Birazdan okuyacaklarınızın gerçekle ilgisi olmamasını çok isterdim ama maalesef tamamen gerçek. Olay, Artvin’de gerçekleşiyor. Kemalpaşa’ya kaymakam olarak atanan Mehmet Faruk Saygın’ın bir okul ziyaretinde yaşanan olay hepimizi üzdü, geldiğimiz nokta açısından düşündürdü…
Basına
yansıyan bilgilere göre 1,5 aylık Kaymakam Kemalpaşa Çok Programlı Anadolu
Lisesi'nde girdiği bir sınıfta kendisine "Hoş geldiniz" diyerek elini
uzatan bir öğretmeni "Bu ne hadsizlik" diyerek sınıftan kovuyor…
Öğretmeni sınıftan
kovmak ne demek? Öğrencilerinin önünde rencide etmek ne demek? Kaymakam,
öğretmenin elini öpmesini mi bekliyordu da el uzattı diye kızdı?
Gerçekten
anlamış değilim…
Ama
kaymakam sadece bununla yetişmemiş bir diğer öğretmeni de fırçalayıp ücretli
mi, sözleşmeli mi olduğunu sorgulamış…
Edep
yahu…
Kaymakam,
vali, hatta milletvekili, bakan olabilirsiniz. Ama hangi makamda olursanız olun
haddinizi bilmelisiniz…
Hz.
Ali ne diyor; “Bana bir harf öğretenin,
40 yıl kölesi olurum.”
Başöğretmenimiz,
Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, “Dünyanın
her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer
unsurlarıdır” demiyor mu?
Sadece
o mu?
John
Steinbeck, “Vardığım kanaat odur ki
büyük bir öğretmen büyük bir sanatkardır ve diğer büyük sanatkarlar gibi
onlardan da az sayıda vardır. Hatta çalışma sahası insan aklı ve ruhu olduğu
için öğretmenlik sanatların en büyüğü bile olabilir” diyor…
Albert
Einstein ise “Öğretmen ihmal edildiğinde
o ülke intihar ediyor demektir” diyor…
Yani
kısaca her dönemde, her devirde baş tacı öğretmen. Ama ne hikmetse son dönemde
ülkemizde saygınlık kaybediyor…
“BİZ KAPIKULU DEĞİL ÖĞRETMENİZ"
Eğitim
Sen bu konuyu değerlendirirken çok anlamlı bir açıklama yapmış: “Bizler
öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve tüm bu baskılara karşı
onurumuza, haklarımıza ve emeğimize sahip çıkacağız. Kimse unutmasın ki, biz
kapıkulu değil öğretmeniz."
Anlamak
istemeyenlere bir kez daha hatırlatalım…