AKP iktidara geleli 18 yıl oldu. 2002’de doğan çocuklar şimdi 18 yaşına geldiler. Bu nedenle 1989 tarihi birçok insana ikinci dünya savaşı öyküsü gibi gelecektir. Oysa tarihten ders almak; yanılmamak için, “kandırılmamak için”, çağın ilerisini, dağın arkasını görmek için, akıllı olmaktır.
1989 yılında yapılan yerel seçimler; (o zaman CHP’nin yerine kurulmuş olan SHP vardı) güçlü Genel Sekreter (Deniz Baykal) ve güven verici Genel Başkan (Erdal İnönü) birlikteliğiyle 42 il belediyesini SHP’nin kazanmasıyla sonuçlandı:
|
|
|
|
|
Oy oranları da şöyleydi:
Belediye başkanlıkları seçimi
Parti |
Aldığı oy sayısı |
Aldığı oy oranı |
Belediye başkanlığı |
Sosyaldemokrat Halkçı Parti |
4.402.173 |
% 32,76 |
652 |
Anavatan Partisi |
3.190.396 |
% 23,74 |
570 |
Doğru Yol Partisi |
3.155.694 |
% 23,48 |
550 |
Refah Partisi |
1.174.454 |
% 8,74 |
74 |
Bağımsızlar |
175.188 |
% 1,30 |
70 |
Demokratik Sol Parti |
868.027 |
% 6,46 |
37 |
Milliyetçi Çalışma Partisi |
405.944 |
% 3,02 |
24 |
Islahatçı Demokrasi Partisi |
67.591 |
% 0,50 |
7 |
Toplam[2] |
% 100,00 |
1.984 |
Böylece SHP birinci parti olurken şehir merkezlerinde %32,76 oy oranına ulaşmıştı.
Ancak, bu sonuçlardan sonra CHP kendi içine dönerek, üst üste üç olağanüstü Kurultaya gitmek suretiyle kavgalı bir parti izlenimini yaratarak yurttaşların güvenini büyük oranda kaybetti, birinci partiyken, iki yıl içinde DYP ve ANAP’ın arkasından üçüncü parti durumuna indi.
İki yıl önce birinci olan SHP; iki yıl sonra üçüncü parti olabildi. Bundan iki yıl sonra da 1994 yerel seçimlerinde DYP 889 belediye kazanırken, ANAP 793, RP 329, SHP 436 belediye kazandı. Böylece dördüncü sıraya geriledi.
Şüphesiz bunda daha başka iç ve dış siyasal olayların da etkisi vardı. Hiçbir siyasal olgu tek nedenden kaynaklanamaz. Birçok birleşeni bulunur.
Ancak bir siyasal parti için en önemli konu kendi içinde tutarlı ve güven verici olmaktır.
SHP döneminde; 1989 yerel seçimlerinin Antalya’da kaybının nedenlerinin başında da partinin ön seçimde kazanmış olan adayına karşı, yine partinin içinde olan, kaybetmişlerin aleyhte çalışması ve en azından ayrı bir parti gibi davranması gelmiştir.
Bunları neden anlatıyoruz?
Muharrem İnce’nin bırakınız ayrı bir parti kurmasını, parti içinde kalıp yüreğini ortaya koyarak çalışmaması bile hem CHP için, hem de kendisi için kayıp ve kırılganlık demektir. Bu nedenle hem CHP Genel Merkezinin hem de Muharrem İnce’nin yukarıdaki tabloyu incelemelerini ve 1977 yılında CHP’nin iktidara gelip 1979 yılında acılarla dolu olarak gittiğini ve Türkiye’nin 1980 darbesine teslim olduğunu, unutmamalarını diliyoruz