Halen dünyada 47 milyon Alzheimer hastası var, Türkiye’de ise 600.000 aile bu hastalıkla mücadele ediyor.





İki yeni Alzheimer ilacı bu hastalığın pençesindekilere umut olabilecek mi?


İkinci soru şu: çok pahalı bu yeni ilaçları ülkelerin sağlık bakanlıkları karşılamayı kabul edecek mi? Yoksul ülkelerin sağlık bakanlıklarının bütçeleri bu ilaçların bedellerini karşılamaya
yetmeyebilir! Lecanemab isimli ilaç ABD'de 27 bin 500 dolara satılıyor.


ABD, birkaç ay içinde Alzheimer ilacı Lecanemab'ı piyasaya sunacak!


Beş büyük ABD sağlık şirketinden Eisai ve Biogen'in gelecek vaat eden yeni Alzheimer ilacı Lecanemab'ı 2023 sona ermeden hastaların kullanımına sunması bekleniyor... Geçen ay ABD'de tam yasal onay alan Lecanemab Alzheimer'ın erken evrelerindeki insanlar için hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı kanıtlanmış ilk tedavi. Hastalık, ABD hükümetinin 65 yaş ve üstü kişiler için Medicare planının bir parçası olan 6,5 milyon ABD vatandaşını etkiliyor. Hastaların, hastalıklarının tedavi edilebilecek kadar erken olduğundan emin olmak için bilişsel testlere, yan etki risklerini daha iyi anlamak için genetik testlere ve Lecanemab'ın ortadan kaldırdığı bir protein olan amiloidin varlığını doğrulamak için beyin taramaları veya omurilik sıvısı testine tabi tutulacağı açıklandı.



Amerikan Biogen ve Japon Eisai biyoteknoloji şirketleri tarafından geliştirilen Lecanemab adlı Alzheimer ilacının, hastalığın beyni tahrip etme sürecini yavaşlattığı açıklandı. Bilim insanları bilişsel zayıflamayı yavaşlatan bu ilk ilacın, demansın en yaygın formu olan Alzheimer’ın tedavisinde bir dönüm noktası olabileceğini söylüyor.



Biogen ve Eisai, 1800 hastayla yapılan klinik denemelerin sonuçlarını ana hatlarıyla Eylül 2022'de açıklamıştı. Bilim dergisi New England of Journal of Medicine’da yayımlanan verilere göre Lecanemab, 18 aylık bir süre içinde Alzheimer hastalarında zihinsel becerilerdeki zayıflamayı yüzde 27 oranında yavaşlatıyor. Bilim insanlarına göre bu mütevazı ama önemli bir sonuç.



Lecanemab, Alzheimer hastalarının beyninde oluşan “beta amiloid” adlı yapışkan maddeyi hedef alıyor. Amiloid, beyinde nöronlar arasında biriken bir protein. Bu proteinler, beyinde plakalar oluşturuyor. Lecanemab, hastalığın ilk aşamalarında etkili oluyor. Bu nedenle, hastalığı erken aşamada teşhis edecek devrim niteliğinde bir buluş olmaması halinde, birçok kişinin bu ilaçtan faydalanamayacağı belirtiliyor.



Ancak Lecanemab’ın elde ettiği sonuçlar, hastalığın tedavisinde yeni bir dönemin mümkün olduğunu göstermesi nedeniyle bilim dünyasında heyecanla karşılandı.




Alzheimer araştırmalarına destek sağlayan Alzheimer's Research UK adlı yardım kuruluşu, bulguları “çok önemli” diye niteledi. 30 yıl önce Alzheimer tedavisinde amiloidlerin hedef alınmasına yönelik çalışmalar yapan bilim insanlarından Prof. John Hardy ise sonuçların “tarihi” nitelikte olduğunu belirterek “Alzheimer tedavisinin başladığına tanık olacağımız konusunda iyimserim” dedi.




Edinburgh Üniversitesi’nden Prof. Tara Spires-Jones da “Uzun bir zamandır başarısızlık oranımızın yüzde yüz olması nedeniyle bu sonuçlar çok önemli” diye konuştu.



Şu anda Alzheimer hastalarına semptomlarla başa çıkabilmeleri için başka ilaçlar veriliyor. Ama bu ilaçlardan hiçbiri hastalığın seyrini değiştirmiyor.



Lecanemab, tıpkı virüs ve bakterilere saldıranlar gibi bir antikor ve bağışıklık sistemine beyindeki amiloidi temizleme komutu veriyor.


FDA, Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Bakanlığına bağlı; gıda, gıda takviyeleri, ilaç, biyolojik medikal ürünler, kan ürünleri, medikal araçlar, radyasyon yayan aletler, veteriner aletleri ve kozmetiklerden sorumlu bürodur. FDA Lecanemab'a tam onay verdi, ancak yan etkileri ve sağlık riskleri hakkında bir uyarı ekledi. FDA'nın kararı, yirmi yıldır ilk kez bir Alzheimer ilacının tam onay almasına işaret ediyor, bu da ajansın potansiyel faydaya dair sağlam kanıtlar olduğu sonucuna vardığı anlamına geliyor. Ancak ajans ilacın etiketine nadir durumlarda ilacın "ciddi ve yaşamı tehdit eden olaylara" neden olabileceğini ve beyin kanaması vakaları yaratabileceğini ekledi...



Lecanemab bilişsel hasarı onaramaz, hastalığın seyrini tersine çeviremez veya kötüleşmesini durduramaz. Ancak büyük bir klinik araştırmadan elde edilen veriler, iki haftada bir intravenöz infüzyon olarak uygulanan ilacın, hafif semptomları olan kişilerde yaklaşık 18 ayda yararları olabileceğini de kanıtladı...Yine de bazı Alzheimer uzmanları, Lecanemab'ın hafıza ve biliş erozyonunu geciktirme yeteneğinin hastalar ve aileleri için fark edilebilir veya anlamlı olacak kadar yeterli olup olmayacağının net olmadığını söylediler. Yan etki olarak, Beyin kanaması vakalarının çoğu hafif veya orta şiddette olup iyileşmiş olsa da, bazı ölümcül vakalar görüldü...




DONANEMAB



Yeni Alzheimer ilacı, hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor...Eli Lilly ilaç şirketi, üçüncü faz çalışmalarını tamamladığı "donanemab" ilacının Alzheimer hastalığının ilerlemesini üçte bir oranda yavaşlattığını açıkladı.




Uzmanlar, yakın zamana kadar "imkansız" olarak görülen bir durumun gerçekleştiğini belirtiyor.Bu ilaç, geçtiğimiz Kasım ayında hastalığı yavaşlattığı kanıtlanan "lecanemab" ilacıyla benzer şekilde çalışıyor.


İkisi de antikorlar ve Alzheimer hastalarının beyninde oluşan "beta amiloid" adlı yapışkan maddeyi temizlemek üzere tasarlandı. Amiloid, beyinde nöronlar arasında biriken bir protein. Bu proteinler, beyinde plakalar oluşturuyor.



İngiltere Ulusal Nöroloji ve Beyin Cerrahisi Hastanesi'nde bilişsel işlev bozuklukları kliniğinde çalışan Dr. Cath Mummery, onlarca yıldır Alzheimer tedavisi için yapılan çalışmaların seyrinin değiştiğini ve tedavi umudu doğduğunu belirtiyor.


Detayları yeni yayımlanan Eli Lilly şirketinin araştırmasına, 1734 erken evredeki Alzheimer hastası katıldı.


Donanemab, bu kişilere, beyinde oluşan plakalar kaybolana dek aylık olarak uygulandı. Hastalık genelde yüzde 29, araştırmacıların yanıt verme olasılığının daha yüksek olduğunu düşündüğü bir grup hastada ise yüzde 35 oranında yavaşladı.



Ancak tedavinin üçte birlik oranla en sık görülen yan etkisi, beyinde şişme olması. Bu durum çoğunlukla hafif ya da asemptomatik olarak görüldü.Ancak yüzde 1,6 oranındası tehlikeli boyutlardaydı. İki gönüllü beyinde oluşan şişme sonucunda yaşamını yitirdi.Eli Lilly Müdür Yardımcısı Dr. Mark Mintun, ciddi ve hayati risk oluşturabilse de ilacın sağlayabileceği olası klinik faydaların onları yüreklendirdiğini söyledi.




Şirket, ilacın önümüzdeki aylarda hastanelerde kullanım onayının alınabileceğini açıkladı. Bristol Üniversitesi'nden Dr. Liz Coulthard ilacın "belirgin yan etkileri" ve uzun vadeli verilerin eksikliğine dikkat çekti ancak "Alzheimer hastalığı olan insanların daha uzun süre iyi bir hayat yaşamasına yardımcı olabileceğini" söyledi.




Donanemab: Alzheimer tedavisinde çığır açan ve hastalığı yavaşlattığı kanıtlanan yeni ilaç...



Alzheimer tedavisinde çığır açması beklenen donanemab adlı ilacın hastalığın ilerlemesini yüzde 30 oranında yavaşlattığı bilimsel deneylerle kanıtlandı.

JAMA tıp dergisinde sonuçları yayımlanan deneye katılan dünya genelindeki bir grup Alzheimer hastasından biri de 80 yaşındaki Mike Colley idi.Mike ayda bir kez Londra'daki bir kliniğe giderek ilacı alıyor ve kendisini "hayatta karşılabileceğiniz en şanslı insanlardan biri" olarak tanımlıyordu.



Donanemab, Alzheimer'ın ilk etaplarında etkili olan bir antikor tedavisi.Ancak ilaç vasküler demans gibi farklı demans türleriyle mücadelede etkin değil.Donanemab, Alzheimer hastalarının beyninde oluşan "beta amiloid" adlı yapışkan maddeyi temizlemek üzere tasarlandı.Amiloid, beyinde nöronlar arasında biriken bir protein. Bu proteinler, beyinde plakalar oluşturuyor.Ailesi hafızasıyla ve karar alma mekanizmasıyla ilgili sorunlar yaşadığını fark etmesinden kısa süre sonra Mike test aşamasındaki donanemab kullanmaya başladı.


Oğlu Mark, ilk zamanlarda babasını hastalıkla mücadele ederken izlemenin ızdırap verici olduğunu söyledi."Problem çözme ve bilgiyi özümseme aşamalarında nasıl zorlandığını görmek çok zordu. Ama şimdi hastalığın yavaşlamasında bir düzlüğe varmış gibiyiz," dedi.Mike ise her geçen gün kendine güveninin arttığını ifade etti.

Alzheimer tedavisi için geliştirilen aducanumab isimli bir diğer antikor ilacı, güvenlik gerekçeleriyle ve hastalıkla mücadelede etkili olduğu yönünde yeterli kanıt bulunmadığı belirtilerek Avrupa Birliği'ndeki denetleme kurumlarınca onaylanmamıştı.



Detayları yeni yayımlanan Eli Lilly şirketinin araştırmasına, erken evrede Alzheimer hastası olan, 60 ila 85 yaşındaki 1736 kişi katıldı. Hastaların yarısına 18 ay boyunca ayda bir kez donanemab enjekte edilirken, diğer yarısına "plasebo" verildi.Araştırmanın sonuçlarına göre:- Donanemab ilacı en azından bazı hastaların tedavisinde olumlu yanıt verdi- Hastalığın daha erken evrelerinde olan ve beyinlerinde daha az amiloid bulunan hastaların ilaca daha olumlu yanıt verdikleri görüldü- İlacı alan hastalar günlük mevzuları konuşmak, telefona yanıt vermek ya da hobileriyle ilgilenmek gibi aktivitelere daha çok katılabildi- Hastalığın ilerleme hızı hastaların genelinde yüzde 20-30 oranında düşüş kaydetti, bazı hastalarda bu oran yüzde 30-40 aralığında görüldü... İlacın ciddi bazı yan etkileri olduğu tespit edildi ve hastaların tedavinin risklerinden haberdar olmaları gerektiğinin altı çizildi...Donanemab alan hastaların yarısı tedavinin başlamasından bir yıl sonra yeterli ilerleme sağlandığından tedaviyi kesebildi... Ancak amiloidin Alzheimer hastalığının yalnızca bir bölümünü teşkil ettiği ve yeni tedavinin uzun vadede etkin olup olmayacağının bilinmediği ifade ediliyor.Buna karşın yine de deney sonuçlarının amiloidin temizlenmesinin erken evredeki Alzheimer'ın tedavisini olumlu etkilediğini teyit ettiğine dikkat çekiliyor.



İngiltere Demans Araştırmaları Enstitüsü'nden Profesör Giles Hardingham "Bu araştırmanın sonuçlarını görmek harika bir gelişme. Alzheimer tedavisi için o kadar uzun süre bekledik ki bu alanda elle tutulur gelişmeler kaydedildiğini görmek çok cesaret verici. Demanstan etkilenen ya da demans riski taşıyan insanlar açısından çok heyecan verici ve önemli gelişmelerin eşiğindeyiz" diye konuştu.



Mike Colley, Nisan ayında 80'inci yaşını doldurdu ve kırk kadar misafirin önünde "My Way" isimli şarkıyı seslendirerek ailesine hoş bir sürpriz yaptı. Mike "Kendime güvenim artık bu düzeyde. Bir yıl önce böyle bir şeyi asla yapamazdım" dedi.Oğlu Mark da "Babamı bir daha böyle hayat dolu göreceğimi düşünmemiştim. Muhteşem bir andı" diye konuştu.Alzheimer Derneği yaptığı açıklamada "Bu Alzhemir'la mücadele açısından gerçek bir dönüm noktası. Bilim hastalığı yavaşlatmanın mümkün olduğunu kanıtlıyor" ifadelerini kullandı.Yeni Alzheimer ilacının genel kullanım için onaylanması durumunda sadece İngiltere'de yaklaşık 720 bin kişinin bu ilaçtan faydalanabileceği düşünülüyor.



Lecanemab isimli ilaç ABD'de 27 bin 500 dolara satılıyor.


Donanemab'in fiyatının ne kadar olacağı ya da ilacın ne zaman piyasaya sürülebileceği şu an için bilinmiyor...


Alzheimer'ın geldiğinin ilk işaretini öğrenin!


Amsterdam’daki Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansı’nda sunulan araştırmaya göre, yalnızca üç veya daha fazla günde bir bağırsak hareketine sahip olmak olarak tanımlanan kronik kabızlık, %73 daha yüksek Alzheimer riskiyle ilişkilendirildi...



Çin'de 19 yaşındaki bir gence, Alzheimer teşhisi konuldu.



Süleyman Demirel (1924-2015) eşinin Alzheimer olması, Süleyman Bey dahil kimseyi tanıyamaması herhalde Demirel'in ömründen en az 15 yıl çalmıştır...



ALZHEIMER hastalığının ilk belirtileri Leyla Umar (1927-2015) da nasıl başlamıştı?


Profilo Holding’in kurucusu iş insanı Jak Kamhi’ye (1925-2020) 28 Ocak 1993 Perşembe günü Beylerbeyi’nde teröristler tarafından LAW ve otomatik silahlar kullanılarak suikast girişiminde bulunuldu. Kamhi olaydan yara almadan kurtulmuştu...


Yıl 1999...İşadamı Jak Kamhi gazeteci Leyla Umar'a şöyle dedi: "ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright 1937 Çekoslovakya doğumludur...Yahudidir...1938'de Hitler'in orduları Çekoslovakya'yı işgal edince ailesi burayı apar topar, büyük bir aceleyle terk etmiştir...Madeleine Albright'ın Robert Redford gibi Hollywood yıldızlarıyla çok yakın dostlukları vardır...Atatürk ve İstanbul hayranıdır...Madeleine Albright benim de çok yakın dostumdur...Selamımı söyle, dost olduğumuzu öğrenirse sana hemen özel bir söyleşi verecektir!



"Türk basınında Leyla Umar ve Ara Güler küresel ünlülerle ilgili haberler, söyleşiler üretirlerdi...İkisi de ürettikleri haberleri dünyanın en ünlü gazetelerine, dergilerine satarak ev sahibi olabilmişti...Umar Ortaköy'deki evini Uganda'nın, insan eti yediği söylenen Hitler'i İdi Amin'le yaptığı söyleşiden kazandığı parayla satın almıştı...Umar'ın Humeyni, Fidel Castro söyleşileri de ses getirmişti...




Dönelim Jak Kamhi bahsine...Leyla Umar İstanbul ziyaretinde iki kez iki ayrı zamanda Albright'ın yanına gitti...Özel bir söyleşi istemek için...İki kez söze şöyle başladı: "Sizinle çok özel ortak bir dostumuz var..." Albright her seferinde sordu: "Kim bu çok özel ortak dostumuz?" Umar bir türlü Jak Kamhi'nin adını hatırlayamadı...



Albright'la (1937-2022) özel söyleşi fırsatı böylece ortadan kalktı...


1997-2001 döneminin ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, George H. W. Bush, Bill ve Hillary Clinton, George W. Bush, Shimon Peres, Benjamin Netanyahu, Arnon Milchan, Henry Kissinger gibi siyasilerle ortaklaşa çalışarak Irak diktatörü Saddam Hussein'in atom bombası üretmesini önlemişti... Leyla Umar Büyükada'dan gençlik arkadaşı Jak Kamhi'nin adını iki kez yaklaştığı, konuştuğu ABD Dışişleri Bakanına hem de iki kez bir türlü hatırlayamadığı için söyleyemedi...


ALZHEIMER ilk belirtilerini göstermişti...Leyla Umar ALZHEIMER' a yakalandığının farkında değildi...


Alzheimer: Ebeveyninize velilik yapmaya alışmak


Alzheimer genelde yaşlılıkla ilişkilendirilen bir hastalık. Fakat babalarına daha 55 yaşında Alzheimer teşhisi konulunca, bu iki kardeşin hayat tarzlarını ve hatta kariyer planlarını değiştirmesi gerekti.


Peki bir ebeveyninize velilik etmek nasıl bir durum? Simon Ruscoe 2015’te garip davranmaya başladığında, ailesi bunun iş stresinden kaynaklandığını düşündü.


Aktif bir hayat tarzı olan Simon, bazı şeyleri unutmaya ve kelimeleri telaffuz etmekte zorlanmaya başlamıştı. Bazen yolunu bulmakta da zorlanıyordu.


Yıllar süren tetkiklerden sonra 2020 yılında erken evre Alzheimer teşhisi kondu. O yıl Ekim ayında bilişim sektöründeki yöneticilik işini bıraktı ve ailenin hayatı da bir anda değişti.


Simon’ın küçük oğlu, 21 yaşındaki Oliver “Babamın Alzheimer olduğunu öğrenince bunu başkalarıyla paylaşamadım” diyor: “İnsanların benim için üzülmesini istemedim.”



Babalarının durumu kötüleştikçe Oliver ve 26 yaşındaki ağabeyi Alex daha fazla sorumluluk üstlenmeye başladı.Artık yemek yemekten giyinmeye kadar her şey zorlaşıyordu.


Oliver “En yıpratıcısı en basit şeyler” diyor:“Güneş kremi sürdüğünden bizim emin olmamız gerekiyor. Bara gittiğinde doğru içkiyi ve yemeği alması için siparişi bizim vermemiz gerekiyor.”

Teşhisten önce kendi evine çıkan fakat babasının hastalığını öğrenince eve geri dönen Alex ise “Giyinmesi için temiz bir çift çorap bıraksak da gidip eski çoraplarını giyiyor” diyor ve ekliyor:“Tuvalete ihtiyacı olup olmayacağını bizim sorup hatırlatmamız gerekiyor.“


Bazen huzursuzca hareketler yaptığını görüyoruz ve aslında bir şeyin yolunda gitmediğini ama bunun ne olduğunu bize söyleyebilecek yetenekten yoksun olduğunu biliyoruz.”


İki kardeş kariyerlerinde fedakarlıklar yapmak zorunda kaldı.Tam zamanlı devlet memuru olan Alex mesai saatlerini azalttı ve sağlık sistemine kayıtlı bir bakıcı oldu.


Bir süpermarkette yarı zamanlı asistanlık yapan ve tren makinisti olmak isteyen Oliver ise, evine uzak işlere başvurmamaya karar verdi.


Sosyal hayatlarını da değiştirdiler: Arkadaşlarıyla tatillere gitmek yerine ailece tatillere öncelik vermeye başladılar. Arkadaşlarını dışarıda görecekleri zamansa babalarını da yanlarında götürür oldular.



Anneleri Emma’nın da dinlenebilmesi için bakım sorumluluklarını sırasıyla paylaştılar.

Eşine bakmanın yanı sıra bir yetişkin sosyal bakım merkezinde çalışan Emma “Oliver ve Alex bu süreçte inanılmaz yardımcı oldular” diyor ve ekliyor: “Onların yardımı olmasa Simon’a evde bakamazdım. Bununla başa çıkamazdım. Ailesinden destek almayan insanlar bunu nasıl yapıyor tahmin edemiyorum.“Onlarla gurur duyuyorum.”


Oğulları, babalarının en temel şeyleri bile yapamamasının kendilerini “mental olarak yıprattığını” söylüyor.Fakat çocukluklarında kendilerine “müthiş bir baba” olan Simon’a şimdi aynı şekilde davranmak istiyorlar.Ve zorluklara rağmen bu durumun aileyi bir araya getirdiğini hissediyorlar. Oliver “Bizimle olduğu ve mutlu olduğu için minnettarız” diyor.Alex ise “Bazı yaşıtlarımın ebeveynleri artık yok. O yüzden babam hâlâ yanımızda olduğu için minnettarım” diye anlatıyor duygularını: “Yapabildikleri bariz bir şekilde azalıyor, evet, ama onu yüzde 75 veya yüzde 50 kapasiteyle de olsa yanımızda istiyorum.”