Antalya doğumlu olacaksın (Manavgat) Antalya’da yaşayacaksın. Ailene, çevrene rağmen, eksik eğitiminle gazeteci olup bu açığı da yolda kapatacaksın. 32 yıl yaşadığın çevrenin cinayet, tecavüz, kavga, hırsızlık haberlerini başkalarına bırakıp “güzel haber” için direneceksin. Bu arada “hatır plaketi” değil, bizzat yarışmalarda alınmış 38 ödülle taçlandıracaksın emeğini.

Bu senin sorunun.                     

Bu kentte doğup büyüyen, ailesi tarafından desteklenen, çevresi tarafından göklere çıkartılanlarla aynı coğrafyayı yaşayacaksın.

Hani akrabalarımızı seçemeyiz, dostlarımızdır tercihlerimiz, en güzeli akrabalarla dost olabilmektir” derim ya, evet birbirimizi sevip kollamalıyız Antalya’nın yaşam kalitesi ise hedefimiz. Ama ben baktığımda böyle durmuyor. Antalya’nın menfaatinden birileri menfaat sağlarken Antalyalı güme gidiyor.

Burada sadece toplu taşımayı bir kez daha yazacağız.

“Bütünşehir” olmamızın ardından toplu taşıma tartışması gündeme bir kez daha geldiğinde “Büyükşehir Belediyesi artık Gazipaşa’nın en kıyı mahallesinden, Kaşın Eşen Çayı kıyısına kadar halkı “ucuz ve güvenli taşımak zorunda” demiştim.

Beni sevmeseler de takip ettiklerini biliyorum. Hemen akabinde ilçelerin taşıma araçlarına “Büyükşehir Belediyesi Denetimli Toplu Taşıma Aracı” yazıldı. Döşemealtı, Aksu, Kepez, Konyaaltı ve Muratpaşa ilçelerinin toplu taşıma sistemine dahil edildiği izlenimi verildi.

İlçelerdeki sektör temsilcilerine sordum, sadece aidat ödemeye başladıklarını, hiçbir değişiklik olmadığını öğrendim. Yolculara sormama gerek yok. İzmir’de Bergama’dan, Aliağa’dan Kemalpaşa’ya, Adnan Menderes’e nasıl, kaç dakikada, kaç liraya gidildiğini de biliyorum, Antalya’dan Kaş ve Gazipaşa’ya nasıl gidildiğini de. Hele bi Olympos Adrasan boyutu var ki anlatsam ağlarsınız halime.

Şimdilerde batı tarafta bir söylenti var. Hani geçen yıl “otobüs şofüwü awkadaşlaw. Hepinizi dinliyowum. Siyaset yapmayın” demişti ya. Hah işte bunu şimdi tüm ilçelere yayma derdinde. Dedikodu çarkı dönüyor, duymamış olabilir, varın duyurun. “Eşi araçiçi kamera şirketine ortak” cümlesi efsane oldu bile.

Oysa “Bütünşehir” fikrini ortaya atan kişinin 2. Kez göreve gelmeden önce hazırlıklı olması gerekiyordu. Tüm ilçe araçlarına şu çok tartışılan kart sistemini koyması gerekiyordu. Ya da bu kart sistemi sadece belediye otobüslerinde kalıp özel sektör bildiği gibi yapmalıydı.

Geçtiğimiz pazartesi akşamüstü Olympos’tan Antalya’ya geldim. Meltem’den VF01 hattına bindim. Kızılırmak Caddesi’ne geldiğimizde inecek olanlar düğmeye bastı. Durakta bekleyen yok, arkadan gelen başka otobüs vardı. Yani hedef bir sonraki durak oldu ve bizim ineceğimiz durak pas geçildi.

Nedenini sorduk, “görmedim” dedi. “Görevin değil mi?” diye sorduğumda edepli konuşmaya davet etti. “hakaret” mi, “küfür” mü ettiğimi sorup görevinin ışığı görüp beni indirmek olduğunu hatırlattığımda hakaret ettiğimi iddia etti. İşin rengi belli. Önümüzdeki yerel seçim sonucunu da toplu taşıma sitemi belirleyecek.

Bu arada abi; şu sözünü ettiğin kamera sistemi çalışıyorsa neden dinleyip bu durumlara müdahale etmiyorsun. İlla şahsına yönelik hakaret, küfür mü olması gerekiyor orda. Hakkındaki siyasi dedikodunun oralarda değil, bizzat partinde ve belediyende olduğunu geçen hafta sen açıkladın zaten.