Fransız Devrimi 1789 yılında halk ayaklanması ile başladı.
Diğer adıyla; Eski düzenin kaldırılması, yakınçağın başlaması, tek adam rejiminin yıkılması, (Monarşi) ve yerine “Egemenlik kayıtsız şartsız millete ayıt olduğu bir Cumhuriyet rejimi kurulmasıdır.
Kurulan Cumhuriyet, Fransız halkına bir milyondan dan fazla insanın ölümüne sebep oldu.
Milyonlarca insanın ölümü, mazlum ve mağdur halka ve halklara umut oldu. Sömürülen yoksul kul ve köle olan insanları hürriyetine ve özgürlüğüne kavuşturdu.
Yani; Avrupalılar özgürlükleri karşısında canını, malını, şeref ve haysiyetin ve hayatlarını feda ettiler. Ayrıca Allah adına, İsa aşkına insanları sömüren Katolik kilisesini reforma zorlamış, “Halkın halk tarafından yönetildiği, “kimsesizlerin kimsesi”, Cumhuriyet gibi insana yakışır bir rejime sahip oldular.
Elin adamı 235 yıl önce cahil ve yobaz kilise papazlarını hizaya getirmiş. Bizimkiler; Din, iman, hacı, hoca, tekke ve tarikat Şeyhi'nin elini, eteğini, şurasını, burasını öpemeye devam etmeleri, Müslüman olan birçok kişiyi derinden üzmeye sebep teşkil etmektedir.
Avrupalılar iki asrı aşkın zaman içinde tek adam rejimini kanıyla canıyla yok ederek monarşi belasından kurtulmuş.
Bizimkiler; 1000 yıl önce gelmiş oldukları Orta Doğu topraklarında edinmiş oldukları alışkanlıklarını inatla, ısrarla devam ettirtmek için adeta çırpınıyor olmaları düşündürücüdür…!
İki buçuk asır önce Monarşi gibi bir diktatörlük kaldırılmış yerine Cumhuriyet rejimine kavuşmalarına karşın maalesef bizimkiler halen Orta Çağı yaşamak için mücadele vermektedirler.
Ah… Be Gazi Mustafa Kemal Atatürk ah sen varsın ya sen… Bu milletin kanını akıtırmadan, canını aldırtmadan, hiçbir bedel ödettirmeden, altın tepsiyle Cumhuriyeti sunduğun için, ülkende yaşayan halkın yarsına yakını sana düşman haberin var mı?
İmam Hatip okulu ve Diyanet başkanlığını kurarak dinimizi yobaz, dinci, kinci ve cahil hocalar yerine, dindar ve eğitimli ve bilgi ile donatılmış hocalar yetişsin, Diyanet’ti de din adamlarını korusun kollasın ve denetlesin diye kurdun. Ama düşündüğünün tam tersi oldu.
Türkçe yerine Arapça, Türk yerine ümmet, Arap yaşam biçimini din olarak kabul ettiler,
Hz. Muhammet’in kelamını, Kuran’ın Kerimin emirlerini bir kenera bırakarak Sünni kaynaklara göre 300, Şii hadis kitaplarına göre 400 veya 500 yıl sonra” Emevi ve Abbasi’ler tarafından uydurulmuş birçok hadisi din sayarak, kardeşi kardeşe düşman eden bir anlayışla diyanet ile tarikatlar arasında amansız çıkar kavgaları yanı sıra Milleti sen, ben, benden, senden diye bölüp kendilerine köle yapmaya çalışıyorlar...
Dünya lideri, büyük asker ve siyasetin dehası ve öğretmeni Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi, Türk milletinin kurtarıcısı Cumhuriyet’in kurucusu, Dünya'ya 100 yılda bir gelen, büyük mucizeyi dahi nefret ve kinle anan bir nesil senin Ufkunu, düşünce ve dahi hane fikirlerini kavrayamadılar. Zira küçük yaşta ana dili Türkçeden uzak bilmedikleri ve anlayamadıkları Arapca dilini çocuklarına cebren okutturarak Dünya çocuk haklarına ihlal ettikleri gibi sana da düşman yetiştiriliyor.
Yani; onlar artık Türk değil. “Araplaştılar”.
Anlayacağın gibi; Kurmuş olduğun Cumhuriyet, Monarşi ’ye doğru yol alırken, bin bir yokluk içinde kurmuş olduğun fabrika ve diğer kuruluşlarını babalar gibi Arap kardeşlerine sattılar. Ve senin Cumhuriyetini de bozuk para gibi tam hızla harcamaya devam ediyorlar.
Ama sen merak etme aziz Atam. “Biz daha ölmedik”.