Antalya, 4 gündür yangınla mücadele diyor. Kentin akciğerleri konumundaki Muratpaşa Vakıf Zeytinliği'nde tam 3 yangın çıktı. Dün yazımı kaleme alırken bölgede hala yangınla mücadele sürüyordu. Gelen açıklamalar yangının büyüme eğiliminde olduğuna işaret ediyordu...
Öte yandan Salı günü kent merkezinde 3 yangın birden çıkmıştı. Hem Akdeniz Üniversitesi bahçesinde hem Zeytinlikte hem de Talya Otel-Dedeman arasında yangın vardı...
Art arda çıkan bu yangınlar kundaklama ihtimalini artırıyor. Ama yetkililerden bu yönde gelen bir açıklama da yok...
Öte yandan yangın sadece Antalya'da değil ülkenin farklı yerlerinde de var...
Muğla'da orman yangını vardı, dün. Üstelik acı bir olay da yaşandı. Yangın söndürme helikopteri düştü ve 5 personel hayatını kaybetti. Yaşamını kaybedenlerden biri de pilottu. 2006'da Antalya'da düşen yangın söndürme helikopterini de O kullanıyordu. O zaman kurtulmuştu. Ancak bu kez kurtulamadı. O'na ve yaşamını kaybeden diğer personellere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum...
Ve bir konuya temas etmek istiyorum...
Her yıl yaz aylarında gerek doğal yollarla çıkan gerekse kundaklama sonucu meydana gelen yangınlarla boğuşuyoruz...
Acaba hala yangını önleme, yangınla mücadelede yeterli mesafe kat edemedik mi? Anında müdahale konusunda çok yol aldığımız söylenirken neden kamuoyunda aksi algılanıyor?
Ve gelelim düşen helikopterlere...
Rus tipi bu helikopterlerde kaza sonrası hep 'teknik bir arıza' nedeniyle düştükleri yönünde açıklamalar geliyor. Ya bu helikopterlerde üretimden kaynaklanan bir sorun var ya da bakımları düzenli yapılmıyor...
Bu konunun da ayrıca üzerinde durulması gerekiyor...
İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. 2006'da Antalya'da düşen uçakla Muğla'da dün düşen uçak aynı tip. Bu bir tesadüf olamaz. Sonra kaza sonrası yapılan açıklamalar da ortada...
E, o zaman neden çalışanların hayatını riske atıyoruz?
Bu konuda da doyurucu ve tatmin edici bir açıklama yapılması lazım...
Neyse bir açıklama gelir halde...
Öte yandan ülkemiz de bir ateş topu...
Teröristler hain saldırılarını sürdürüyor...
Dün de şehit verdik, mekanı cennet olsun...
Ama yöneticiler hala uluslararası meselelerle ilgileniyor, Suriye'deki muhalifleri direnişçi olarak niteliyor, destekliyor...
Kendi sorunumuzu ve ''Yurtta sulh, cihanda sulh'' ilkesini bıraktık, savaş çığırtkanlığı yapar olduk...
Hadi hayırlısı...
