nokta da muhalefet partilerinin belediye başkanları zaman zaman AKP'ye kafa tutuyor, rant kokan planların önüne geçiyor.

Yani AKP, Türkiye'nin tamamına hükmetmek, tek karar mekanizması olmak istiyor.

Rant tekerinin dümenine taş sokulmasını istemiyor.

Eleştiriye asla tahammülleri yok, bunun için de sivil toplum örgütlerinin sesini kesmek, işlevsiz hale getirmek için yeni düzenlemeler yapıyor.

Meslek odalarını bakanlıklara bağlayarak iktidara alkış tutan, yağcılık ve yağdanlık görevini üstlenen birer AKP şubesi haline getirmeyi istiyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Antalya konuşmasındaki şu nokta çok önemli : 

"Bu mücadeleyi kendimiz için değil, çocuklar ve gelecek güzel Türkiye için veriyoruz. Bütün usulsüzlüklerin, kul hakkı yiyenlerin hesabını sormak kardeşiniz Kemal'a ait"

Bu mesajı vatandaşların iyi değerlendirmesi gerekiyor.

Gelecek kuşaklara paylaşılmış, tüm kaynakları peşkeş çekilmiş bir Antalya bırakmak Kılıçdaroğlu'nun deyimiyle erdemli insanların görevi.

Geride kalan seçimlerin sonuçlarına bakıldığında Türkiye'de her iki seçmenden biri, Antalya'da her üç seçmenden biri AKP'ye oy vermiş.

Çıkıyorsunuz sokağa kime sorsanız, "Ben AKP'ye oy vermedim" diyor..

Verenler de "Elim kırılsaydı" diye yakınıyor.

Yakınıyor da sandık açılıyor, yüzde AKP yüzde 50 oyu buluyor.

Bunun nasıl olduğunu anlamak mümkün değil.

İşte bu noktada "En güçlü silahınız oyunuz" diyen ana muhalefet partisi CHP'ye ve Başbakan Erdoğan'ın deyimiyle "Yavru muhalefet" MHP'ye tarihi bir görev düşüyor.

Bu iki parti hem sandığa sahip olacaklar, hem de sandıkta oynandığı söylenip de bir türlü ortaya çıkarılamayan seçim programını yakın takibe alacaklar.

Sizi bilmem ama ben oyların sayılmasında şike yapıldığına inanıyorum.

Çünkü Antalya'da sandıkların açılmasından sonra son tasnifin yapıldığı seçim kurullarında AKP tarafından özel olarak yetiştirildiği söylenen, bilgisayarı çok iyi kullanan, büyük bölümü de imam hatipli olan kamu çalışanları görevlendiriliyor.

Bu görevlilerin mercek altına alınması şart.

Önceki seçimlerde gördük ki özellikle MHP'nin sandık görevlileri ya hiç gelmiyorlar, ya da sandık çevresini erkenden terk ediyorlar.

CHP'nin sandık görevlilerinin bir bölümü için de bu söz konusu..

Sandıklarda görevli kişilerin gerek CHP, gerekse MHP tarafından titizlikle seçilmediği de ortada..

Bazı sandıklarda AKP'ye göbekten bağlı kişilerin CHP ya da MHP adına görev yaptıklarına şahit olduk, aynı gözlemi yapanların olduğunu da biliyorum.

Madem ki en gülü silahımız oylarımız, oylarımıza sahip çıkmak önce bizlerin, sonra da ülkeyi AKP zulmünden kurtulmak isteyen CHP ve MHP'nin görevi..